Serdar Arseven

Serdar Arseven

‘İki ahlâksızlıktan bir kahramanlık çıkmaz!..’

‘İki ahlâksızlıktan bir kahramanlık çıkmaz!..’

CHP ağır topunun lafına bak;
Deniz Baykal, dünya liderleri arasındaki yerini şanla şerefle almış!..
Ne yaptı da aldı?.. Liderliği ispatın yolu bu mu?..
Büyük Atatürk, böyle mi öğretti size?..
Ona lâyık olmak için böyle “icraatlarda” bulunmak mı gerekiyor?..

Baykal, etkili muhalefeti sayesinde seçim mi kazandı da bu mertebeye erişti?..
Hükümeti ayağı yere basan eleştirileriyle, belgeleriyle hallaç pamuğu gibi attı da, öyle mi “dünya lideri” oldu?..
Baykal’ın “dünya liderliği” nereden geliyor?..
Kimin lideri?..
“Bayan vekili”nin mi?..
Hüneri ne?..
Girdiği bütün seçimleri kaybetmiş olan bir politikacıyı “dünya liderliğine” terfi ettiren nedir?..
İyi öyleyse;
Bu unvana kavuşmak isteyen her kimse, yanında çalışanla bu türden “diyaloglar” içine girsin!.. Pozisyonlarını kasede aldırsın.
İnternete verdirsin!..
Dünya liderliğinin yolu buralardan geçiyormuş meğer...
Ne alâ!..

Bakın ben görüntülere rağmen “Yapmıştır” demiyorum.
Ancak...
Bu türden bir ilişkiniz olmadığı halde size böyle bir iftira atılmışsa.
Yapacağınız ilk şey; ortaya çıkıp, “Bu alçaklıktır, namussuzluktur şerefsizliktir!.. İsmi geçen evli vekilimizle asla ve kat’a böyle bir ilişkim olmamıştır. Aramızda, ‘Genel Başkan-Parti Mensubu’, çalışan-çalıştıran olmanın dışında hiçbir ilişki söz konusu olmamıştır. Olmayan bir şeyi varmış gibi gösteren şerefsizlerle, namussuzlarla yargıda hesaplaşacağım” demek değil midir?..
Yok görüntüler birleştirilmiş de, karartılmış da, eskitilmiş de…
Bunlardan kime ne...
Çık ortaya ve açıkça yalanla...
Hem sonra; elinde belge varmış, bilgi varmış...
Tutan kim?.. Git hemen, teslim et yargıya...
Bunu yapmayıp da, daha ilk andan itibaren “Bu ahlâksızlıktır. Bu tür iğrenç malzemeler politikada asla kullanılmamalıdır” diyen ve sorumluların bulunması için hemen talimat veren Başbakan’ı suçlamak, kelimenin tam mânâsıyla ahlâksızlık!..

CHP’ye oy vermiş olanların ya da vermeyi düşünenlerin ruh hallerini de merak ediyorum...
Sıkıntı çekmiyorlar mı?.. Sorgulamıyorlar mı?..
Baykal ile öteki arasında böylesine bir ilişki var mı, yok mu, merak etmiyorlar mı?..
Kimlere oy veriyorlar; listeler hangi saiklerle belirleniyor?.. Umurlarında değil mi?..
Bu meselenin herhangi bir yönüyle kendi aileleri için söz konusu olması halinde nasıl bir tutum takınırlar?.. Bunların muhasebesini yapmıyorlar mı?..
Yoksa onlarınki bir başka dünya mı?..
Bizim bilmediğimiz, akıl sır erdiremediğimiz..
Böyle bir dünya mı?..

