Gökhan Özcan

Gökhan Özcan

Her sene İvedik!

Her sene İvedik!

Hep söylüyoruz ya, Türk sineması son yıllarda çok önemli bir atılım içinde diye... Gişeye bakarsanız yok öyle bir şey! Seyirci eğilimlerine göre Türk sineması Recep İvedik'ten ibaret! Son üç yıl içinde Recep İvedik'in üç filmlik serisine 12 milyon civarında seyirci bilet almış. 2008, 2009 ve 2010 sinema sezonlarının en çok izlenen filmi açık ara Recep İvedik! Her yıl bir filmi vizyona sokup 'malı götürmüş' anlayacınız Sayın İvedik! Bunu sinemamız için ölçü olarak alacaksak vay halimize! Hele ülkemiz için ölçü alacaksak... Ben söyleyecek bir şey bulamıyorum daha fazla!

Her ülkede popüler filmler üretilir ve onların gişe rakamları da her zaman iyidir, tamam! Ama bu cümleye bir cümle daha ilave edilmesi gerekiyor: Her ülkede sadece sinema sanatına katkı yapan değil, o ülke insanlarının duygusal-düşünsel dünyalarına, zihinsel gelişimlerine, insanî hassasiyetlerin canlı tutulmasına, sosyal gerçeklerin vurgulanmasına, estetik zevklerin gelişmesine katkı sağlayan filmler de yapılır ve onları da makul sayıda seyirci izler. Belki popüler olan daha fazla izlenir ama diğerleri yok sayılmaz. Az çok bir denge kurulur bu iki dünya arasında. Ama bizim ülkemizde böyle bir denge kesinlikle yok. Aralarında gerçekten çok önemli filmler üreten, dahası filmleri dünyada ses getiren, ülkemize çok önemli ödüller kazandıran yönetmenler maalesef kendi ülkelerinde yok sayılıyor. Gişede bırakın milyonluk seyirci rakamlarını, 200 bine bile ulaşamıyor çoğu! Yetmiş milyon küsur insanın yaşadığı bir ülkede bu dramatik tabloya en hafif tabiriyle "kepazelik" denir, "rezalet" denir!

Eskiden beri dillere dolanan bir lakırdı vardır; "Efendim adam seyirciyi sinemaya getiremiyorsa kusuru kendinde arayacak, sanat filmleri de acayip sıkıcı oluyor!" denir. Bunu söyleyenler gişede rekorlar kıran o filmleri yapanlardır öncelikle. Tabii sinema da dahil olmak üzere hayattaki her şeyi eğlence olarak görmek isteyen, insana ve hayata dair kafasına hiçbir ciddi meseleyi sokmamaya ahdetmiş bu yeni zamanın türettiği yeni tip karakterlerdir. Görüldüğü gibi sayıları da epeyce çok! Bir şeyi kafalarına takmazlar ama her şeyin en doğrusunu bildiklerini düşünmekten de asla vazgeçmezler. Bakın onların gerçek ve sanal mekânlarına her konuda ne kadar kesin fikirleri olduğunu göreceksiniz. Recep İvedik'in de var malum her konuda fikri!

Recep İvedik karakterini tartışmıyorum burada, isteyen istediği filmi yapabilir. Gişe rakamlarına bakarsanız yapanlar kendi açılarından iyi iş çıkarmışlar. Burada mesele toplumsal ilginin böylesine dengesizce popüler olana, kolay olana, meselesiz olana, topluma katkısı bakımından kaygısız, düşünsel bakımdan 'ciddiyetsiz', duygusal bakımdan 'ucuz' olana doğru yönelmesidir. Türkiye'nin geleceği adına çok kayda değer bir zihinsel çözülme sinyalleri bunlar! Maalesef yeterince ciddiye alınmıyor, üstünde durulmuyor.

2010 yılında en çok izlenen ilk on film arasında benim kendi beğenilerim arasında ciddiye alabildiğim tek film Christopher Nolan'ın zaten dünyada da ses getiren "Başlangıç/Inception" isimli filmi... Semih Kaplanoğlu'nun Berlin Film Festivali'nden 46 yıl aradan sonra nihayet ülkemize ikinci Altı Ayı ödülünü getiren mükemmel filmi "Bal" görebildiğim kadarıyla ilk yirmide yok, ilk ellide olmasını umuyorum. Nuri Bilge Ceylan'a en iyi yönetmen ödülü kazandıran, Oscar'da yabancı film dalında ilk beşe değil ama ilk dokuza giren Üç Maymun vizyona girdiği sezonun gişe tablosunda 57. görünüyor çünkü!

Sinemamızın bu yeni baharına olduğu kadar ülkemize de, kendimize de büyük haksızlık ediyoruz, nokta!


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gökhan Özcan Arşivi