Serdar Arseven

Serdar Arseven

Statüko ve PKK... Bir yanlıştan diğerine gidilmez!..

Statüko ve PKK... Bir yanlıştan diğerine gidilmez!..

YSK’nın ağırlıklı olarak BDP desteklileri etkileyen “veto” kararından “çark etmesine” birkaç saat kala, Cizre’den “bir grup okuyucum” aradı...

“Bir grup okuyucu” meselesi şöyle; bir kardeşim sesini dışarı verdiği telefonla konuşuyor, diğerleri de bulunduğu yerden biraz da bağırarak katkıda bulunuyor.

Söyledikleri;

“Şu an itibarı ile Cizre’de kepenkler kapalı. YSK yanlışında ısrar ederse, burada kan gövdeyi götürür. Büyük baskı altındayız. Ve açıkçası korkuyoruz. Sizler oradan YSK yetkililerine ulaşıp durumun ciddiyetini bildirebilir misiniz?.. Ne yapmak istiyorlar; buradaki vatandaş insan değil mi?.. Hey, Ankara, sesimizi duyuyor musun? Ankara başka bir Cumhuriyet’in mi başkenti?..”
*
Bir başka kardeşim ses verdi oradan:

“Hayır değil elbet...

Ankara, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Başkenti...

Ve suç mekanlarda değil.

Mekanları da betonlaştıran ruhlarda!..”
*
Onlar merak içindeydi.

Bizde ise meraktan eser yoktu.

Cizreli kardeşlerimize de söyledik; “Birkaç saat sonra YSK’dan bir açıklama yapılır. ‘Şey, pardon kaçtı!’ durumları olur. YGS, YSK, OKS, OHS... Biz böyle yaşar gideriz işte!..”
*
Aman Yarabbim...

YSK Başkanı Ali Em çıkmış; “Bağımsızlarla ilgili dosyaları İl Seçim Kurulları alır” diyor.

Ne demek yani bu; “İl Seçim Kurulu” da sizin değil mi?..

Başvuru mercii orasıysa, bu bağımsız adaylara, “Dosyanızda şu şu belgeler eksik. Alın size ek süre” demesi gerekmez miydi?..

CHP’ye uygulanan “Kontenjan adayınız yok, belirleyin ve gelin” tavrını burada da göstermesi gerekmez miydi?..

Soru bu...

Ve cevabı:

“İşte orada bir koordinasyonsuzluk olmuş!..”

İş mi yani şimdi bu?..

“Koordinasyonsuzluk” olmuşsa bunun sorumlusu ben miyim?..

İl seçim kurullarındaki görevlileriniz, dosyaları incelemez mi?..

Hey, neler oluyor orada!..
*
Hayır Ali Em...

Hayır diğer üyeler...

Bu kadar basit değil...

Sizler yanılmamış ve İl Seçim Kurulları tarafından yanıltılmışsanız, bunun hesabını sormak zorundasınız...

Bakın;

Bu “Koordinasyonsuzluğun” bedeli ne kadar ağır oldu.

Ölü verdik, yaralı verdik, huzuru kaybettik!..

Hiçbir “Kurum”, “İnsan Hayatı” kadar önemli değildir.

Hiçbir “Kurum”, “Vatandaşımın huzuru” kadar önemli değildir.

Ve hiçbir “Kurum” sorumsuz değildir!..

“Oldu bitti” yok; dosyaları teslim aşamasındaki “Koordinasyonsuzluğun” sorumluları kimlerse...

Onlar...

Elbette “Hukuki” yollardan ödemelidir bedelini...

Ödettirilmelidir!..
*
Bakın, demiştik ki daha vetoların çıktığı gün:

“BDP’nin istediği bir göz, YSK verdi iki göz!..”

Gelinen nokta ne vahim; PKK’ya terör örgütü demeyen BDP’liler, propaganda üstünlüğünü tamamen ele geçirmiş durumdalar!..

Hedefleri 30 vekil çıkarmaktı, şimdi “En az 40” demekteler!..

Bu duruma ben sebep olmadım!..

Kim sebep olduysa...

Kimler sebep olduysa, hesabını vermeli...
*
Ha bu arada...

Olan oldu, biten bitti...

Hesaplar inşallah hukuki yollardan görülür bir gün.

Başlığa yerleştirdiğim mesaja bu son kısımda gelmek isterim...

Cizreli kardeşim:

Aman yanılmayasın, Ha PKK ha 1930’lardan kalma zihniyet!..

İki yanlıştan birine mahkûm ve de mecbur değilsin!..

Derin tezgahların tutmayacağını biz göstereceğiz de...

Daha çok sen göstereceksin!..

Öyle kullan ki “oy”unu...

Boz, bitir şu “oy”unu!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi