Hüseyin Koç

Hüseyin Koç

AÇIK MEKTUP

AÇIK MEKTUP

Sağlık Bakanı Sayın Prof. Dr. Recep AKDAĞ’a,
Tarım Bakanı Sayın Mehmet Mehdi EKER’e,
Eczacılık Fakülteleri Dekanlarına,
Eczacılar Odası Başkanlığına.
Sayın Yetkililer,
Her biriniz, ülkenin değişik kurumlarında ve en üst düzeyde sorumluluk almış saygın zevatlarısınız. Sorumluluk alanlarınız geniş, geniş olduğu kadar da halkın sağlığını birebir ilgilendiren alanlar. Sorumluluğunuzun bilinciyle görev yapmaktasınız. Ancak, bir detay alanı nazarlarınıza sunmayı uygun buldum ve huzurlarınızı meşgul ediyorum.
Aşağıdaki sorularımla ilgili sorunların; Bakanlığınızın, dekanlığınızın ya da başkanlığınızın sorumluluk alanında olup olmadığını, görev alanınızda ise bu konu ile ilgili cesaretle bir karar verip ver(e)meyeceğinizi kamuoyu adına bilmek istiyorum.
Tespit: Son asrın başlarına kadar geçen zaman içerisinde yaşayan insanlık alemi, sağlık sorunlarını doğal kaynaklardan faydalanarak gidermekte idi. Ancak, asrın başlarında geliştirilen kimya sanayi ve laboratuvar imkanları ile, doğal kaynakların etken maddeleri saflaştırılıp molekül yapısı incelenebildikten sonra bu etken maddeler sentetik olarak daha ucuza ve seri şekilde üretime başlandı. Buna dayalı olarak geliştirilen eczacılık sanayinin de desteği ile doğal kaynaklar uzunca bir zamandan bu yana ve özellikle de ülkemizde horlandı, yadırgandı ve nihayet “koca karı ilacı” yaftasıyla sosyal hayattan uzaklaştırıldı. Ne var ki, sentetik ilaçların yan etkilerinin ortaya çıkması gecikmedi. Uzun süre ve yoğun bir şekilde sentetik ilaç kullanan kişi ve toplumlarda yaygın olarak görülen sentetik ilaçların olumsuz etkileri, insanları daha güvenli bir kaynak arayışına sevk etti. Bu sevk-i tabiinin sonunda varılan noktada bulunan kaynak, “doğal kaynaklar” oldu.
Özellikle, yaş ortalaması yüksek olan Avrupa ülkeleri, doğal kaynakların yaşlı kişilere sağladığı artı değerleri keşfettikten sonra doğal kaynaklara hızlı bir yöneliş gösterdi ve zaman içersinde de doğal kaynaklarla yapılan tedavi giderlerini sosyal güvence içerisine aldı.
Konu: Ülkemizde her ne kadar doğal kaynaklarla yapılan tedavi giderleri henüz sosyal güvence kapsamına alınmasalar da bu kaynaklara yöneliş ülkemizde de bir vakıadır. İşte bu yönelişin farkına erken varmış olan bazı iş bilir kişiler (!) piyasadaki talep ve hukuki boşluktan istifade ederek, sanki konu ile ilgili bir eğitim almış da, konunun sahibi imiş gibi bir intiba oluşturmuş bulunmaktadır. Öyle ki, konu ile ilgili piyasa her tür istismara açık olup televizyon ekranlarında ve radyo mikrofonlarında hançeresi yırtılırcasına bağıran KENDİNDEN MENKUL BİTKİ UZMANLARI (uzmanlığını kendisi onaylamış kişiler) ile toplumun sağlığı tehdit edilmektedir. Şahsım olarak 35 yıllık Ziraat Yüksek Mühendisiyim ve bunun 27 yılı bitkilerle ilgili akademik çalışmalarla, 22 yılı da üniversitede Tıbbi-Aromatik Bitkiler dersini vererek, konu ile ilgili araştırmalar yaparak ve lisansüstü araştırma tezleri yöneterek geçmiş olmasına rağmen “bitki uzmanlığı” unvanını anlayabilmiş değilim.
Halk adına, bahse konu sorunla ilgili aşağıdaki soruların cevaplarını aramaktayım:
1) Yerel ya da ulusal izlediğim televizyon ve dinlediğim radyolarda, kendisini “bitki uzmanı” unvanıyla tanımlayan kişilerin konuk olduğu, halk sağlığı ve doğal tedavi yöntemleri ile ilgili programlar yapılmaktadır. Programlarda, (yukarıda belirttiğim kimliğime göre, konuyu bildiği ya da söylediği için değil, ancak ve sadece ağzı olduğu için konuşan) bu kişilerce hadsiz hesapsız “reçete” adıyla tarifler ve tavsiyeler yapılmaktadır. Sayın seçkin ve sorumlu zevat, eğer, aynı verici kapsamındaki kanalları izler ya da dinliyor isek, kesinlikle zat-ı alileriniz de aynı programları izlemekte ve dinlemektesiniz. Bu programlardaki sergilenen durumlar beni ziyadesiyle rahatsız etmektedir. Bu programlar acaba sizin de dikkatinizi çekti mi? Rahatsızlık duydunuz mu? Sorumluluğunuzla irtibatlandırdınız mı?
2) Doğal kaynakların tedavide kullanımıyla ilgili bilgi verilirken, bu bilgiyi verenlerin konu ile ilgili bir yeterliğinin olması ya da buna ait bir sertifika alması gerekir mi? Gerektiği halde sertifika almadan bu konuda konuşmaları, sizin nazarınızda da, en azından bir şarlatanlık sayılır mı?
