Ali Suat Ertosun...
Çok konuşulan ve de tartışılan bir isim.
İşin garibi en çok tenkit aldığı kesim iktidar yanlıları.
İktidarın Adalet Bakanı Cemil Çiçek’ten hem devlet madalyasını al, hem de aynı kesimin eleştirilerine hedef ol.
Tabii ki bu bir garip çelişki.
Ne olması lazımdı?
AK Parti yandaşlarının sayın Ertosun’u yere göğe konduramamış olmaları lazımdı.
El bebek gül bebek!
Aslına bakılırsa hakimlik mesleğinin bu tarafları çok gariptir.
İstenileni yaparsanız iyi, yapmazsanız tu kaka...
CHP ile MHP’nin, Ergenekon davasına bakan hakim ve savcılara nasıl yüklendiğini görüyoruz. Oysa ki o hakimler daha önce hem bağımsızdı hem de tarafsızdı.
Kısacası Türk yargısıydı.
Değerlendirmeler şüphesiz bakılan davaların nevine göredir.
Hakim irtica davasına bakıyorsa tarafsızdır, yok Ergenekon davasına bakıyorsa taraflıdır! Bazen tersi de olmuyor değil; Danıştay’dan muhalif kesim lehine karar çıktığında iyi, aykırı karar çıktığında iyi değil.
Aslında öyle olmamalı.
Güven meselesi.
Bu demektir ki vatandaş yargıya taraf gözü ile bakıyor.
Yargı ne yaparsa doğrusunu yapar diyemiyor.
Vatandaş bunu demeli.
Demesi için görev ilk önce HSYK’ya düşer, sonra da hakim ve savcıların vicdanına.
Biliyoruz ki HSYK, kararlarına karşı hukuk yoluna gidilemeyen tek mercidir.
Ali Suat da o mercinin üyesidir.
Üyesidir ama, kozmik odalarda konuş, üye seçimlerindeki ilkesizliklerde konuşma! Tarafsızlığını yitirmemiş her üye bu haksızlığa karşı durmalı.
Demeli ki: “Seçimi objektif kurallara göre yapalım.”
Nedir bu objektif kural?
İlke kararı.
Adamı olanın veya bizden olanların anlayışı yerine bir sınav.
Değilse kur’a sistemi...
Kazanan kazanır, çıkan çıkar...
Ne olur biliyor musunuz?
Artık bu kurula hiç kimse bir söz söyleyemez.
Şimdi söylüyor.
Yargının tepesinde ideolojik kadrolaşma var...
Teşkilatta boynu bükülenler öyle anlıyor, öyle biliyor.
Sayın Ertosun, kozmik odaların soruşturma aşamasında aranmasının yasal olmadığını ileri sürdünüz. Yorum işi, yasadan sanki öyle bir anlam çıkıyor.
Ama değil, soruşturma olmadan kovuşturma nasıl olsun?
O konuda dava açılmadan durduk yerde kozmik oda aranır mı?
Hem bu arama devletin sırrı ile neden alakalı olsun?
Orada darbe planları aranıyor, ilişkiler aranıyor; devlet sırrı değil...
Her neyse, bu cesurca bir ifadedir.
Aynı cesareti kurulun üye seçim sistemi hakkında gösterin de arkanızdan alkış tutalım.
Görüyoruz ki bu seçimlerde oldukça haksızlıklar yapılıyor.
Kimin hangi kriterlere göre seçildiği belli değil...
Kurul yıpranıyor, yargı yara alıyor, meslekte ayrılık gayrılık oluyor...
Olmamalı...
Hani şu taraf gözlüğü...
Kim çıkaracak bu gözlüğü?
Hadi görelim bu seçim olayındaki cesaretinizi, tavrınızı.
“Bu bir haksız seçimdir” diye parmağını kim kaldıracak?
Yüzlerce birinci sınıf hakim ve savcının hakkını kim koruyacak?
Hadi görelim...
Ergenekon’a görüş sallayanlar, bu tabağa da bir kaşık sallasınlar da görelim.