Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Türkiye top atışlarına karşılık vermemeli miydi?

Türkiye top atışlarına karşılık vermemeli miydi?

Cumhuriyet kurulduğundan bu tarafa küf tutmuş dış politikamız “yurtta sulh, cihan da sulh” çerçevesinde yerinde sayarken, Suriye’ye anında cevap vermemizi özellikle Kemalist cenah içine sindiremedi. Bu top atışları ne için? Sorusunu CHP Tunceli milletvekili Hüseyin Aygün soruyor.


Top ne için atılır, cevap ne için verilir?..
Yazar takımından Çandar gibileri.

Diyor ki, Türkiye’de kürt olmasaydı Suriye’nin dağılma aşamasında kuracağı Kürt devleti bizi ilgilendirir miydi?.. İlgilendirmez demek için biraz da miyop olmak lazım.

Hadi Suriye’yi değil de Libya’yı ele alalım.

Libya’nın emperyalist ülkeler adına bölünmesine Türk halkının kayıtsız kalacağını kim söylüyor? Hatta Mısır bile bölünse bizim yüreğimiz yanmaz mı?

Osmanlı sonrası yeteri kadar böldük yetmedi mi?..

Tarih bilmezlik, sosyal cehalet değil de nedir?

Osmanlı, Fransız ihtilali sonrasındaki ırkçılık ateşini kendi ülkesine sirayet etmeden soğutma girişimlerinde bulunsaydı etnik ayrımcılık bu gün sorun olmayacaktı. Ateş Paris’ten tutuşturuldu kaşaneler Osmanlı topraklarında yandı kül oldu.

Erken teşhis erken tedaviyi sağlar...

O açıdan elbette ki Suriye toprakları üzerinde kurulacak herhangi bir ırkçı devletçik Türkiye’yi yakından ilgilendirir. İlgilendirmezse ileride başına iş açar.

Aslında muhalefetin sürekli kaşıdığı, “daha dün dost olma yolunda adımlar attığımız Suriye’ye bugün ne oldu?” sorusu daha ilginç... Soru doğrudur da cevabı öyle değil.

Suriye Baas rejimi, yıllardır PKK denilen terörü besleyip üzerimize salan eli kanlı bir rejim.

Beka vadisi onun eseri. O vadide eğitim aldılar, silah kuşandılar Türkiye’de sivil, asker, polis öldürdüler. O bakımdan Baas rejiminden alacağımız var, hesabımız var...

Şunu belki söyleyebiliriz, Suriye politikasında acele edildi. Daha başka metotlarla, daha başka açıdan olayın üzerine gidilmek varken bodoslamadan dalınması muhaliflerin beki de işini zorlaştırmış, veya yardım eder görülenleri kuşkulandırmıştır...

Arap Baharı’nın mahiyetini defaten bu köşede dile getirdiğim olmuştur.

Hatta “bu Suriye başımızı çok ağrıtacak” da dedim.

Yine de sözümdeyim, ancak ok yaydan çıkınca geçmişi kurcalamanın bir anlamı kalmadı.

Geçmiş varsın gerilerde kalsın.

Şimdi yapılması gereken, evleri barkları harap olan, ve de her gün yüzlerce şehit veren Müslüman Suriye halkının yanında yer almaktan başka çaremiz kalmadı.

İttihad-i İslam... Müslümanlar kardeş olduklarının ne zaman şuuruna varacaklar?

Yok Şia’dır, yok Sünni’dir, şeytanın arayıp da bulamadığı fitne fücur işler.

Özellikle İran ile neden karşı karşıya gelelim?

İsrail diğer yandan bıyık altından gülüyor, ha kapıştı ha kapışacaklar...

Türkiye İran ilişkisi her iki devlet için gerekli.

Değilse ayrılık bu coğrafyanın en tehlikeli ve en ebleh bir girişimi olmuş olur. Sonuçta iki ülkeyi değil, tüm Ortadoğu’yu yakar. Yüce Rabbim, birleşin, bir olun, dağılmayın buyuruyor...

Bu aşamada görülen o dur ki, Suriye’de direnmekte olan muhalifler yalnız bırakıldı.

Hesaplar, Esat sonrası tam berrak olamadığından rejim değişikliği askıya alınmış gibi görünüyor. İslâm’ı bir düzen kurulması endişesine kapılan Batı elini çekmiş durumda...

Müttefikimiz ABD uzaktan sallıyor.

Birleşmiş Milletlerin her zamanki hali; Müslüman kanı mubah, Hıristiyan kanı haram!..

Anlaşma gereği, Türkiye’ye yapılan bir saldırıda NATO’nun hemen harekete geçmesi gerekirken el hak NATO bu aşamada mesafeli duruyor.

O kadar yüklü göçlerin altında tek başımıza kaldık mı?..

Şu anda Baas rejimi karşıtı savaş kim ne derse desin bizim adımızadır. Muhaliflere tek sahip çıkan ülke Türkiye ile El Kaide gibi savaşçı diğer müslüman guruplar...

Öyle de olsa, zorunlu kalmadıkça Türkiye savaş istemiyor...

Ama Ortadoğu projesi İran, Suriye, Türkiye üçgeninde savaş istiyor...

O yüzden ülkemize zamansız gelen toplar şimdilik muamma. Atışları sırf ortalık karışsın diye başka odaklar da yapmış olabilir... Türkiye temkinli ve dikkatli olmak zorunda.

Deneyimler bizi de oldukça pişirdi sayılır... O bakımdan, Türkiye oyuna gelmez, parmağını da tetikten çekmez. Top atışlarına karşılık ne için soruluyorsa, işte onun için...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
Nusret Çiçek Arşivi