Serdar Arseven

Serdar Arseven

AK Parti giderse ne olur?..

AK Parti giderse ne olur?..

Bu soru, Karabüklü okuyucularımızla sohbet toplantısından...

AK Parti iktidarının artıları ile eksilerini değerlendirdiğim konuşmamda, “artılar” iyice ağırlık kazanmıştı ki...
O soru geldi:
“AK Parti giderse ne olur?..”
Dedim ki:
“AK Parti giderse aynı çizgide bir siyasi hareket iktidar olur.”
Bir dost itiraz etti:
“Bu işler belli olmaz, rüzgar bir anda ters dönüverir. Dışarıdan bir ters rüzgâr esti mi, tekne devriliverir. O zaman elde avuçta ne kalır, ona bakmak gerek!..”
Ben, belleğinin her köşesinde “Darbe, muhtıra, ekonomik kriz” izleri bulunan vatandaşın, “Sağ ve Sol Kemalistlerin” oluşturduğu örtülü ittifaka destek vereceğini hiç zannetmiyorum.
Yine de, dostumun sorusu anlamsız değil.
AK Parti gitse ve yerine milletin değerlerine yan bakan bir yapı gelse, elde avuçta ne kalır?..
*
Diyelim ki böyle bir durum oldu... Bizim alandan başlayalım:
Mesela...
Milletin yanında saf tutan gazetelerden hangileri ne durumda olur?..
Akit camiasının çizgisi, karakteri belli...
Akit, Allah'ın izniyle her durumda yoluna hem de güçlenerek devam eder.
Akit, şu veya bu iktidara yaslanan bir gazete değil.
AK Parti'den önce de çok güçlüydü, farklı bir oluşum iktidara gelse daha da güçlenir.
Zaman gazetesi, arkasındaki dev organizasyonunun desteği ile varlığını, belki etkisi biraz azalmış şekilde sürdürür.
Bugün gazetesi çok zor durumda kalır, öyle bir konjonktürde varlığını sürdürmesi zor olur.
Yeni Şafak, Star, Sabah gibi “Darbe, Ergenekon, Balyoz vs.” konularda demokrasinin ve hukukun yanında olan gazeteler, AK Parti'nin olmadığı, yerine de muhafazakar bir yapının gelmediği bir durumda, bugünkü yayın politikalarıyla çok kan kaybeder.
Sabah, belki “Eski Sabah” olur, Takvim de “Eski Takvim.”
Star ne olur, bilinmez.
Milli Gazete, Yeni Asya gibi gazeteler yerlerinde durur, ne büyür ne küçülür.
*
Taraf zaten bir “proje” gazetesi, hesaplara göre bir var, bir yok!..
*
Diğer yanda “Bir Kısım Medya” var.
“Eski Kartel.”
Recep Tayyip Erdoğan karizmasından çekindikleri için şimdilik “fazla” saldırmayan bu gazeteler, öyle bir konjonktürde “İftirada, hakarette, yargı organlarına baskıda” sınır tanımayacaklardır.
*
Buraya kadarki “gazeteler” değerlendirmemize bakıldığında, medya alanında aslında değişen fazla bir şey olmadığını görüyoruz...
Hatırlayın 28 Şubat sürecinde bir Akit vardı; rüzgar ters dönse yine aşağı yukarı bir Akit kalacak.
Demek ki, her dönemde gücünü muhafaza edecek, sağlam temeller üzerinde yükselen yapılar değil de, siyasi dengelerin yükselttiği veya alçalttığı yapılar sözkonusu...
Buradan bakıldığında 10 yıllık AK Parti iktidar döneminin, millet desteğine paralel bir “medya” gelişimine vesile olmadığı görülüyor...
Sakıncalı bir durum.
Bir başka açıdan bakalım:
YÖK vardı ve hâlâ var.
Bir zamanlar “zulüm makinası” işlevini gören YÖK, bugünlerde “temiz ellerde” Yüksek Öğretime hizmet veriyor.
Veriyor da...
AK Parti giderse ve yerine olmadık bir hareket gelirse...
YÖK’ün zulümleri geri dönmez mi?..
Pekâla döner...
Dönmemesi, dönememesi için öyle düzenlemeler olmalıydı ki ve olmalı ki, iktidara kim gelirse gelsin kötüye kullanılamasın...
*
Peki...
Tersi gelirse, Askeri Vesayet sistemi geri döner mi dönmez mi?..
Geçtiğimiz günlerde canlı yayında beraber olduğumuz AK Parti Grup Başkanvekili Sayın Nurettin Canikli, “böyle bir ihtimalin iyiden iyiye azaldığını” söyledi.
Lâkin, bittiğini söyleyemedi.
Genelkurmay, hâlâ aslında sadece kendine bağlı.
Milli Savunma Bakanı’nın yapması gereken açıklamalar, Genelkurmay’a kalıyor.
Bu dönemde, “Askeri Vesayet”e son vermek adına çok önemli adımlar atıldı ama “yasal teminat” sağlayacak adımlar maalesef atılamadı.
Meselenin bu tarafı da sallantıda.
*
Özel Yetkili Mahkemelere ilişkin son düzenleme, Terör Örgütü Sanığı KCK’lıların -ve diğer terör sanıklarının- “salıverilmeleri” gibi bir sonuca yol açmakta.
Darbeci cesaretinin kırılmasını canı gönülden arzulayan vatanseverler için gerçekten de sıkıntı verici bir durum.
*
AK Parti iktidarı bugüne kadar çok ve büyük işler yaptı...
Şu “final” sürecinde yapması gerekenler ise 10 yıl boyunca yapması gerekenlerden çok daha fazla.
Yol, köprü¸baraj, konut dışında da kalıcı eserler meydana getirmek lazım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi