Hüseyin Hatemi

Hüseyin Hatemi

Dinin aksi yöne döndürülmesi

Dinin aksi yöne döndürülmesi

Dinin aksi yöne döndürülmesinden, görünüşde din olan, ancak; amacı Din'den tamamen ayrı olan bir olgu doğar. Mâûn Suresi'nde, “Dini tekzib edenleri gördün mü?” âyetinde buna işaret vardır. Dini ters-yüz edenlerin birinci sırasında Müraîler, Mâûn'u men' edenler gelir. Toplum başlangıçta bunlar karşısında kararlı ve bilinçli bir tutum takınamaz ise, sonuç gitgide kötü olur. Emîr-ul-Mü'minîn Nehc-ul-Belâge'de “Dini Karşı-Din'e döndürme olgusu”na “dini bir giysi gibi ters-yüz edip giyme” benzetmesiyle işaret etmiştir. Mehmed Akif Merhum, Nehc-ul-Belâge'ye atıf yaparak, “Din de kürkün aynı olmuş, ters çevirmiş giymişiz!” der. Merhum Ali Şerîati de “Dine Karşı Din”de bu olguya işaret eder.

Emîr-ul-Mü'minîn bu olguyu tesbit ve ilân ettiği sırada Resûl-i Ekrem'in (S.A.) irtihâlinden daha (24) yıl geçmişti. Uyarıya aldıran çok az kişi oldu. Emîr-ul-Mü'minîn şehîd edildi. Uyarıya aldıranlardan hayatta kalanlar da birer birer izlenerek şehîd edildiler. Halk yine tınmadı. Bu şehîdlerin adları bile bizde bilinmez. Bunları şehîd edenlere gelince, “ta'zîz” edilirler. Adları Karaköy Meydanı'ndaki levhalara geçer.

Kur'an-ı Kerîm'de bu “dini karşı-dine çevirme olgusu” hakkında bir diğer işaret de Hacc Suresi'ndedir. (22/52-54)

Emîr-ul-Mü'minîn'in seçkin izleyicileri evlerinden alınıp ölüme götürülürken, Medînet-un-Nebî örneğini gören ve yaşıyan birçok kişi hayatta idi. Ne var ki, bu gerçek erlerin evlerinden alınmasına, ölüme götürülmesine seyirci kaldılar. Arkalarından kızlarının yürek parçalayıcı ağlamalarına kulaklarını tıkadılar. Resûl-i Ekrem'in (S.A.), Yüce Sevgili'nin irtihalinden kırksekiz yıl sonra Kerbelâ'ya seyirci kalmalarına şaşılır mı?

Yüce Sevgili irtihalinden önce mukaddes ve mübarek risalet vazîfesini tamamlamış, iki çok değerli (bahâ biçilmez) emanet bırakmıştı: Kur'an-ı Kerîm ve Ehl-i Beyt. Bunlardan; önce birincisi, kırksekiz yıl sonra da ikincisi mızrağa geçirildi.

“Dinin aksi yöne döndürülmesi” olgusuna karşı uyarı vazifenizi yerine getirmeye kalkışırsanız, Tavşanlı Chamber of Commerce'inden bir tezvirnâme gönderilir. Ey bîçare kardeş, atan da mı ingilisî danışardı? Türkiye'nin resmî dili ne zaman amerikanca oldu?

Geçen gün, kendimin yazıp nasıl ve ne bağlamda söylediğimi açıkladığım “kavurma şöleni” deyimim, “ey ahali! Duymadınızsa duyun ve îcabına bakın!” anlamında kamuya açıklandıktan sonra, bu çakaralmaz Zat; tüyler ürpertici şeyler söylüyor: Bir adam camide çok sinirlenmiş, öfkeyle dışarıya çıkmış, bir devenin kafasını kılıçla uçurmuş, böylece bu öfkeyle bir insanı öldürmekten kaçındığı için eyü bir iş yapmış olmuş! Oh maşaallah! Benim Devletlü Sultânım âkıbetin hayır olsun! / Yediğin bal ile kavurma, gezdiğin yer çayır olsun! Salih Peygamber ve Rabbi de aynı hükmü mü veriyor, hiç düşündün mü?

Emîr-ul-Mü'minîn'in “hayvanlardan da sorumlusunuz” sözü üzerinde, Rahmeten-lil-Âlemîn'in hayvanlar için de Rahmet olduğu gerçeği üzerinde hiç düşündünüz mü?

Benim adımı açıkça yazıp, Ehl-i Vatan'ı aleyhime tahrike kalkıştıktan sonra, bu içler acısı “karşı-din” edebiyatını bana gönderirken, becericisinin adını, “Chamber of Commerce” korkuluğu ardına gizlemenin anlamı nedir? “Ticaret Odası” derseniz pısmayacağım da İngilizce lügat paralarsanız mı korkup pısacağım?

Huseyn'in “Zibh-i Azîm” olduğunu, Kevser'deki “venhar”in de Huseyn'e işaret olduğunu, Kevser'in Fâtıma olduğunu anlamadıkça, Türkçe de konuşsak anlaşamayız.

Ey Azîzan, “münafıklar elinden örttü mânâ yüzünü!” şartları sürdükçe, şifreli konuşmaya çalışıyorum, “açık konuş da icabına bakalım!” diyorlar. Açık konuştuğumda da nâmerdlikle karşılaşıyorum.

Sabahattin Zaim Hoca, Allah'ın rahmetine intikal etti. Bu kubbede bir hoş sadâ bıraktı. Ben de bugün yetmişe basıyorum. İş bitmeden birşeyler tedarik etsem gerektir. Allah'a emanet ve iki ağır emanetin farkında olalım. Sevgiler!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Hatemi Arşivi