Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

İktidar yandaşı HSYK!

İktidar yandaşı HSYK!

Bunu ben söylemiyorum, HSYK’nın demokratikleşmesini içerisine sindiremeyen bazı kesimler söylüyor. Bilerek mi bilmeyerek mi?
Vebal onların boynuna.
Gerçi YARSAV kanadı bu oluşuma pek de olumlu bakmasa da yeni HSYK eski HSYK’dan yapısal olarak bin defa daha iyidir.
Eskiden ülkedeki tüm hakim ve savcıların kaderi dört üyenin iki dudağı arasında olunca atarsa atardı, tutarsa tutardı...
Ağanın elini tutan mı vardı?!.
Şimdi ise yetki ve etki alanı değişik kesimlerden seçilen üyelerle 21’e çıkarıldı, ve de hakim savcılara meslekten ihracı halinde mahkemeye gitme hakkı tanındı.
Neden adam gibi doğruyu söylemiyoruz?
Şimdiki kurul daha demokratik değil mi?
Buna rağmen...
Seçimle gelen iktidar yanlısı oluyor da yıllarca CHP’nin yargı mensuplarına dayattığı “sen beni seç ben de seni seçeyim” dar zihniyeti neden CHP yanlısı olmuyor?
Eskilerin yerine yenilerin gelmesiyle başlayan “eski ve yeni kavgasında” şapka düştü kel göründü. Eskilerin tek umudu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kaldı.
Yarın da bu mahkeme kıble değiştirdiğinde ne diyecekler biliyor musunuz?
“Başbakan AİHM’sini de kafaya aldı.”
Ne müthiş Başbakan değil mi?
Nereye nazar ediyorsa orasını hemen kafaya alıyor!
Erzurum’dan başlayalım...
Oradaki özel yetkili hakim ve savcıları tayin eden eski HSYK değil miydi?
El hak oydu...
Gelelim İstanbul’a. Oradaki özel yetkili hakim ve savcıları da aynı kurul atamadı mı?
Atadı ama, istenilen kararlar çıkmayınca hepsi de Tayyipçi oldu!
Şu kısma bir parantez açalım.
Gece otellerde karı kızla basılanlar...
Siyasi açıklama yapanlar...
Akşamcı takılanlar...
Dinlemelere maydanoz olanlar.
İsteğe göre karar verenlerden hakim ve savcı olmaz.
Olsa olsa Yar-Gıç olur...
Sayın Adalet Bakanı’na ne diyorum biliyor musunuz? Hem Adalet Bakanı hem de HSYK Başkanı olması sıfatıyla üzerine önemli bir külfet düşüyor.
Anayasanın amir hükmü olan “duruşmaların aleniyeti”. Duruşmalara kameraları yerleştirin de herkesin ne yaptığını bu halk gözleri ile görsün. Hem o, hem de mübaşirin bağırması veya kapının açık tutulması ile aleniyet olmaz.
O eskiden di, günümüzde aleniyet deyince internet akla gelir.
O duruşmalarda neler olup bittiğini içimizden kaç kişi biliyor?
Ama vatandaşa sorsanız size çok şeyler söyler.
Keza avukatlar da dertli.
Azarlama, söyleneni yazmama, hiddet, şiddet, gereksiz duruşmayı uzatmak, usulü bilmemek, dosyadan haberi olmamak gibi vakalar kısmen de olsa olmuyor değil.
Yoksa, iş birikimi sadece iş sayısının çokluğu ile alakalı olsa dosyaları dağıtır olur biter. İşin içerisinde çürükler de var.
O halde önerim şu.
Önce çürükleri ayıklayın...
Vermiş olduğu karara gerekçe yazamayan hakim demektir ki dosyayı okumuyor...
Benden söylemesi, müfettişler verilen ret kararlarına bir baksınlar, o mahkemeyi yürüten hakimin iş randımanı oradan açığa çıkar, başka söze de gerek kalmaz.
Eski HSYK Başkanvekili’nin dediği gibi, arşivleri incelemeye açalım da görelim; kimmiş mağdur, kimmiş yandaş...


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi