M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

“İmam Ordusu” ve İlk Teravih

“İmam Ordusu” ve İlk Teravih

Dün gece ilk teravihle Ramazan-ı Şerif ayına kavuşmuş olduk.
“Bir işe nasıl başlarsan sonu da öyle olurmuş” fehvasınca, iyi bir başlangıç yapmaya niyetlenmiştim.
İlk teravihi selatin bir camide ve üstelik hatimle namaz kıldıran bir imamın arkasında kılmayı arzu ettim.
Tadına doyum olmayan sahnelerle nefis bir gece yaşadım dersem mübalağa etmem.
Zannedilir ki, hatimle kılınan teravih namazları çok uzun ve sıkıcı olur.
Hiç de öyle değil!
Rekor sayılabilecek hızda teravih kıldıran imamların arkasında kılınan namazlara göre, hatim daha dinlendirici ve daha huzurlu bir ortam sağlıyor size.
Büyük bir gönül dinginliği, göğsünüzde bir ferahlık ve organlarınızda bir rahatlık hissediyorsunuz.
Okunan ayetlerin anlamına da vakıf olabiliyorsanız, bir başka oluyor namaz!
Hele bir de imamınız Ünver Hoca gibi Davûdî sesi ve akıcı üslûbu ile gönülleri mest eden biri
olursa, bu namazın bitmesini hiç istemiyorsunuz.
***
Namaz bitiminde safın sağındaki ve solundaki Müslümanların birbirlerini tebrik etmesi, İslam kardeşliğinin güzel bir numunesi.
Müslümanların bununla yetinmeyip imamı da tebrik etmek üzere mihraba doğru yönelmeleri, bu kardeşliği derinleştiren ve genişleten sevindirici bir manzara.
Ben de bu manzaraya fiilen iştirak niyetiyle mihraba yöneldim.
Muhteşem bir tebrikleşme sahnesiyle karşı karşıyaydım.
Mihrapta cami imamının yanında İlin Müftüsü, onun solunda İlin Valisi ve onun solunda da Dışişleri Bakanı halkın tebriklerini kabul ediyorlardı.
Gerçi Belediye Başkanı yoktu ama, eminim o da başka bir camide tebrikleşmeye katılmıştı.
Bu arada bulunduğum camide başka bürokratları da gördüm.
İdarî ve mülkî erkanın yanında hükümet erkanını da görmek beni heyecanlandırmıştı.
Gözlerim gayr-ı ihtiyarî askerî erkanı da aradı.
Ama, tanınan askeri bürokratlardan herhangi birine rastlayamadım.
Belki sivil kıyafetli alt rütbeden subay ve astsubaylar bulunmuş olabilir, bilmiyorum.
Zira, askeri personel içinde oruç tutan ve gizli de olsa namaz kılan küçümsenmeyecek miktarda samimi kardeşlerimiz vardır, eminim.
Ama arzumuz, tüm askeri personelin üniformalarıyla rahat bir şekilde bu karelerin içinde yer almalarıdır.
“Ben de Müslümanım” diyen bir komutanın ve “biz dine karşı değiliz” diyen bir karargahın bundan rahatsızlık duyması mümkün olabilir mi?
Ordunun Başkomutanı olan Cumhurbaşkanı’nın bir Müslüman olarak camiye gitmesi ne kadar normalse, diğer Müslüman Ordu komutanlarının camiye gitmesi de o kadar normaldir.
Hatta Hıristiyan olan komutanın kiliseye, Yahudi olan komutanın sinagoga gitmesi de normal karşılanmalıdır.
Tehlikeli olan şey; dinlere, inançlara ve ibadetlere müdahale eden din düşmanı zevatın varlığıdır.
***
"AKP, 'imam ordusunu' kurmak istiyor” diyen Kamer Genç gibilere bakarsanız, devlet bürokrasisi içinde Müslümana yer olmadığı gibi, ordu mensupları içinde de Müslümana yer yok!
Dinsiz, inançsız, içi boş, kof bir asker gürûhu oluşturmak, onun gibilerin idealidir.
Açık açık diyor ki: “Herhalde Genelkurmay Başkanlığı'na bir imam hatip mezunu, kuvvet komutanlıklarına da imam atarlarsa tamamen kendi düşüncelerine uygun bir yapılanmaya gitmiş olurlar."
Keşke öyle olsa!
Çünkü, yakın tarihin Genel Kurmay Başkanlarından Fevzi Çakmak dahil, ondan önce bu görevi yürütenlerin kahir ekseriyeti imamlık da yapabilen ehl-i salat dindar komutanlardı.
Bu komutanlar ve onlara destek veren Müftüler ve İmamların öncülüğünde Kurtuluş savaşı kazanıldı.
Bu gün de, o ruh, o inanç ve o birlikteliğe çok ihtiyacımız var.
Ve isteğimiz Harp Akademilerinde yetişen kurmay subay adaylarının, imam olabilecek bilgi ve donanıma sahip olmalarıdır.
Ya da, İmam Hatip Lisesi mezunlarının Harp Akademilerine alınmalarıdır.
Bir Osmanlı edibinin dediği gibi;
“Ne zaman camilerde askeri üniformalı ve yakası kravatlı beyefendileri halkla birlikte aynı safta görürsek, o zaman memleketin gerçek kurtuluşuna şahit oluruz.”
Ramazan-ı Şerif, inşaallah bu şuurun kazanılmasına vesile olur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Emin Parlaktürk Arşivi