DTP'den özür dileyin bari

DTP'den özür dileyin bari

Aydını bu kadar bayağılaşan, bu kadar puştlaşan başka bir topluluk var mı acaba?
DTP sine-i Apo’ya dönmesin diye neredeyse özür dileyecekler. DTP'ye dalkavukluk yaparak, müdahane ederek sokak eylemlerini durduracaklarını sanıyorlar.
Bu kişiliksiz tavır olmasa, DTP bu kadar küstahlaşmaz, Sine-i millete döneceğiz diye Türkiye’ye şantaj yapamazdı.
Adamlar Türk aydının dişlerini saymış.
Siyasetçisinin ne kadar tutarsız, ne kadar çapsız olduğunu görüyorlar.Azıcık diş gösterince her istediklerini alacaklarını düşünüyorlar.
Bu pısırıklık olmasaydı, DTP’liler, muhtemelen halka sorduk, mecliste kalmamızı istediler onun için istifalardan vaz geçtik diyeceklerdi. Ama istifaların meclisten geri döneceğini bildikleri için bir yiğitlik gösterisinde bulunacaklarına şüphe yok. Onlara bu sahte kahramanlık gösterisini yaptıranlar, birkaç sokak gösterisinde eli ayağı birbirine karışanlardır.
Anayasa mahkemesinin son yıllarda verdiği tek doğru ve hukuki karar olan kapatma kararını PKK'nın şerrini azaltmak için eleştirenlerdir.
Hainden medet umanlar ihanetten kurtulamazlar.
Terör mücadelesi rica ile minnet ile yapılan bir mücadele değildir.
Terör mücadelesi kararlılık ister. Gözü karalık ister. Plan, program ister.
DTP’liler istifa etmemek için kendilerine bazı teminatların verilmesini istiyorlar. Yeni bir Anayasa yapılmasını, siyasi partiler kanunu ile seçim kanunun değiştirilmesini istiyorlar. Yoksa istifa ederiz ne haliniz varsa görün diyorlar.
Adam gibi biri çıkıp da ederseniz edin diyemiyor. Aman yapmayın dedikçe DTP’liler daha bir pervasızlaşıyor. Karşılarındakilerin zaafından daha çok istifade etmeye çalışıyorlar.
Bu psikoloji terörü kışkırtmaktan başka işe yaramaz. Savaş kaybetmiş ülkenin aydınları, politikacıları gibi davranmakla bu meseleler çözülmez.
Açılımların duvara çarpmasının sebebi de bu ruh halidir. Daha düne kadar Apo’yu paşa yapın,çiftlik verin veya Avrupa’ya sürgüne gönderin diye büyük, büyük laflar edenler, şimdi hükümet PKK'yı muhatap almadığı için KCK sokak eylemlerini kışkırtıyor diyorlar. Fildişi kuleden ahkam kesmekle her şeyi anladıklarını, dünyayı okuduklarını sanıyorlardı. Halbuki, Kütüphanelerinin ötesini bile tanımıyorlar. Daha kötüsü AKP hükümetinin burnunun ucunu göremeyen bu adamları dinlemekte ısrar etmesidir. Açılımları duvara çarptıran karşıtlarından ziyade yandaşlarının ipe sapa gelmez ifadeleridir. DTP'nin devre dışı kalması açılımları akamete uğratmaz, bilakis daha sağlıklı, daha az sancılı bir zeminde yürümesine vesile olur. Çünkü DTP açılımları bir ayrışma, parçalanma sürecine çevirmek için her şeyi yapıyordu. Ama esasında ortada devre dışı bırakılan bir parti de yok. Bazıları kapatma kararını çok ciddiye alıyor. AYM mevcut dosyada başka türlü karar vermek mümkün olmadığı için DTP'yi kapatmış, ama ilginç bir şekilde, yasaklanan milletvekili sayısını mahdut tutarak aslında fiili olarak DTP'yi açık bırakmıştır. Bu çeyrek bir kapatma kararıdır. Daha doğrusu mahkeme, kapısını, penceresini, sandalyesini kapatmış, ona hayat verenleri olduğu gibi bırakmıştır. Bu çeyrek kapatma kararı bile, DTP'ye karşı çok büyük bir kabahat işlenmiş gibi sunulmuştur. Türkiye bu kafayla ne terörle, ne de bölücülükle mücadele edebilir. İşi zora sokan kendi hamakatımız, kendi gafletimizden başkası değildir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi