Serdar Arseven

Serdar Arseven

BDP’nin istediği bir göz, YSK verdi iki göz!..

BDP’nin istediği bir göz, YSK verdi iki göz!..

Olacak iş mi;
PKK’ya “terör örgütü” demeyen BDP, stratejisini “devlet-millet” çatışması üzerine kurmuş....
Milleti, devletine ne kadar düşman edebilirse o kadar oy alacak...
Ve “terörü” ne kadar tırmandırabilirse!..
Unutmadık elbet;
PKK pardon BDP, mahalli seçimlerde bu stratejinin göstergesi olarak, AK Parti ekiplerini ‘sıra dayağından’ geçirmişti.
Batman’da, Diyarbakır’da “Hanımlar Komisyonu” üyelerini tekme tokat dövmekten bile çekinmemişti.
Ergenekon örgütü ile işbirliği halinde “gerginliği” tırmandırmanın peşinde olan BDP, Anayasa Referandumu’nu boykot etmekle kalmamış; Referandum’a doğru şiddetin dozunu artıran PKK’ya açık destek vermişti.
Ve son günlere bakın; adamların ele başları, polis tokatlamaktan, içinde sivil polis olduğundan şüphelendikleri araçlara, “dipçik” kıvamlı şemsiyelerle saldırmaya kadar her türlü provokasyonu denemişti...
Bütün bunlar olurken; PKK pardon BDP, “en az 30 vekil” stratejisini tamamen “çatışmaya” yaslandırırken, Yüksek Seçim Kurulu’ndan o inanılmaz karar çıktı.
AK Parti’lisinden CHP’lisine, MHP’lisinden, BBP’lisine kadar hiç kimsenin “hukuki” olduğuna inanmadığı...
Hiçbir hukukçunun “isabetlidir” demediği tuhaf, çok tuhaf bir karar...
Adamlar, bir önceki genel seçimlere, bugün önlerine engel olarak konulan “hükümlerle” girmiş...
“Ertelemeye tabi” hükümlerle girmiş...
Mazbatalarını o halleriyle almış...
Ve bugün YSK çıkıyor, önceki tavrını “yok” sayarcasına, önceki tavrını “hukuksuzluğa” mahkûm edercesine, dün “olur” verdiklerinin adaylıklarını “veto” ediyor...
Yargılanma aşamasına gelen Kenan Evren ve darbe arkadaşlarının “veto” kararlarını hatırlatırcasına...
BDP’ye “kan” pompalarcasına...
PKK’ya terör örgütü demeyen bu partiye, seçim kampanyasında kullanabileceği en kıyak malzemeyi sunarcasına...

Şimdi; bu “zalim” ekip resmen “mağdur” durumunda.
Bunların vekilleri zorla tutulup Meclis’ten atılmasaydı, partileri kritik süreçlerde kapatılmasaydı ve bu tür “hukukun hiçbir yerine” rast gelmeyen kararlar çık-artıl-masaydı...
BDP, “şiddet” yoluyla elde edebildiği ile yetinmek mecburiyetinde kalacaktı...
Ya şimdi?..
Kim ayıklayacak bu pirinci?..
Kabak yine “Tayyip Erdoğan”ın başına patlayacak...
Hiçbir dahli olmadığı halde beceriksiz ve tutarsız ÖSYM ekibinin faturasını ödemek mecburiyetinde bırakılan Tayyip Erdoğan, şimdi de YSK kararının ağır yükünü omuzlamak durumunda...

PKK’ya terör örgütü demeyenler fırsatı kaçırır mı; “Bu AK Parti tezgahı” imiş!..
Hani...
Şöyle içten bir “yuuuuh!” çekmek lâzım da.
Onlara bu fırsatı verenlere ne diyeceksin!..
Yazık oluyor ülkeme, çok yazık!..
YİNE DE SAKİN OLMAK GEREK!..
Neyse, bundan sonrasına bakalım...
Bilhassa Güneydoğu’daki vatandaşlarımız, Ergenekon sürecini, bu süreç boyunca PKK ile Ergenekon’un nasıl işbirliği yaptığını, “bürokratik oligarşi”nin özelliklerini asla gözden kaçırmaksızın takip etsinler olan biteni...
Öyle yapsınlar ve Referandum’da takındıkları asil tavrı terk etmesinler...
Seçime doğru akla gelmeyecek gelişmelerin yaşanacağını belirtmiştik defalarca...
Her vatandaşımız, bilhassa da Güneydoğu’daki vatandaşımız kendine ve “rey”ine mukayyet olsun!..


Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi