Çiçek, CHP ve demokrasi

Çiçek, CHP ve demokrasi

Dursun Çiçek’e ait olduğu iddia edilen ses kaydı, ıslak imzanın sahibini tereddüde mahal bırakmayacak şekilde ortaya koyuyor.

Çiçek, jandarma kriminale sitem eden konuşmasında adeta belge doğru olsa bile –rapora kuşku uyandıracak- ibarelerin konulması gerektiğini, mesleki dayanışmanın bunu gerektirdiğini söylüyor.

Bu konuşmadan sonra –ıslak imzanın- sahibiyle ilgili herhalde kimsenin şüphesi kalmamıştır.

Ben baştan beri itiraz edenlerin de imzanın varlığı ile bir kuşkuları olduğunu sanmıyorum. Belgenin varlığından o kadar emindiler ki, itirazların tamamı kamuoyunda azda olsa bir şüphe yaratmak içindi. Varlığından emin olmasalar bu kadar patırtı çıkartmazlardı zaten.

Çiçek’,in genelkurmay başkanını bile içine alan eleştirileri TSK'yı bir kalkan gibi gördüğünü gösteriyor. Çiçek kanun dışı iş yapacak, genelkurmay işini gücünü bırakıp onu savunacak. Mantık bu. Bugüne kadar yasa dışı işlere karışanlar bu mantığın verdiği güvenle hareket ettiler. Biz kirletiriz TSK temizler.

ETÖ davası ile başlayan süreç, kirletenlerin bundan sonra kirlerini TSK'ya temizletemeyecekleri anlamına geliyor. Kirleten kirinin cezasını çekecek. Dünyanın her yerinde de bu böyledir.

Ses kaydının en ilginç yanı Çiçek’in Baykal ile ilgili olan beyanlarıdır.

Meğer CHP lideri ETÖ’nün Avukatlığına soyunurken müvekkilleriyle dolaylı veya doğrudan görüşmekten imtina etmemiş. Avukatlığı aşan bir ilgiyi müvekkillerinden esirgememiş. Hani neredeyse kendini müvekkilleriyle özdeşleştirmiş. Halbuki bir Avukat için en büyük tehlike kendini müvekkilleriyle özdeşleştirmesi, zamanla davanın parçası haline gelmesidir.

Bu güne kadar, darbeler tartışılırken olayın hep asker veya medya boyutu irdelenmiş, CHP boyutu ihmal edilmiştir. Bu ülkede darbeleri kışkırtan, çanak tutan,demokrasiyi hazmedemediği için bana yar olmayan başkasına da yar olmasın diyen CHP'dir.Türkiye’de darbeler CHP diye bir partimiz olduğu için kolayca yapılabilmekte, siyasi alan CHP'nin katkılarıyla aşındırılabilmektedir. Onun için darbeciliğin kaynağı önce CHP'nin içinde kurutulmalıdır. Halka dayanmayanlar, halkı bir tehdit ve tehlike gibi görürler. Halkın sesini kısmak için her türlü kirli ittifaka girerler. CHP halktan ümit kesmiş bir partidir. Türk Halkı da CHP'den ümit kesmiştir. Onun demokrasinin bir parçası değil,millet iradesinin karşısında olanların bir parçası olduğuna inanmaktadır.

Bu düşüncesinde haksız da değildir. Yıllardır yazıyorum CHP ve türevleri şeriattan değil demokrasiden korkuyorlar. Halkın iradesinin meclise yansıması demek, CHP'nin ilelebet iktidar olamaması demektir. CHP'nin iktidar ümidini koruyabilmesi için milli iradenin önünün kesilmesi gerekiyor. Vesayet kurumları yoluyla CHP düşüncesinin iktidarda tutulması gerekiyor. Son Anayasa taslağını CHP'nin kendisi için bir tehdit olarak görmesi bundandır. Türkiye demokratikleştikçe CHP kaybedecek. Kaybetmemek için de her yolu deneyecektir. CHP'nin iktidarını korumak için direnmesi anlaşılabilir bir şeydir. Anlaşılır olmayan, CHP'nin peşine takılarak onun iktidarına payanda olmayı milliyetçilik sanmaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi