Gazeteciler yine satışa geldiler mi!

Gazeteciler yine satışa geldiler mi!

Milliyet ve Vatan gazetelerinin satışı yine aynı tartışmayı gündeme getirdi; medya çalışanları sermaye midir?

Belli bir çıtayı aşmış olanlar için pahalı, aşamamış olanlar için sıradan sermayedir.

Sıradan gazete çalışanları maaşlarını almaya devam edeceği için, büyük bir grubun sıradan bir gazetesi olmaktan çıkıp ana gazetesi durumuna geldikleri için mutlu olacaktır.

Dükkanın vitrinindekiler ya daha iyi koşullarda çalışmaya devam edecek ya da yeni bir dükkana geçeceklerdir.

Mesele bu kadar basittir aslında.

Tablo böyleyse, yıllardır bu tablonun devamına neden olan bizler birer birer sorumluyuzdur.

Bu saatten sonra “Amerika’da böyle oluyor” diye ağlaşmanın gerçekçi bir yanı yoktur açıkçası.

Dönüp geriye baktığımızda bizlerin medyanın genel iyiliğinden çok kendi durumumuzu iyileştirmeye çalıştığımızı görürsünüz.

Bence bunda çok yanlış bir şey de yoktur, çünkü gazetecilik biraz futbolculuk gibidir.

Elbette tek başına sizin iyi ve formda olmanız yetmez, takımın da iyi olması gerekir ama en çok şikayet edenimiz dahil hiçbir gazetecinin çok takım oynadığını iddia edemeyiz.

Temel sorunu tartışmadan gerçek çözümü bulamayız.

Sorun, medya sahipliğini tartışmada.

Ankara ile iş ilişkisi olan medya sahipliğini tartışmadan, gerçek sorunu tartışmadan çözüm bulamayız.

Rahatsız olmamız gereken Petrol Ofisi’nin vergi sıkıntısından, altın hissenin devri konusuna uzanan bir yelpazede grup gazetelerin silah olarak kullanılmasına karşı çıkıp çıkmadığımızdır.

O gün sesinizi çıkarmadıysanız, sermaye olmuşsunuzdur zaten.

Gazetelerin patronun iş ilişkilerinin halkla ilişkiler veya şantaj aracı haline geldiğini görüp sessiz kalmışssanız zaten sermaye haline gelmişsiniz demektir.

Bu Türkiye’nin ilk gazete satışı değildir, sonuncusu da olmayacak.

Aslolan medya yapısının değişip değişmediği.

Medya Türkiye’de gerçekleri değil, patronların işine gelen gerçekleri dile getiren bir platform haline geldi.

Buna karşı çıkmayan, sessiz kalan herkesin bu tabloda sorumluluğu vardır, o yüzden de fazla itiraz hakkı da olamaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi