Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Bozgunculuğun Alfabesi

Bozgunculuğun Alfabesi

“Kürt Açılımı” diyorlar…
Madem açılıyoruz o halde Kürtçe alfabeye x,q, w harflerini ilave edelim deyince kimi mahfillerde kıyamet kopuyor.
Hele de Bahçeli’nin suçlaması oldukça vahim:
İhanet!
Hangisi ihanet?
Latin alfabesini kabul etmek mi?
Osmanlı alfabesini yıkmak mı?
Leyleğin ömrü laklaka ile geçermiş…
İşin özüne inemeden laklaka yapan pek çok politikacımız var. Kendi öz alfabesi çarmıha gerilirken kuzu, yabancılaşma olunca aslan.
Damarımda kanımsın!..
Çarpık milliyetçilik damarda durduğu gibi durmuyor.
1908 sonrasında, yabancılaşma adına bu ülke kaç darbe yedi?
Kaybettiklerimizi geri alabilsek dünyanın en uygar ve de en ileri ülkesi olmuştuk.
Şimdi neyiz?
Dünya arenasında kalkınmada kaçıncıyız?
Kişi başına düşen milli gelirimiz Yunanistan’ın dörtte biri değil mi?
Hani bir Türk dünyaya bedeldi?
Şimdi görülen o dur ki, cebindeki ağırlığı ile bir Yunan dört Türk ediyor.
Ekonomi tabii…
Her şeyi darbelenmiş bir ülkenin Kürtlere tanıyacağı alfabeyi konuşuyoruz.
Dünya bizi asimilasyon arenasında görüyor…
Ne zaman donuna kadar asimile edileceğimizi bekliyorlar.
Söyleyin bakalım, harflere takılanlar Latince alfabesinin bir gecenin veledi zinası olduğundan neden konuşmazlar?
Bu coğrafyada bir zamanlar Osmanlı’nın 700 yıllık alfabesi vardı.
O alfabede tarih yazılıyordu.
Osmanlının anlı ve şanlı tarihi…
Şimdi ise dut yemiş bülbüle döndük. Kimse kimseyi anlamıyor…
İşte o zenginliği birileri kaldırıp atınca damarlarında asıl kan olanlar(!) “uygundur efendim” dediler.
Uygun olan ne?
Latin alfabesi: Yunan medeniyetinin simgesi.
Biz Yunan olmadığımıza göre, kendimize olanı kaldırıp atıp Yunan kültürüne yol açan alfabeyi “devrim” diyerekten ülkeye soktuğumuzda tarihin tüm lambaları sönmüştü.
Ülke geçmişi ile halen karanlıktadır.
Aramızda dedesini mezar taşını okuyabilen kaç kişi var?
Tarihi eserlerimizin ne anlatmak istediklerini biliyor muyuz?
Dünyada tarihi ile barışmayan bizden başka kaç ülke vardır?
Tarih bize yabancı, biz ona yabancıyız…
İçişleri Bakanı Beşir Atalay “alfabe üzerinde bir çalışmamız yoktur” derken, yüzündeki mimiklerden suçlanmış olduğunu görüyorum.
Sayın bakan, suçlanma, nasıl olsa treni kaçırdık. O alfabeye üç harf eklense ne olur, çıkarılsa ne olur.
Sonuçta alfabe Yunan’a ait değil mi?
Bir buçuk asırdır bu millet harfiyle, inancıyla, tarihi ile görülmemiş tertiplerle karşı karşıyadır. Bir türlü milletimizi asimile edemediler.
Zina dediler olmadı, çağdaş uygarlık adı altında tüm pislikleri piyasaya sürdüler yine olmadı. Ayaktayız, yıkılmadık, yıkılmayacağız inşallah.
Ne var ki aramızda gidişatın şuuruna varamayanlar var.
Ortadoğu çemberinde ne yapılmak istendiğini göremiyorlar. Ortadoğu’nun bir petrol zenginliği olduğunu anlamıyorlar.
Basiretleri bağlanmış.
Gözleri kör, kulakları sağır, duygusuz.
İşte Kuzey Irak…
Bin yıl bir arada yaşamamıza rağmen ayrıyız. Şimdi o bölgeye sırf petrolü ve de doğalgazı yüzünden ABD ile yandaşları hükmediyor.
Yarın da güneyimizdeki yer altı zenginliğine “Kürtçülük” bahanesiyle sahip çıkmaya kalkışacaklar, siz hâlâ alfabe diye oyalanın durun.
(*) Emekli Hakim

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi