Serdar Arseven

Serdar Arseven

Baykal’ı dinlemiş ve böyle olacağını söylemiştim!..

Baykal’ı dinlemiş ve böyle olacağını söylemiştim!..

Son zamanlarda ilginç olaylara şahit oluyorum.
Aklımdan geçen, karşıma çıkıyor.
Bir yardım lazım olduğunda, yardım edebilecek durumdaki zat feryadımı duymuşçasına ya yanıma geliyor, ya telefon ediyor.
Dostumu, düşmanımı tayine yarar kayıtlar ayağıma geliyor.
Tesadüf yok; hepsine bir anlam yüklüyorum.
Sonra...
Anlam yüklediğim karşılaşmalar, yüklediğim anlamlara uygun olarak birbirini takip ediyor.
Bindik bir alâmete!..

Of ki of.
Hain planlar, işbirlikleri de ayağımın dibinde...

Geçtiğimiz hafta...
Dur bakayım;
Hah, 22 Nisan 2010 tarihinde aynen şu başlık altında yazmıştım:
“Hem Deniz Baykal’ı hem Önder Sav’ı dinledim!..”
Eveeeet!..
İstemeden dinledim ve yazdım.
Hatta ve hatta...
Dinlediklerimi; AK Parti’nin “en ileri” gelenlerine aktardım.
Öyle bir durum vardı.
Anayasa paketinin sekizinci maddesinin, yani parti kapatmaları zorlaştıran maddesinin geçmesini ülkem için can-ı gönülden arzu ediyordum.
Partiler, “iki dudak arasından” mutlaka kurtarılmalıydı.
Refah’a kapatma davası açıldı ne oldu?..
Yıllar sonra...
Benim teybime; “Gaza geldim dava açtım” dedi adam.
Refah Partisi boşu boşuna kapatılmış!..
Ülkem, yüz milyarlarca dolarlık zarara boşu boşuna uğramış!..
Boşu boşuna perişan edilmiş ülkem; iki dudak arasında!..

Ben bu bilinç ile muhalefet kulisinde oturur iken, 22 Nisan’daki yazımızda anlattığım üzere, ortada Deniz Baykal, bir grup CHP ağır topu geldi önüme.
Adamlar önüme oturdular.
Tam önümdeki, -amma matrak- Önder Sav idi.
Yanımda teyp yoktu; bir nefes alımlığına oturmuştum.
Ne kısmet;
Deniz Baykal, paketi engellemek için kimlerle anlaştıklarını anlatıyordu!..

İsim isim sıralıyordu...
Üç isim.
Bu üç isimle anlaşmışlar; tam da “8. madde” görüşülürken golü atacaklarmış!..
Bunu yazmıştık;
İsimler bende...
Bunlardan biri.
Baykal’a göre: “ele başı!..”
Vahit Erdem!..
İkincisi;
“Antalyalı!..”
Onu herkes tanıyor...
Üçüncüsü...
Onun ismini, adresini vermek istemem...
Zira; ben O’nun hâlâ, Baykal’la hem de böyle bir konuda işbirliği yapabilecek tıynette bir adam olduğunu zannetmiyorum!..

En net isim;
Vahit Erdem!..
Onun durumu biliniyordu zaten; Fransa’nın soykırım golüne rağmen,
“Fransa’dan aldığı liyakat nişanını” vermeye yanaşmamıştı.
Başbakan’ı
“ABD’ye, İsrail’e numara çekmek olmaz... Çok mu uyanıksın sen Sayın Erdoğan!” gibi laflarla, ulu orta hedef aldığı nicedir biliniyordu...

Yazık!..

Sabahlara kadar kulis arşınlarsanız, birtakım bilgilere sahip oluyorsunuz...
Kimin nereye çalıştığını, temaslardan, bakışlardan, laflardan, duruşlardan çıkartıyorsunuz.
Ve yüzde 99 oranında isabet kaydediyorsunuz...

Ne yazık ki; sonucu değiştirmeye yaramıyor bunlar.
Vekiller çok değişik kaynaklardan geliyor;
Kiminin kaynağı berrak...
Kiminin belirsiz!..

Maalesef, Anayasa değişikliğini sakata getiren gelişmeler oldu.
Sekizinci madde çakıldı.
Ben yine de; Erdoğan’ın karizmasının etkili olduğunu ve bu işin iyi götürüldüğünü düşünüyorum.
Ergenekon’un AK Parti’de de uzantıları var.
Kuliste çok yaygınlaştırmadım ama samimiyetlerine ziyadesiyle inandığım birkaç AK Parti yöneticisine “fire”den çok çok endişe ettiğimi söyledim.
AK PARTİ VE SAADET
Peki...
Bu durumun siyasi sonuçları ne olur?..
Bence...
AK Parti siyaseten kârlı çıkar.
Zira; Meclis’teki üçlü Ergenekon ittifakına karşı tek başına mücadele verdi.
Veriyor...
Sonuçta; “Anayasa değişiklik paketinin millete gitmesini isteyenler” ve “istemeyenler” kutupları var karşımızda.
Millete güvenenler ile tepeden bakanlar!..
Seçmenin destek vereceği bu iki anlayıştan biri olacak.
Meclis’te iki parti var gibi;
AK Parti ve diğerleri!..
Ve paketin getirilerinden biri;
Saadet Lideri Numan Kurtulmuş, Anayasa paketine eksiklerini dile getirmekle birlikte destek verdiğini açıklamıştı.
Bu Saadet’e yarar.
Meclis’te AK Parti, dışarıda Saadet.
Ne varsa, bu ikisinde var!..


Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi