Serdar Arseven

Serdar Arseven

Bu rezillikler de var!..

Bu rezillikler de var!..

Van depreminin hemen ardından ırkçı güruhtan bazı sapıkların, “Oh oldu Kürtlere!” yollu hezeyanlara başvurduklarını üzülerek izledik...

İzlemenin ötesinde, elimizdeki kalemi iyice biledik ve söylenmesi gerekenleri fazlasıyla söyledik...

Ve hatta...

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bile, “ırkçıların” bu tavrını “soysuzluk” olarak nitelendirdi!..

Van depremi yani depremleri, bir yandan büyük acılar yaşatırken, hepimizi üzerken...

Diğer yandan “şer gibi görünendeki” hayra da vesile oldu.

Bugüne kadar hiçbir depremde şahit olunmayan “dayanışma” ve “yardımlaşmayı” bu vesileyle görmüş olduk...

Tekirdağ, Edirne, İzmir, Kastamonu, Çorum, Çankırı...

Velhâsılı Türkiye’nin her tarafı kampanyalara katıldı...

Vesaire...

Gittik yerinde gördük; sıkıntının pençesindeki Vanlı kardeşlerimiz, ağırlığını Kürtlerin teşkil ettiği o yörenin insanları, bütün ülkede nasıl bir üzüntü rüzgârının esmekte olduğunu, acılarının nasıl paylaşıldığını ve hangi etnik kökenden olursa olsun Anadolu insanının kendilerine yardım elini uzatmak için nasıl çırpındığını çok iyi biliyor...



Ben de, bu bilincin getireceği güzelliklerden rahatsız olan bir kısım “ırkçıların”, Van depreminden dolayı Kürtleri hedef alan yayınlarına gerekli tepkiyi göstermek suretiyle görevimi ifaya çalıştım...

Ancak bir yer eksik kaldı...

Ben, “ırkçılığın” bir tarafına tepki gösterirken diğer tarafını ihmal ettim...

Bu ihmali bana hatırlatan, Kastamonu’dan bir grup okuyucum oldu...

Bana, Ergenekon-PKK-BDP eğilimli bazı internet sitelerinin (Fırat news’ten filan bahsetmiyorum, çok daha merkezdeymiş havası verenler dikkat çektiğim) “kampanyalarından” bir demet göndermişler...

Aldık, kaynaklarından araştırdık...

Gerçekten de rezil yazılar var...

Mesela...

Bir grup...

“Türk devleti ve AKP yenilmişlerdir!” diyor...

Okuyalım:

“AKP hükümeti bu doğal felaketi Kürt halkından intikam almaya ve cezalandırmaya dönüştürdü!!! Dünyanın hiçbir yerinde, devlet olma geleneği olan, devlet haysiyetine sahip olan hiçbir devlet doğal bir afeti kendi –zoraki de olsa- vatandaşlarını cezalandırma ve öç alma fırsatına dönüştürmez!!! Siz eğer bir afeti bunun için kullanıyorsanız haysiyetinizi yitirmişsiniz demektir!!! Devlet olma özelliğinizi kaybetmiş, çeteleşmiş, tamamen ırkçılığın ve faşizmin batağına batmışsınız demektir!!!”

Evet okudunuz...

Örgüt yandaşı iseniz böyle utanmazsınız!...



Bir de şu:

“AKP ve Fethullah Gülen’in İslam adına Kürdistan”da yürüttükleri vahşet onların sonunu getirecektir. Kürdistan’da şiddet uygulayan tüm iktidarlar başarısızlığa uğradılar... Depremde ve gerilla alanlarında hayatının kaybeden tüm insanlarımız...



Bunlar gibi bir dolu zırva var...

Şimdi...

Belki de...

Diyeceksiniz ki;

“Her yerde marjinaller olabilir, bunları gündeme getirmenin ne anlamı var!..”

Evet doğru da...

Günlerce tartıştığımız ve Van depremine ilişkin tutumlarını lanetlediğimiz, “soysuz” dediğimiz güruh da “marjinal” değil miydi?..

Şunu demek istiyorum;

Türk ırkçılığını lanetlerken, Kürt ırkçılığını unutursak olmaz!..

KCK operasyonlarının “Hak ve özgürlük ilanı” olduğunu hâlâ utanmadan söyleyebilenlere yeterince tepki göstermezsek olmaz!..

Deniz otobüsü kaçıran teröriste destek verenleri görmezden gelirsek olmaz!..

Diyarbakır’ı baş tacı eder de Kastamonu’yu, Çorum’u, Çankırı’yı unutursak olmaz...

Hepsi bizim baş tacımızdır, Diyarbakır ne kadar bizimse Kastamonu da o kadar bizimdir!..



Irkçılığın her çeşidi ayaklar altında...

Böyle olmalı...

Peki böyle mi?..

Son zamanlarda “Kürt sorunu” derken, bir “Türk sorunu”nun meydana geldiğini görüyoruz...

Bu da “Türkler”de anlaşılabilir bir tepkiye yol açıyor...

“Kürtlere” sahip çıkarken “Türkleri” kaybetmek gibi bir tehlike var yani...

Türk veya Kürt...

Müslüman mı tamamdır!..

Ayrımcılık yapmayalım!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi