M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

Anaokulu veya Okul Öncesi Eğitim

Anaokulu veya Okul Öncesi Eğitim

“Temel Eğitim ve Kesintisiz Yanlışlık” başlıklı yazımızda sözünü ettiğimiz konuların ne kadar güncel ve önemli olduğunu okuyucularımız da mesajlarıyla tescil ettiler.

Aldığım pek çok e-posta içinde İstanbul’dan Ali Osman Y. isimli bir okuyucumun endişelerini sizinle de paylaşmak istiyorum.

Anaokulu veya okul öncesi eğitimin üzerinde hassasiyetle durulması gereken bir konu olduğuna dikkat çeken okuyucum; “Anaokullarına bir de bu açıdan bakabilir misiniz?” diyerek özetle şunları yazıyor:

“Anaokulu eğitiminin mecburi olmasını isteyenler kim? Arkasındaki lobi kim? Okul öncesi eğitimin mecburi olması için canla başla çalışanlar kim? Okul öncesi eğitimi mecburi hale getirmek 100 yıllık bir projedir. Amaçları çocukları anneden ayırmak, bunun için de anneliği ve ev hanımlığını aşağılayıp kadını iş hayatına çekmek istiyorlar. Bunun için de anaokulunu zorunlu hale getirip, çocuğu anneden ayırıp anaokuluna; evde yalnız kalan anneyi de annelikten ve ev hanımlığından uzaklaştırmak istiyorlar. Ve bunun için de kendine yakın kızları benim kanaatime ve yaptığım araştırmaya göre, üniversite eğitimi için özellikle “anaokulu öğretmenliği “ bölümüne yönlendiriyorlar... 2006 yılında bir üniversitenin anaokulu öğretmenliği 1. Sınıfta okuyan bir kızımız bir vesile ile aynen şunu söylüyor: “Biz sınıfta 32 bayan öğretmen adayı kızlarız. Diğer 31 kız Allaha, Peygamberimize inanmayan, başka dünyaların insanları…” Eğer bu doğruysa milletimizin geleceği adına çok vahim… Anaokulu eğitimini mecburi hale getirmek isteyenler, anneliği ve ev hanımlığını aşağılayarak, kadınları sokağa çekip çocuklarımızı ele geçirmek ve aile yapımızı bozmak istiyorlar. Hatice ve Fatıma (r.a) annelerimiz ev hanımıydı. Anneliği ve ev hanımlığını yücelten Kuran ve Efendimiz(s.a) dir…”

Okuyucum bu endişelerini, bana birkaç dosya halinde gönderdiği bilgi ve belgelere dayandırıyor. Buna göre, çocuklar için “7 yaş çok geç” kampanyası başlatanların amacı, çocuk eğitimini ailelerin elinden alıp devletin ideolojik eğitimine teslim etmektir. Bunun için de ısrarlı biçimde yandaşlarını anaokulu öğretmeni olmaya teşvik ediyorlar.

Bu teşebbüsün aileleri ilgilendiren diğer bir yönü de, ev hanımlarının rolünü çalmaktır. Oyun çağından bilgi çağına henüz geçen çocuk, anne kucağından çekilip yabancı eğitimciye devrediliyor. Böylece çocuk, annesinin şefkat ve merhametinden, sevgi ve muhabbetinden, eğitim ve terbiyesinden uzaklaştırılmış oluyor. Annesinden ve ailesinden soğutulup yabancılaştırılıyor.

Ev hanımlığının ve annelik görevinin bu millet için ne kadar önemli olduğunu söylemeye gerek yok sanırım. Dünyada en sağlam aile yapısının bizde olmasının sebebi de buna verdiğimiz önemdendir. İşte bu yapıdan rahatsız olanların en çok bozmaya çalıştıkları alan aile yuvasıdır.

Okuyucumun endişelerinde ne kadar haklı olduğunu daha iyi anlayabilmek için bu önemli konuya devam edeceğiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Emin Parlaktürk Arşivi