3) Eğer, icra edilen görevle ilgili bir eğitim gerekir ve de konu sizin de dikkatinizi çekiyor ve sorumluluk alanınıza giriyorsa, ekranlarda boy gösteren ya da mikrofon başında yaptığı çığırtkanlıklarla halkın sağlığını tehdit eden bu kendinden menkul bitki uzmanlarına; “uzmanlıklarına ait eğitimleri var mıdır, varsa hangi kurumdan almıştır, hangi yıllarda ve ne kadar süreli bir eğitim görmüştür, uzmanlık sertifikasının düzeyi nedir, hangi kurumdan, hangi tarihte, hangi jüriden almıştır vb gibi” kimlikleri ile ilgili bir sorgulama yetkiniz var mı?
4) Zira, bazıları isimlerinin başına akademik unvan da yazmaktalar. Bu unvanlar, kişinin bu alandaki çalışmalarına ait bir unvan mıdır?
5) Yoksa uzmanlığı başka bir konuda olduğu halde, kullandığı “bitki uzmanlığı” unvanı, diğer şarlatanlar gibi kendinden menkul bir unvan mıdır?
6) Kullandığı akademik unvan, başka bir konuda olduğu halde bu unvanı bitkisel tedavi ile ilgili bir unvan zannedilmesini sağlayarak kullananların gerekçesi sizce ne olabilir? Ya da bir yanıltma olabilir mi? Bir yanıltma ise, uygulanabilecek bir yaptırımınız var mıdır? Varsa uygulayacak mısınız ya da uygulayabilecek misiniz?
7) Eğer gerçekten hiçbir konuda ve özellikle de bitkilerle tedavi konusunda herhangi bir akademik unvanları olmadığı halde, varmış gibi yapanlarla ilgili bir işlem başlatacak mısınız?
8) Herhangi bir konuda akademik unvanı olup da, sahtekarlıktan dolayı mesleğinden atılmış olduğu halde hâlâ görevde imiş gibi Yar. Doç. unvanı kullananlar varsa bunlar için başlatabileceğiniz bir işlem var mıdır? Varsa başlatabilecek misiniz? Başlattığınızı, onların yayın yaptığı düzeydeki iletişim araçları ile halka açıklayacak mısınız?
9) Bu kendinden menkul bitki uzmanlarının denetimi, sorumluluk alanınıza giriyor mu?
10) Giriyorsa, bunlarla ilgili herhangi bir işlem yaptınız mı, yaptınız ise halka açıklayabilir misiniz?
11) Henüz bir işlem yapmadı iseniz, bugünden itibaren bir işlem başlatmayı ve halkın sağlığını koruma bağlamında bir adım atmayı değer buluyor musunuz?
12) Araştırmanız sonunda, birkaç kavanoza bitki materyali koyarak televizyon ekranlarından ve radyo mikrofonlarından reçete dağıtan bu kendinden menkul bitki uzmanlarının, çığırtkanlığını yaptıkları konu ile ilgili hiçbir eğitim almadıklarını tespit ettiğinizde ve tespit ettiklerinizde ne gibi bir yaptırım uygulayacaksınız?
13) Ya da bir yaptırım uygulayabilecek misiniz?
14) Uygulamasanız veya uygulayamasanız veya da sorumluluk alanınıza girmese de ilgili bakanlığa-kuruma halk adına şikayette bulunacak mısınız?
15) Kendinden menkul bitki uzmanlarının, isimlerinin başına yazdıkları unvanlar gerçekten hak ettikleri akademik bir unvan değil de sadece bir aldatmaca ise, bu kişilerle ilgili nasıl bir işlem başlatacaksınız?
16) Bu kendinden menkul bitki uzmanlarının, “reçete” numaraları vererek karalanmış basılı yayınların ilgili kurullardan onay alıp almaması kurumunuzu ilgilendirir mi? İlgilendirir ise nasıl bir işlem başlatacaksınız? Ve diğerleri...
Saygın ve seçkin zevat. Mevcut sorular, ilk bakışta birbiriyle örtüşür gibi görünse de çok ince ayrıntılar içermektedir. Konu ile ilgili sorular sadece bunlar olmamakla beraber bu soruların çoğaltılması da mümkündür. Maksadımız, konu ile ilgili tüm soruları burada sıralamak olmayıp, sorunun ortaya konması, boyutlarının kabaca belirlenmesi ve ilgililerin nazarlarına sunulmasıdır. Dolayısıyla, biz maksadımızı ortaya koyduk. İlgi, ilgililerden ve sorumlulardan beklenmektedir. Eğer yukarıda ilgili olduklarını zannettiğimiz makamlar kendilerini konu ile ilintilendirmezler ya da ilgili olanlardan beklenen tepki gelmez ise, konu ile ilgili ya da sorumlu olan makamı buluncaya, ilgili olduğu halde ilgisiz kalan makamı da harekete geçirinceye kadar bu davetimizi ya da uyarımızı yapmaya devam edeceğiz.
Politikacıların alışılmış-klişeleşmiş bir sözleri var: “Sorunlarımız vardır ancak çözümsüz değillerdir. Sorunları ve çözüm yollarını biliyoruz. Bize güvenmeye devam ediniz”dir. Biz de buradan nazire yaparak deriz ki: “Ey halkımız! Sağlığınızla ilgili bir konuya ait sorunları belirttik, sorumluları arıyoruz (biliyoruz). Bulduğumuzda ve harekete geçmezler ise, onları sizlere açıklayacağız. Heyecanla bizi okumaya devam ediniz”
Daha güzel yarınların umutlarıyla...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Koç Arşivi