Serdar Demirel

Serdar Demirel

Halk dalkavukluğu

Halk dalkavukluğu

Hakikat çoğu zaman iktidar dalkavukluğu ile halk dalkavukluğu arasında örselenip durmaktadır. Dalkavuklar bunu sûret-i haktan gözükerek ve de söyledikleri her şeyi Hak’ka isnat ederek yaparlar. Doğruyu arayan kesimlerin kafası da bu zeminde karışır, kime güveneceklerini, kime gideceklerini pek de bilemez hâle gelirler.
Bâkî ne de güzel söylemiş: “Bâtıl hemişe bâtıl ü merdutdur / Müşkil budur ki sûret-i haktan zuhur ede”.
Sûret-i haktan zuhur eden bâtıl hakikatin kendisine değil, hakikatin ortaya çıkmasına zarar verir.
Dalkavuk, kendisine fayda sağlamak için o faydayı sağlayacağını umduğu kişi ve kurumlara yardakçılık eden zayıf karakterli menfaatperest insanlara denir. Halkımız buna çanak yalayıcı da demektedir.
Dalkavukluklar çeşit çeşittir. Ama iki ana katagoride sınıflandırılabilecekleri de muhakkaktır..
Öncelikle iktidarı elde tutan güç merkezine yaranmak için yapılan rejim dalkavukluğu. Aslında dalkavuğun tek ideolojisi menfaat olduğu için dalkavuk kendisine fayda sağlayacak çevrelere hoş gelecek işlere soyunur, söz ve fiillerini buna göre tanzim eder.
Bunlar işlerini ne kadar iyi yaparlarsa o kadar tehlikelidirler. Birçok sistemin çökmesinde bunlar son derece etkili olmuş ve olmaktadırlar da. Zira, sistemin zaaf noktalarını, işlemeyen yönlerini örter, sistem iyi işliyor diye de kendilerine inanan insanları uyuturlar. Bu süreç sistemlerin çökmesine kadar varabilir.
Bir de halk dalkavukluğu vardır. Dalkavukluk deyince pek de aklımıza gelmeyen ama hakikatin ortaya çıkmasında son derece tehlikeli olan ve kahramanlık kisvesi altında sergilenen, halkın yanlışlarını çıkarı uğruna meşrulaştırmaya çalışan dalkavukluk tipi yani.
Bunlar halka söylenmesi gerekenleri değil, halkın duymak istediklerini söylerler. Hâlbuki halkın her zaman doğrulara sahip olduğunu, hakikatten yana tavır aldığını kimse iddia edemez.
Bunun delili de basittir. Peygamberlerin gönderiliş hikmeti, her asırda peygamber misyonuyla ortaya çıkan mücedditlerin dâvası doğrudan sapan halk kitlelerine doğruları göstermek, onları sırat-ı müstakîme ulaştırmak değil midir? Bunu yapmak çoğu zaman halkın öfkesini çekmeyi beraberinde getirse de, durum değişmez.
Kur’an’da kıssası anlatılan peygamberlerin mücadelesinin özü budur. Onların mücaadelesine baktığımızda hem iktidar elitlerini hem geniş halk kesimlerini kızdırdıklarını görürüz. Eğer onların dâvası gâlip gelmişse, bu, onların gerçekleri bütün çıplaklığıyla ortaya koymasıyla ve bu uğurda taviz vermeden yürümeleriyle mümkün olmuştur.
Bu uğurda peygamberler, malum olduğu üzere, hâkim düzenlerden çektikleri kadar halk yığınlarından da çekmişlerdir...
Şimdi, “Dalkavukluk türlerinin hangisi daha kötüdür?” diye bir soruyla muhatap olsak, kuşkusuz ikisi de kötüdür diyeceğiz. Bazen biri diğerinden daha kötü olabilir. Ancak halk dalkavukluğunun hâkim sistem dalkavukluğundan daha az kötü olduğunu kimse söylemez.
Çünkü, halkın hakikat algısında tahribata yol açar. En kötüsü de bâtılın kitleselleşmesini sağlar. Hakikat adına ortaya çıkmış onca hurafenin hangi zeminde kabul gördüğünü, zamanla da doğrunun yerini aldığını sanıyorsunuz!?.
Hayatını hakikatin kazanmasına adayanlar her daim vardır. Ancak hakikatten kazanmak isteyenleri de unutmamak gerekir...
Dininden, ideolojisinden, klanından, cemaatinden kazanmak isteyenler tarih boyunca dalkavukluğun tipik reflekslerine sığınmışlar, kraldan daha fazla kralcı kesilmişlerdir. Hıristiyanlar buna, “Papa’dan daha fazla dindar olma iddiası” da derler. Bugün de buna tanıklık etmiyor muyuz?
Oysa Hak’kın itibarı, halkın iltifatına fedâ edilemez! Toplumun önünde duran kaç kişi bu prensiple hareket ediyor dersiniz?
Halk dalkavukluğuna soyunanlar birçok kişi için maalesef halk kahramanıdırlar. Ama halk kahramanı olmak hakkı söylemek anlamına gelmez.
Dalkavukluğun sıradanlaştığı yerde olan hakikate olur... Üzeri örtülen hakikattir zira. Kâfirle dalkavuğun ortak noktası örtmektir. Unutmamak gerekir ki, dalkavuğun rengi ne olursa olsun mantığı ve hedefi aynıdır.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Serdar Demirel Arşivi