Tacettin Dergâhı’na bir gül fidanı dikmek

Tacettin Dergâhı’na bir gül fidanı dikmek

Türkiye’nin Alpereni Muhsin Yazıcıoğlu’nu yolcu ettik. Ankara tarihi günlerinden birini daha yaşadı. Yüzbinlerce insan, Türk siyasetinin gülümseyen yüzü, kişilik abidesi Muhsin Yazıcıoğlu’nu uğurladı.

Özal’ın cenazesine katılanlar BBP liderinin cenazesinin daha kalabalık olduğunu söylediler. Bu tabloya bakıp herkes dersler çıkarmalı.

Yazıcıoğlu, siyasi hayatı boyunca hiç kırmızı kart görmedi, mahkemelere düşmedi. Ağır ve haksız isnatlara maruz kaldığında bile efendilikten vazgeçmedi. En düşmanca tutumlara karşı bile tebessümle cevap verdi.

Dün cenazesinde toplanan yüz binler bu üslubun ne kadar etkili olduğunu gösteriyordu. İnsanlar sadece milletinin vicdanı olan bir siyasetçiyi uğurlamadılar, aynı zaman da günah da çıkardılar. Ona oy vermeyen kitleler bir bakıma Muhsin Yazıcıoğlu’ndan özür dilediler.

Siyasette temizlik olmaz diyenler Yazıcıoğlu örneğine iyi bakmalıdırlar. Aslında her şey insanın inandıkları ve aldığı terbiye ile ilgilidir. Savunduklarınız karekterinizin bir parçası haline gelmemişse en küçük toslamada dağılır, çözülürsünüz. Dünün radikal takılanlarının bugün, çok radikal dönüşümlere uğraması bunun en bariz misalidir. Bir zamanlar önüne geleni tekfir edenler, şimdi hiçbir ölçü tanımadan ulufe peşinden koşuyorlar. Onların tekfir ettikleri ise hala bir yüce davanın bayrağını dalgalandırmaya çalışıyor.

İnsanlar fani, Allah-ü Teala Baki’dir. Yazıcıoğlu’da artık bedenen aramızdan ayrılmıştır. Yaşadığı hayata, verdiği mücadeleye uygun bir yere de defnedilmiştir. Bunlar tesadüf değil, herkes layık olduğu yere gider. Arkasında yürüyen yüz binler, edilen dualar, indirilen hatimler ne ve nelere layık olduğunun göstergesidir. Türkiye’nin Alperen’i artık ebedi istirahatgahında İstiklal marşını soluklanacaktır.

Bir Elazığ türküsü,

"Dağlar ağardı kardan
Haber gelmiyor yardan
Ya gel, ya mektup gönder
Kurtar beni bu dardan"

diyor.

Karların arasında günlerce onu bekleyip daraldık. O geldi ama artık bir başka ülkeye, gerçek vatana gitmek için geldi. Artık hiç birimize gidenler için kıyametten önce buluşma yok. İnşallah hepimiz affı ilahiye, mazhar olur, ahrette de Peygamberimizin sancağı altında buluşuruz.

Yazıcıoğlu’nun Helikopteri düştüğü günden defnedildiği güne kadar gerekli ilgiyi gösterenlere de ne kadar teşekkür edilse azdır. Başta Başbakan, hükümet gereken ilgiyi en üst düzeyde göstermiştir. Kısa bir zaman diliminde Taceddin dergâhı için Bakanlar Kurulu kararı çıkarılması bunun ispatıdır. Keza Cumhurbaşkanının samimi ilgisi, Genelkurmay’ın, Askerin cansiperane gayretleri binler teşekkürü hak etmiştir. Ama en büyük teşekkür, cenazeyi büyük bir olgunlukla kaldıran, tören boyunca kahrolsun, defolsun şeklinde tek bir slogan atmayan Alperenlere ve cenazede bulunan her kesimden insanımızadır. Ondan geldik, dönüş yine onadır. Başka söze hacet yok.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi