Serdar Arseven

Serdar Arseven

Tamam, ORASINI DA açıklıyorum!..

Tamam, ORASINI DA açıklıyorum!..

Evet, ülke gündemini belirleyen haberin perde arkasını, Vakit yayın kurulu açıkladı…
Hafiften özetlemek gerekirse:
önder Sav, telefonunu kapatmayı unutunca;
Vali ile arasındaki biçimsiz sohbetin bir bölümü notlar hâlinde yansıyor Vakit’in sayfalarına.
Bastığımız telefon kayıtları da bunu doğruladığına göre, meselenin bu tarafı bitmiş demektir…
Evet dostlar! Ne oldu şimdi?
Hani yıllardır, “Bu irtica meselesini paranoya hâline getirdiniz. Yapmayın, evhamlarınızla yaşamayın. Gelin el ele verelim, bu güzel ülkeye hizmet edelim!..” diyorduk.
Ve de… “Dağlara vurun kendinizi… çıkın, ormanlara filan gidin. Beyniniz, bol oksijenle harekete geçsin… Daha sağlıklı düşünür ve normal tavırlar sergilersiniz!..”
Dedik dedik de… Maalesef dinletemedik!
Şimdi, bu vesileyle,
Düşün arkadaş!
Adam gibi.
Otur ve…
İzah et olan biteni.
Ne yapacaksın?
özür mü dileyeceksin attığın çamurlardan dolayı?!.
Hadi dile.
Yoksa istifa mı edeceksin?
Yok…
O kadar da değil.
Sen bize lazımsın.
Aman istifa etme!
Efendim… Vaziyet “ifrazata” sardı ya, CHP de hafiften tornistan vaziyetlerinde.
Malûmunuz, ilk gün faturayı hükümete, emniyete, ne bileyim emniyet içinde var olduğu öne sürülen “tarikat” yapılanmasına filan yüklemek istedi…
Bütün hatları ile hücuma çıkan CHP, maalesef “geriyi” boş bıraktığını hesap edemedi!
Böyle olunca da; üzülerek ifade edeyim ki,
Golü yedi!
Neyse geçmiş olsun.
Doğrusu olan biten hayli matraksa da biraz da sıkıldım bu işten.
Millet gülüyor eğleniyor, ben üzülüyorum.
E, öyle…
Sayın Baykal üzerinde az mı emeğim var! Kaç yazımda savundum kendisini.
Kaç kere seslendim okuyucuma; “Deniz Baykal’dan iyisini nereden bulacaksınız” diye.
E, öyle…
Şimdi CHP’nin başına, vatandaşın tüylerini diken diken etmeyen, sempatik bir lider gelse, oyunu fena hâlde arttırabilir bu parti.
O da, benim gibi düşünenlerin işine gelmiyor işte!
Bu düşüncelerle ha bire destek verdim de, zor duruma düştüm işte.
Şimdi arayıp; “İşte adamın…” diyorlar.
Sıkıntıdayım yani… Dalga geçiyorlar.
Efendim, daha fazla uzatmadan asıl meseleye geleyim.
Malum, CHP’nin “partiye böcek soktular” yaygarasıyla ortalığı ayağa kaldırmasından bir gün önce, “Yaşa, var ol, CHP’li dostum!..” başlıklı bir yazı kaleme almıştım.
Şimdi de, Vakit Yayın Kurulu, Vali-Sav görüşmesinden nasıl haberdar olunduğunu açıkladı ya, diğerlerini pek önemsemiyorum.
Bugün yazarları Emin Pazarcı ile Hakan Aygün arkadaşlarım, telefonla ya da bizzat yazmak suretiyle; “Hani CHP’liydi malzemeyi veren?” diye soruyorlar, haklı olarak.
Olayın üzerine atlayan sazanlar arasında yer almamalarından dolayı onlardan gelen sorulara buradan cevap vermek istiyorum.
Şuradan başlasak:
“O Vali”yi aradık.
Ve… “CHP’li Sav’la bir araya gelip gelmediklerini” sorduk.
Niçin başkasını değil de “O Vali”yi aradık?
Zira konuşmalarda Bolu’dan bahsediyordu.
Başbakan’a ve diğer bazı kabine üyelerine Bolu üzerinden bindiriyordu.
Bundan dolayı, “Büyük ihtimalle geçtiğimiz günlerde merkeze çekilen eski Bolu Valisi’dir” diyerek,
Arayınca;
önce inkâra yeltendi. Sonra önder Sav’la bir araya geldiklerini kabullendi.
Burası tamam mı?
Evet…
Teşekkürler…
Şimdi, gelelim, “CHP’li verdi” meselesine.
Efendim… Haber Vakit’te sürmanşetten çıkmış.
Bir gün sonra da Vali’nin görüşmeyi kabullendiği de gazetenin tepesinde.
Baktık, her gün didik didik okunan gazetenin bu haberinden hiç mi hiç bahis yok.
Sazan da bol ya!
Bir “yem atalım” dedik.
Eksik olmasınlar kısa sürede atladılar yemin üzerine!
Evet…
Bugün de aynı şeyi söylüyorum: “Malzeme CHP’den!..”
Ne yani?..
önder Sav CHP’li değil mi?
Açık açık: “önder Sav’ı mı yazacaktık” kaynak olarak taa o günlerden?
Niye böyle yapalım ki?
Orasını zamanı geldiğinde Vakit Yayın Kurulu yapar isterse.
Evet… önder Sav, Vakit muhabirine, bizim yayın kurulunun açıkladığı biçimde kaynaklık etti.
Gazete de, Parti Genel Merkezi gibi “GENEL” alanda gerçekleşen bu görüşmenin, muttali olduğu kadarını neşretti.
Biz de, Vali ile görüştük.
Olay bitti.
Şimdi… “Malzemenin CHP’liden olduğu” doğrulandı mı?
Doğrulandı…
E, bizim tarz bir yazarın da ironisi olacak herhâlde.
O kısmı da, “CHP’li önder Sav’a katkılarından dolayı teşekkür etmek”te!..
Ve bir de… Olayın Türkiye gündemine iyice yerleştiği dakikalarda, “Kaynağı adli makamların bilgisine sunarız” dememde…
E, Vakit Yayın Kurulu sundu işte…
Orası da tamam değil mi? Anlaşıldı değil mi?
Efendim, gösterdiğiniz ilgiden alakadan dolayı sizlere de teşekkür ettiğimi belirtirken; ülkenin çok daha önemli meselelerinin olduğunu ve Vakit’in elinde çok daha fazla tartışılacak hayırlı haberler bulunduğunu ifade etmek isterim.
Ve unutmadan,
Bilumum sazanları öperim!..


Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi