Serdar Demirel

Serdar Demirel

Eleştiri ahlâkı

Eleştiri ahlâkı

Kimileri eleştiri yapmaktan sadece muhalefet yapmayı anlar. Her daim muhalefet yapmak da buna göre iyi eleştiri yapmak anlamına gelir. Yanlış. Bu tarz muhalefet anlayışı doğruları karartır, yanlış diye gösterir, yanlışları da doğru.
Eleştirmek, literatürde, ele alınan konuyu müsbet ve menfi yönleriyle tahlil etmek anlamına gelir. Eleştiri yapmak aslında bir değerlendirme yapmaktır. Değerlendirme yapmak için eleştirilen konu hakkında önce bilgi sahibi olmak sonra da muhakeme yapma yeteneğine haiz olmak gerekir. Güncel deyimle, bardağın boş tarafını olduğu kadar dolu tarafını da görmek ve göstermek demektir.
Sadece olumlu yönlere projektörü tutmak nasıl yanlışsa sadece eksik ve hatalara projektörü tutmak da o kadar yanlıştır. Zira gerçeğin tamamını göstermeye niyeti olmayan analizler eksik gerçekler üzerinden propagandaya dönüşür.
Hâlbuki eleştirmek ciddi bir iştir. Çoğu zaman risk almayı da gerektirir. Zira eleştirmek hele de taraftarların oluştuğu, sınırların keskinleştiği meselelerde birilerini mutlaka kızdıracaktır. Ele alınan meselede müsbet yönlere yoğunlaştığınızda muhaliflerin, hatalara yoğunlaştığınızda da yandaşların gazabını celbedecektir.
Sadece bir tarafa yaslanmak o tarafın iltifatını kazanmaya yeter kuşkusuz. Bunun bedeli ise gerçekleri sevgi veya nefrete kurban vermektir. Oysa en iyi müttefik hakikattir.
Eleştirmek aynı zamanda bir sorumluluktur da. Çünkü aynı coğrafyanın insanları olarak aynı gemideyiz. “Aynı gemide olmanın” anlamını hatırlatmak isterim. Gemi üzerinden yapılan bu mecazi anlatım aslında Efendimiz’e (sas) ait bir nasihattır. Nu’man b. Beşir’den şöyle rivâyet edilmiştir. Bir defasında Efendimiz (sas) dedi ki:
“Allah’ın koyduğu sınırları gözeten ile gözetmeyenin durumu bir gemide yolculuk eden insanların durumuna benzer. Bunlar, kimler geminin üstünde (güverte), kimler de altında (ambar kısmı) kalacaklar diye kendi aralarında kur’a çekerler. Kur’a sonucu bir kısmı alta, bir kısmı da üste yerleşir.
Geminin ambarında kalanlar su alabilmek için yukarıya çıkıp-iner. Her çıkış hem onlara hem de yukarıdakilere zahmet vermeye başlar. Bu problemi çözmek için aşağıdakiler ambardan bir delik açmak istediler.
Bunlardan birisi bir balta ile geminin en aşağı bir yerini delmeğe başladı. Bunun üzerine yukarıdakiler aşağıya inip; “Ne oluyor sana?” itirazında bulundular. Adam ise; “Su almak istiyoruz ama sizi de rahatsız etmek istemiyoruz” der.
Efendimiz (sas): “Yukarıdakiler aşağıdakilerin yapmak istediklerine engel olduklarında hem kendilerini hem de onları kurtarmış olurlar. Engel olmadıklarında ise hem onlar, hem de diğerleri helak olur” (Buhari: 2/954, hn: 2540)
Aynı gemide olmamız yapacağımız tenkitlerin hadiste belirtilen sorumluluk çerçevesinde yapılması gerektiğini hatırlatır bize. Ülkemizde ve bölgemizde meydana gelen olayları ele almak, değerlendirmek, tavır belirlemek bilgi istediği kadar ahlâkî prensiplere bağlı olmayı da ister elbet. Hakkaniyetle eleştirmek budur.
Çünkü söylenen söz, sözün temas ettiği olayların gelecekte bireysel ve toplumsal olarak bizi nereye evireceğini anlatmaya, gerçeği mümkün mertebede göstermeye matuftur. Bu yüzden bu tür meselelerde maksimum ölçüde iyi niyetli ve objektif yaklaşmak sağlıklı öngörüler yapmak için elzemdir.
Unutmayalım, aynı gemideyiz...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Serdar Demirel Arşivi