Ben öyle olduğunu sanmıyorum.
İlk günlerde dolduruşa gelmiş olabilirler, ancak CHP tabanının ahlâk anlayışının bu durumları sorgulatacağına neredeyse eminim!..
Beni daha fazla hayâl kırıklığına uğratmazlar umarım!..
ZIRVA TEVİL GÖTÜRMEZ!..
Bir yandan saçmasapan değerlendirmelerle Vakit hedef gösteriliyor, diğer yandan AK Parti...
Dün AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ ile konuştum. Müthiş tepkiliydi.
“İki ahlâksızlıktan bir kahramanlık çıkmaz” diyerek girdi söze.
Bu çarpıcı ifadenin açılımını da şöyle yaptı:
“Bu tür işlerin yapılması da ahlâksızlıktır, görüntünün servis edilmesi de. Ortada iki ahlâksızlıktan bir kahramanlık üretme gayreti var. Elinde bilgi-belge varmış. Öyleyse... Gidin yargıya başvurun!.. Bunlar, ahlâksızlık üzerinden siyaset üretme gayretindeler. Biz, ‘Birileri belaltı vurmak istiyorsa, ona alet olmayalım, şantajcı kişiler varsa, bu ahlâksızlık üzerinden siyaset üretmeyelim’ gayreti içindeyken, AK Parti’yi çamura bulaştırmak isteyenlerin alçakça ifadelerine muhatap oluyoruz. Bu çamura başkalarını çekmeye uğraşmasınlar..”

Baykal, aklı başındaki hiçbir CHP’linin itibar etmediği bir iftiraya başvurdu.
Hatırlarsınız, Önder Sav’ın bir vali ile çirkin diyaloğu bu gazete tarafından kamuoyuna duyurulduğunda da “AK Parti, genel merkezimize böcek koydu!” iftirasına başvurmuştu.
O günlere dönün ve bakın...
Baykal’ı kılavuz belleyip hemen saldırıya geçen kaç CHP yandaşı yazar, AK Parti’den ve bizden özür dilemek mecburiyetinde kalmıştı!..
Baykal elinde bilgi-belge olmadan konuşmazmış!..
Laf!..
CHP tabanı uyuyor mu?.. Olanı biteni görmüyor mu?..
Bir taban bu kadar da “aptal” yerine konmaz ki!..
Yazık değil mi Atatürk’ün evlâtlarına!..
ÖMER ÇELİK DE “PUŞTLUK” KURBANI
Parayla değil ya; puştluk gırla.
Ömer Çelik de böyle bir durumla karşı karşıya kalmış...
Açıklamasını verelim de anlaşılsın mevzu:

“Dün bazı internet sitelerinde son derece yanlış bir habere yer verilmiştir. CNN Türk’te Hasan Cemal ve Cengiz Çandar’ın hazırladığı “Tecrübe Konuşuyor” programında yaptığım açıklamalarla hiç ilgisi olmayan bir ifade, benim söylediğim sözler gibi sunulmuştur.
Bu yanlış haberde, benim açıklamalarımdan yola çıkılarak ‘Sayın Başbakan, Sayın Baykal hakkındaki kaseti iki gün önceden biliyordu’ gibi bir yorum yapılmıştır. Kuşkusuz bunun gerçekle ilgisi yoktur. CNN Türk’teki programda söylediklerimin kayıtlarına herkes ulaşabilir. Orada malum olayla AK Parti Hükümeti arasında bağlantı kurulması gayretlerine tepki göstererek, Sayın Başbakan’ın olaydan en son oylamada haberdar olduğunu, o kritik oylama sırasında, görüntülerin engellenmesi için gerekli talimatları hassasiyetle verdiğini söyledim. Bazı internet siteleri, ifademin ‘kritik oylama’ kısmını gerçekle alakası olmayan bir biçimde 2 gün önceki oylama olarak niteleyip, Sayın Başbakan’ın kaseti önceden bildiği şeklinde benim ifadelerimle hiç ilgisi olmayan yorumlar yapmışlardır.
Dün bu internet sitelerinin uyarılması üzerine, çoğu bu yanlış haberi yayından kaldırmış veya düzeltmiştir. Buna rağmen bugünkü bazı gazete haberlerinde ve yorumlarda aynı yanlış habere atıf yapılarak gerçek dışı ifadeler kullanılmıştır. Katıldığımız televizyon programının kayıtları ortadadır. Oradaki ifadem aynen ‘EN SON OYLAMANIN EN KRİTİK ANINDA’ Başbakanımızın olaydan haberdar olduğu şeklindedir. Bu nedenle, benim ifadelerim üzerinden Sayın Başbakanımızın, kaseti önceden bildiği şeklinde yorumlar yapılmasının imkânı ve gerçeklerle ilgisi yoktur. Kamuoyunun bilgisine saygıyla sunarım.”
Ömer Çelik

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi