Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Vergi Memurlarını Hakim Yaparken Oldu, Ama Alın Teri ile kazananlar Olmu

Vergi Memurlarını Hakim Yaparken Oldu, Ama Alın Teri ile kazananlar Olmu

Bir kısım hakimler kararları ile konuşsalar da ne demek istediklerini anlamıyor değiliz, anlıyoruz ve de çok iyi anlıyoruz...
Demek istiyorlar ki imam hatip lisesini bitirenler(meslek liseleri de dahil) isterlerse uzay istasyonlarını kursunlar bu düzenden onlara asla geçit yok. Sınavlarda birinci olsalar da yok, başarı belgesi alsalar da yok.
Sebebi!
Madem imam başladılar, imam bitirecekler...
Ya ne sandın!
Hem imam okulunu bitir, hem de “İmam Başbakan” ol.
Var mı öyle yağma!
Zaten iş geldi zurnanın deliğine dayandı, başörtülüyü okula sokmazken bakmışsın ki Cumhurbaşkanının eşi olmuş, Başbakanın eşi olmuş, bakanların eşi olmuş...
Kıyamet alametleri!!!
Mustafa Kemal’den sonra köşkte ikinci başörtülü Cumhurbaşkanı eşi...
Oysa ki o yerleri ittihatçılar Osmanlı’dan koparıp aldıklarında laikçiliğin küllemeli harmanında ne başörtüsü ne de kıble vardı. Hesapta bunlar yoktu...
Hesap döndü, sonra da sap dönecek...
Milletvekillerinin eşlerini örtüleri yüzünden o köşke almayan gitti, yerine tam tersi geldi, oturdu. Hem de bir daha kalkar mı kalkamaz mı orası da pek belli değil...
Ha başörtüsü, ha imam hatip liseleri fark etmiyor.
Oysa o köşkün ne günleri vardı!
Akıp giden su gibi paralar.
Kadeh, kadın, eğlence, israf...
Çağdaş uygarlığın anlısı şanlısı ve de geri kalmışlığımızın ezikliği...
Sen şehit ol yavrum, vergini ver, askerliğini yap başka işlere karışma!
Başı dibin açılsın ama gözün asla açılmasın.
“Uyu uyu yat uyu”!
Musalla taşına konulan her kimse “er kişi niyetine”...
İmam hatip liselerinin başlıca vazifeleri; mevtayı kaldırma, ölüyü yıkama, namaz kıldırma memurluğu. Mademki imamlık mesleğine koydun işini salla başını al maaşını...
Madalyonun diğer yüzü ise öyle değil.
Her başlayan öyle kalmıyor işte...
Birtakım yıkama yağlama ameliyesinden geçtin mi istersen başçavuş ol, sınıf değiştirmek suretiyle subay da olabilirsin, hakim ve savcı da. Akademisyen... Kaymakam...
Polis memuru için de aynı kural geçerli...
Bir tek parya sınıfı (imam hatipliler) meslek değiştiremez, gerisi hep değiştirir.
Faşizmin bu alçak kuralını kimler koymuşsa!
Tabii ki ülkeyi cumhuriyetçilik bağnazlığında esir alanların saplantısıdır bu, Kafes Operasyonu’nda kafeslenme korkusu geçiriyorlar...
İmam hatipliye sınıf değiştirmesin diye taş çıkaranlar, kendilerine sıra gelince bakın nasıl oluyor. Yapıyorlar oluyor, ediyorlar oluyor.
İtiraz eden mi var?
1982’lerde anayasaya dayalı olarak çıkarılan 2576 sayılı kanun...
Hakimlik mesleğini bir nevi talan etme kanunu. “İdari tasarrufların mahkemenin denetimine tabi tutulması” kuralı idare mahkemelerinin kurulmasını gerektiriyordu.
Kurdular ama bu bir fırsattı, ek birinci madde ile vergi çalışanlarından tutun da gümrük çalışanlarına kadar hakimlik kariyeri olmayanları bu mahkemelere tepeden atayıp işin içerisinden çıktılar. Aslında bu hareket yargıda bal gibi liyakatsiz kadrolaşmaktı.
Sanki hakimlerin suyu çıkmış da gidip bir başka bakanlıklardan alakası olamayanları hakim olarak atadılar. Doğrusu yaptılar oldu!
O zamanlar Danıştay da vardı, Anayasa Mahkemesi de...
Sesleri hiç çıktı mı?
Solukları da çıkmaz, çünkü o devir darbenin bayramı sayılırdı ki sadece kadrolar değil, devletin hazinesi de yarenlere kredi adı altında ulûfe niyetiyle peşkeş çekilmişti. Demek oluyor ki kutsanmış resmi ideolojinin tapınağına secde edenlere bu ülkede her zaman bal da var börek de var, kadro da var. Asıl olan halkın çocukları; masum, çilekeş, sahipsiz...
Onların tarihsel şiarı:
Vatan sağolsun...
Şehitler ölmez...
Katsayı o açıdan beşe ona katlanıyor...
İmam hatip liseleri sadece bir devrin değil, şu anda devletin boğuşmakta olduğu yer altı dünyası ile alakalıdır. O karanlık dünya halkın aydınlık dünyasına geçit vermek itemiyor.
Bir sabah uyandıklarında Haliç’te Fatih’in gemileri ile burun buruna geleceklerinin şokuyla yaşıyorlar. O açıdan hak - hukuk, adalet sonraki iş...
Bu bir saltanat ve de Batı Yakası hikayesidir ki ey halkım, burasını iyice anla...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi