M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

Kürtaj’da Tercih ve Yetki Kimin?

Kürtaj’da Tercih ve Yetki Kimin?

Kütaj’ı savunanlar, garip bir tavır içindeler.

Güya, bu bir tercih meselesiymiş!

Bu konuda, annenin tercih hakkına saygı gösterilmesi gerekiyormuş!

Hele erkekler bu işe hiç karışmamalıymış!

Devlet de, Başbakan da, Bakan da bu işten geri durmalıymış!

Çünkü, o bedenin sahibi kadınmış!

Günahı da kendi işler, hazzını da kendi yaşarmış!

Bu sebeple, kürtaj kararını veren de yine kadın olmalıymış!

***

Bu kadar “sığ” bir düşünceye, “pagan” toplumunda bile rastlanmaz!

Şimdi, bu akl-ı evvellere soralım bakalım:

Kürtaja konu olan canlı varlığı acaba kadın tek başına kendi mi peydahladı da, tercih ve karar yetkisi sadece kadına ait olsun?!

Erkek olarak eşinin hiç mi rolü yok?!

Varsa –ki o varlığın bir sebebi de erkektir- o halde erkeğin tercih ve yetkisi neden olmasın?!

Kadın, erkeksiz buna karar verebilir mi?!

İş bununla da bitmiyor.

Diyelim ki, kadın-erkek, karı-koca, anne-baba birlikte kürtaj için tercihlerini yapıp karar verdiler!

Peki, o masum çocuk ne olacak?!

Hiçbir şeyden habersiz o yavrunun hayat hakkını kim koruyacak?

Suçsuz yere katledilen o canlı varlığın hukukunu kim savunacak?

Devlet ve kanunlar bunlar için değil mi?

***

Kürtaj’ı savunanların sıraladıkları gerekçelerin de çoğu komik ve tutarsız!

Annenin hayatî tehlikesini bir yana koyalım.

Çünkü, böyle bir durumda anne, çocuğa tercih ediliyor.

Hem hukukî, hem tıbbî, hem de dînî ve ahlakî yönden bu gerekçe tamam.

Ama, demiyorlar mı bir de bu kürtajın ekonomik, sosyal, toplumsal..vs. sebepleri var!

Bunları şöyle örneklendiriyorlar:

Yeni bir çocuk aileye çok gelecekmiş de!

Geçim sıkıntısı çekeceklermiş de!

Aileler planlama yaparken hata etmişler de!

Genç kız flört ederken kazara hamile kalmış da!

Tecavüze uğrayan karnındakini aldırmak zorundaymış da!

Bütün bunlar için de kürtaj gerekliymiş…

Bu iş bu kadar basit, bu kadar ucuz mu?!

Vücudunuzdan tırnak mı kesip atıyorsunuz be eblehler?!

***

Şimdi, tüm “Varlıkların Yaratıcısı”nın insanlığa gönderdiği ayetleri hatırlayalım:

“Çocuklarınızı, rızkınıza ortak olur endişesiyle öldürmeye kalkmayın! Onları da, sizi de besleyecek olan Biziz: Şüphesiz onları öldürmek büyük bir cürümdür.”(İsra,31.)

Allah hiç kimseyi aç-susuz-rızıksız bırakmaz.

Aç olan; rızık bulur doyar.

Doymayan; aç gözlü olanlardır.

Aç gözlülerdir ancak açlık korkusu yaşayan, rızık endişesi taşıyanlar!

Çünkü onlar Razzak-ı âlem olan Allah’a güvenmezler.

Bir ayet de En’am suresinden 151:

“De ki; gelin Rabbinizin size neyi yasakladığını anlatayım: O’na hiçbir şeyi ortak koşmayacaksınız, anne-babanıza iyilik edeceksiniz ve yoksulluktan dolayı çocuklarınızı öldürmeyeceksiniz; çünkü size de onlara da rızkı Biz veririz. Utanç verici şeylerin açığına da gizlisine de yaklaşmayın. Haklı bir gerekçe olmadan Allah’ın yasakladığı cana kıymayın. İşte akledip anlarsınız diye Allah sizlere bunları ferman buyurdu.”

***

İnsan hayatı kutsaldır. Canı veren ancak onu alır. Aksi halde hesabı çok ağırdır.

“Hangi suçtan dolayı öldürüldüklerinin hesabı diri diri gömülen kız çocuklarına sorulduğunda…”(Tekvir,9) diyor Yüce Yaratan.

Bakalım, tercih ve yetki biz kadınlara ait diyenler, bu hesabı nasıl verecekler!?



Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Emin Parlaktürk Arşivi