Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

'Çılgın Türkler ve Şeyn Kürtler'

'Çılgın Türkler ve Şeyn Kürtler'

Üslup açısından AKP, açılımı baştan beri yanlış götürdü. Bunun için de çıkmaz sokağa girdik. İkincisi. her zamanki gibi aydınlar ve bilhassa Cengiz Çandar ve Hasan Cemal gibiler sürece yanlış ivme verdiler. Sürecin tıkanmasından sonra da Ahmet Altan ve Oral Çalışlar gibiler hala meseleyi olumsuz zeminde itekliyorlar. Oral Çalışlar, sanki DTP ve 'Kürt iradesi' örgütlü PKK'nın ve onun ötesinde Abdullah Öcalan'ın ipoteğinde ve rehinesi değilmiş gibi Kürtlerin kendi haline bırakılmasını savunuyor. Halbuki, Muş faciası da göstermiştir ki, zorbalar halkı kepenk indirmeye zorluyorlar olmazsa Vandallar gibi yakıp yıkıyorlar. Birisi de nefsi müdafaa yaparken facianın hacmini büyütüyor. Evet! Bir derece benzer bir çerçevede bazı MHP'liler arzu ettikleri gibi gelişmeleri ve hadiseleri balkondan seyredebilirler. Bu onlar ve ülke için kutuplaşmayı daha da körüklemeyeceği için daha hayırlı olabilir. Lakin ülkenin geri kalanı için aynı durum mevzubahis midir? Tabii ki, hayır. İçtimai veya değil; yangın olduğunda ve yayılma istidadı gösterdiğinde elbette üzerine benzinle gidilmez ama su dökülür. Ve görevli itifaiye ile birlikte birilerinin gönüllüce bu görevi deruhte etmesi ve seferberlik halinde olması gerekir. Halbuki, Oral Çalışlar Kürtlerin iradesini ayrı ve bağımsız bir irade olarak görüyor. Sanki onlar veya bizler bu ülkede değil de başka bir ülkede veya gezegende yaşıyoruz. Aramızda hiçbir şekilde geçişlilik bulunmuyor. Sanki başka bir gezegenden olan biteni seyreden Oral Çalışlar 'İyi Kürtler, kötü Kürtler' başlıklı makalesinde bakın meseleye nasıl yaklaşıyor: "Şimdi gözümüz, kulağımız 'iyi Kürtler'de. Değerli yorumcularımıza göre Kürtler arasında ayrışma artık an meselesi. Bekliyoruz, 'iyi Kürtler', 'kötü Kürtler'den bir ayrılsınlar bakın işler nasıl kolay yürüyecek. Bizler de, yani iyi Türkler, onlarla Kürt siyasetini yeniden kuracağız...

Kürtler arasında ayrışma olur mu, olmaz mı onu önümüzdeki günlerde görürüz. Bu onların kendi sorunları. Bu işi onlara bıraksak ve kendi bildikleri gibi yapsalar olmaz mı? Kürtlerin nasıl ayrışacağına da mı biz Türkler karar vereceğiz? Bu saçma bir durum değil mi? Zaten böyle bir şeyin mümkün olmadığını bir süre sonra anlayacağız..." Bölücü mantık açısından bu söyledikleri elbette ki doğru! Ona göre, Kürtleri- hangi kriter adına ise- Abdullah Öcalan'ın yoğurmasına ve insiyatifine bırakmalıyız.

Birilerinin Türkler içinde geliştirmeye çalıştığı Çılgın Türk tipi veya imajı Kürtler arasında da yine Partizanlar tarafından 'Şeyn Kürtler/Kötü Kürtler' suretinde pompalanıyor ve geliştirilmek isteniyor. Bu ifadeleri değiştirerek de kullanabilirsiniz. Zira, 100 yıl kadar önce Bediüzzaman da 'Şeyn Türkler/kötü Türkler' tabirini bugünün Ulusalcılarının selefleri veya o günün namazsız niyazsız züppe Jön Türkleri için kullanmıştır. Kürt kesiminin ulusalcılarına veya menfi milliyetçilerine de aynı tabir intibak etmektedir. Dolayısıyla Oral Çalışlar'ın aksine hep birlikte bu memlekette yaşayanlar olarak iyi Türk ile kötü Türkü veya zeyn Kürt (iyi Kürt) ile şeyn Kürdü (kötü Kürt) ayıracak ve sağduyuyu egemen kılacağız. Oral Çalışlar gibilerinin rağmına... Yoksa balkondan kendisi gibi ülkenin tahribatını mı izleyelim? O izleyebilir zira zaten elinde meseleye neresinden ve nasıl bakacağına dair sağlam bir pusulası bulunmuyor. Bu durumda işe karışması büsbütün kaosu artıracaktır. Ahmet Altan, Kürtlerin 20 milyonluk bir kitle olduğunu varsayarak ayrılmak da dahil birkaç seçenek üzerine duruyor. Kürtlerin çetelesini tutmak ve bağımsızlıklarına karar vermek ona mı düşmüş? Ve bu vazifeyi kendine kim veya kimler vermiş?

İyi Kürtlerin PKK ile yollarını ayırmaları gerektiği gibi dindarların da özgürlük adına yıkıcılığı yeğleyen bu münasebetsiz adamlarla daha doğrusu liberal kesimlerle çoktan yollarını ayırmış olmaları gerekirdi. Doğu Perinçek'in zıt ikizi olan adamlar kalkmışlar İslami kesimlere fikri rehberlik yapıyorlar. Zira, İslami kesimlerin sözde rehberleri de bu adamlar karşısında süklüm püklüm. Kompleks içindeler. AKP'nin kötülüklerinden birisi de liberalleri başımıza taç veya rehber yapmasıdır. Merkezi fikriyatı yıkarak algı güvenliğini kırmış ve İslami camiada fikri otoritesizliği daha da pekiştirmiştir. Bütün gazeteler onların olsa ne yazar. Açılımı fikren bile götüremedikten ve bütün kaleleri liberal isimlere teslim ettikten sonra.

Bediüzzaman, Münazarat isimli eserinde ''Jön Türkler'' ile ilgili olarak kendisine sorulan bir suale cevap verirken, 'hem de o sarhoş namazsızlar Jön Türk değiller, belki şeyn Türktürler. Yani fena ve çirkin Türktürler. Genç Türklerin râfızîleridirler. Herşeyin bir râfızîsi var. Hürriyetin râfızîsi de süfehâdır'' demektedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi