Serdar Arseven

Serdar Arseven

Şike mike!..

Şike mike!..

Bilen bilir, bizi on yıllar öncesinden tanıyanlar çok daha iyi bilir;
“İflah olmaz” bir Fenerbahçeliyizdir.
Lise yıllığımızın şahsımıza ayrılan bölümünde “Haklı davaların yılmaz savunucusudur” denmiş...
Ve şöyle bir not eklenmiş:
“O’nu hafta sonları gündüzleri maçlarda, geceleri de acil serviste bulabilirsiniz!..”
Maç sonu “kavgaları” birer oyundu bizim için; karşı takımın taraftarını sıkıştırıp atkısını, şapkasını ele geçirmek ve bacaklarımıza doladığımız “ganimetle” hava atmak bünyemize büyük haz verirdi.
O günlerde; bizim “başkan”ın çok marifetli olduğuna inanır ve onunla gurur duyardık!..
Gollerinin çoğu “penaltı”dan “kral”lar çıkartır; “Bizim başkan sağolsun bu sene de bağladı işi” derdik!..
Allah affetsin.
*
Bilirdik ki, o sene lobi gücünü kim etkili kullanmış ve “para”sına kim kıymışsa o şampiyon olurdu.
Fenerliler, Beşiktaşlılar, Galatasaraylılar...
O sene şampiyon olamamışlarsa bunun suçunu başkanlarına yüklerlerdi; “Abi adamlarda başkan var, sahada diil, masada bitiriyo işi!..”
*
Bugüne kadar şampiyon olmuş bütün takımların taraftarları “başarılarını” doyasıya kutladı...
Ve bu “şampiyonlukların” hiçbirinde “hak edilmiş, edilmemiş” meselesi önemsenmedi.
“İnsanlar, karşılaştığın fırtınalarla, buz dağları ile ilgilenmez...
Gemiyi limana vardırıp vardıramadığına bakar!..”
*
Bizde bu bakış “özdeyişlerle” de tescillenmiştir:
- Üzümünü ye bağını sorma!..
- Bal tutan parmak yalar!..
- Dünya iki kulplu bir kazan, tut bir ucundan sen de kazan!..
- Yemek buldun ye, dayak buldun sıvış!..
- Su akarken testiyi doldur...
- Benim memurum işini bilir!..
- Dündür dündür, bugün bugündür!..
- Gemisini yürüten kaptan!..
*
Bir memleketin hastanesi neyse postanesi de o...
O hastaneler ve postaneler de “insan” malzemesine göre!..
Hindistanlı Müslümanların “Kurtuluş Savaşı” için gönderdikleri paranın, Latife Hanım’ın “Mason” babası tarafından “İş”e yaratılmış olmasını kim umursar?..
Hem “Allah rızası” hem de “büyük rant” vaadiyle toplanan “arsa” paraları karşılığında “dağdan ikişer tutam ot” alabilen “kardeşlerimiz”in yarasından kime ne?..
Piknik yapan vatandaştan geriye kalan çöplere şöyle gerdan kıvırarak baktığınız...
Ve...
“Mübarek, çöpünü bir poşete koyup kutuya atma zahmetine katlanmıyor. Yok arkadaş bizim millet adam olmaz!..” dediğiniz olmuştur...
Siz arkanızda çöp bırakmazsınız.
Arkadaşınız da bırakmaz, komşunuz da...
Herkesin tertemiz olduğu bir toplumun piknik alanları leş gibidir!..
“Bu iş nasıl oluyor da oluyor” derseniz...
“UFO” gerçek ya; piknik alanlarını uzaylılar kirletmiştir!..
*
Bu memlekette karısını bir kez bile “aldatmamış” olan adamların oranı kaçtır sizce?..
Bu işi iyi bilmekle övünenler, “ihmal edilebilecek kadar az” olduklarını beyan etmekte!..
Al bir örnek:
Deniz Baykal karısını aldattı mı?..
Orasını bilmem!..
Aldattıysa da aldatmadıysa da “yeniden vekil” olmasını engellemedi hali!.
Peki Nesrin Baytok kocasını aldattı mı?..
Aldattıysa da aldatmadıysa da hali “yeniden” vekilliğe engeldi!..
Kadının yaptığı ile erkeğin yaptığı ya da yapmadığının sonuçları arasındaki bu fark nereden geliyor?..
Nesrin Baytok “aday” olsaydı CHP tabanı bu durumu nasıl karşılardı?..
Malûm; MHP’li erkeklerin bir dolu kasedi çıktı seçim öncesinde...
Yara kaşımaksızın sormuş olalım:
“Ya bir MHP’li kadının kasedi çıkmış olsaydı!..”
*
Herkes yapabildiğince...
Bir tanıdığı olan “hastane” kuyruğundan yırtmıyor mu?..
Kuyrukta bekleyen onca hasta ve yakının arasından, bir hastabakıcının refakatinde doğruca “muayene odası”na girmiyor mu?..
“Abi kuyruğa bir kaynak yapmışım, sorma!..”
“Hadi yaaa!.. Helâl lan!..”
*
“Askerde acayip rahat ettim abi!.. Çavuş bizim hemşehriydi!..”
“Biz de süründük canına yanayım!..”
*
- Selamünaleyküm...
- Ve aleykümselam...
- Kimdi selam verdiğin abi!..
- Bırak, üç kağıtçının teki!..
*
CHP’li bir “meslektaşım”(!) var...
Bana CHP’den bir dolu malzeme getirdi; ben de canlı yayında aynen okudum!..
Malzemenin kaynağını söylememek, mesleğin namusundan!..
*
“Halk TV”den bir arkadaş geldi...
Bana “Allah razı olsun” diyor...
“Bir tek sen yazdın bizim Kemalistlerin, biz Kemalistleri nasıl şaaptığını!..”
*
Şike soruşturması bütün hızıyla sürüyor...
Kulüpler, yöneticiler, teknik direktörler, futbolcular sırada.
Ötmeler başladı; “Parayı aldım ama bi sor bakalım niye aldım!..”
“Golü yedim ama bi sor bakalım niye yedim!..”
*
Herkes mi “oynuyor”, herkes mi be bu kavanoz dipli dünyada!..


Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi