BBP'de kongre süreci ve Yazıcıoğlu

BBP'de kongre süreci ve Yazıcıoğlu

Yazıcıoğlu’nun ölümü üzerinden neredeyse kırk gün geçti. Önümüzdeki günlerde yasa gereği BBP yeni genel başkanını seçecek.

İlk’ler hemen her harekette biraz efsaneleştirilirler. Muhsin Yazıcıoğlu BBP'nin ilk genel başkanı. Ölene kadar da bu görevi hakkıyla eda etti. İlk olması münasebetiyle yerine geçecek olan genel başkanın işi çok zor. O efsane her zaman varlığını üzerinde hissettirecek ve her gelen başkan mutlaka onunla mukayese edilecektir.

BBP’nin şuurlu, eğitim düzeyi yüksek bir delege kompozisyonu var.

Hiçbir tesir altında kalmadan, Büyük birlik davasının- geleceği için en uygun tercihi yapacaklardır.

Ama asıl anlatmak istediğim bu değil.

Yazıcıoğlu’nun ölümüne vesile olan kazayla ilgili spekülasyonlar sürüyor. Ortaya atılan iddiaların çoğu mesnetsiz, temelsiz, dayanaksız iddialar değil. Şüphe etmek için bir çok sebep var. En önemlisi kazadan sonra yapılanlar. Olay kaza olsa bile, olaydan sonra arama çalışmaları şüphe etmek için yeterince doyurucu. Yazıcıoğlu ve arkadaşları uzun süre düştüğü yerde değil başka yerde arandılar. Sanki gizli bir el, onların sağ bulunmaması için her türlü karartmayı yaptı.

Başbakan kazadan hemen sonra bir meclis araştırma komisyonu kurulacağını ve olayın tüm yönleri ile araştırılacağını söyledi. Aradan kırk gün geçti, ama hala meclis araştırma komisyonu faaliyete geçemedi. Ne zaman geçeceği de belli değil. Bu tip ihmaller neticede toplumdaki soru işaretlerinin artmasına vesile oluyor.

Bir suikast var mıydı, yok muydu, buna ancak tüm belgeler, bilgiler toplandıktan sonra karar vermek mümkün. Olay belki de kazaydı. Ama olaydan sonra yaşananlar bilinçli bir ihmal ihtimalini akla getiriyor.

Bu kazanın akibeti sadece merhum Yazıcıoğlu ve sevenlerini ilgilendirmiyor. Bu ülkede geçmişte siyasetçilere dönük bir çok suikast yapıldı. Bir çok faili meçhul yaşandı. Bu ülkenin Cumhurbaşkanının(Özal) ölümünün üzerindeki şüpheler bile tam dağılmadı. Eşref Bitlis’in ve daha bir çok önemli ismin ölümlerinin etrafındaki sır perdesi açılamadı. Yazıcıoğlu AKP’den sonra Milli-Sivil-Demokrat çizgiyi temsil edebilecek yegane alternatifti. İktidarın AKP’den BBP ye geçmesi siyasette milli damarın sürmesi, ulusalcı, Ergenekoncu taifenin havasını alması demekti. Birileri Yazıcıoğlu iktidar alternatifi olmadan bu işi bitirelim diye düşünmüş olabilir. Bu ülkede Milli liderler için her zaman her ihtimal akla gelebilir. Yazıcıoğlu’nun suikaste kurban gitmesi için bir çırpıda onlarca sebep göstermek mümkün. Öyledir veya değildir, ama mutlaka toplumda gittikçe büyüyen soru işaretlerinin izalesi için meclis araştırma komisyonunun bir an önce harekete geçmesi gerekiyor. Bu olayın doğru düzgün araştırılması, başka liderlere dönük kumpasların, tuzakların önünü almanın da bir vesilesi olacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi