Dışarıdakiler tarihin kaydettikleriyle malum, içimizdekileri ne tarih kaydediyor, ne de insanlık. Bu zevat mihrap ile havra arasında gül gibi geçinip gidiyor...


Durumları iyi, tuzları kuru, işleri yekta…

Dünya yıkılmış, İsrail Filistin halkını kana boyamış, uluslararası kara sularında gemimize saldırmış, olsun ne önemi var.

Altı üstü 9 tane şehit değil mi, gömeriz arkasından bir de yasin okuruz olur biter…

Yalandan tekbir, imanda tekvir…

Yahudilerin geçmişine bakın, her asır bir devlet tarafından kıyıma uğratılmış, yurtlarından sürülmüş bir kavım. Daha açıkçası göz yaşları dinmeyen bir millet…

Her zaman da Osmanlı’yı kurtarıcı olarak yanlarında bulmuşlar. Şu anda İsrail’in üzerinde yaşadığı topraklar bile Osmanlı’nın tapulu malı. Ne var ki asrımızın en kanlısı, en teröristi Yahudi kavminde türeme İsrail devleti. Bu devlet başta cesareti Amerika Birleşik devletlerinden alıyor. Dolar dahil, ne varsa hepsine Yahudi sermayesi el koymuş durumda olduğundan, ileride sap dönmezse bu dönem onun düdüğü ötüyor.

Yahudi lobileri çalıyor, ABD başkanları oynuyor…

Asıl İslam alemini ilgilendiren Yahudilerin son asırda devlet olmaları, veya ABD içerisinde lobiler halinde güç odakları olmaları bir yana, dün kendilerine yuva kuran, kucak açan Osmanlı gibi bir devletin geride bıraktıklarına bugün bu Yahudi devleti olan İsrail genç, ihtiyar demeden kan kusturuyor olmasıdır.

“Güç bizde” diyorlar.

O gücü orantısız bir şekilde Filisin halkına karşı kullandıklarında vicdansızlaşıyorlar, canavarlaşıyorlar. Dünü unuttular, son asırda Hitler’den yedikleri darbeleri unuttular.

Bu gün Müslüman olan Filistin’den adeta intikam alırcasına yaptıkları katliamlar dünyanın şerefsizlik defterine kaydedilirken, içimizdekilerin bu kıyıma destek vermeleri bir başka anlamsızlık olarak çıkıyor karşımıza.

İsrail durduk yerde Gazze’ye saldırdığı kesin. Ne var ki geçmişte haksızlıklara uğradığına inandığım ve de zaman zaman savunmalarına katıldığım Adnan Oktar beyefendiye ait olduğu söylenen cümleler beni gerçekten dehşete düşürdü.

Oktar şöyle diyormuş:

“Durduk yere roket atmanın ne anlamı var. Onlar da seni bombalıyorlar işte. Ve buna nefsi müdafaa diyorlar. Adam da senin roketine bombardımanla karşılık veriyor. Olan çocuklara oluyor. Batı Şeria İsrail’le anlaşma yaptı ve 2005’ten bu yana Batı Şeria’ya saldırmıyor İsrail”

Tuhaf, geçmişte zulüm gören Yahudiler demek ki Hitler’e roket atıyorlardı. Veya bir harf öğretene köle olunurken, bin harf öğreteni delihaneye tıkayan zihniyete karşı koyduğumda demek ki Adnan Hoca karşı tarafa roket atıyormuş…

İspanya kralı demek ki “nefsi müdafaa” adına Yahudileri katletmekte haklıymış.

Olmadı Adnan Hoca olmadı, biz senden katmerli bir şekilde kınama beklerken, onama geldi…

Çokları Oktar’ın bu şekildeki açıklamasını bana sorunca cevap veremedim.

Dedim ki, belki bir yanlış anlaşılma olmuştur.

Sözler ona ait olmayabilir, bekleyelim ikinci açıklama gelsin görelim…

Şimdi beklemedeyim, Adnan Oktar bey, İsrail’i haklı gösterecek şekilde bu açılamayı yaptı mı yapmadı mı?.. Tüm dünya biliyor ki durduk yerde kimseler roket atmış değil, ilk saldırıyı İsrail yaptı.

İsrail, Ortadoğu’da adeta yol kesen eşkıya. İstediğini yapıyor, kesiyor, asıyor kimseler dur diyemiyor, yanlış yaptın demiyor, hep haklı... Yahudi sermayesinden beslenenler sürekli mazlum Filistin halkını suçluyorlar. İsrail devletinin PKK gibi eli kanlı bir örgütü desteklemesi de onlar nezdinde hiçbir kabahat değil. Saltanat, para yerli İsrail’in gözünü kör etti.

Bunca çoluk çocuk İsrail’in misket bombaları altında can verirken, saltanatları efendiliğe kadar yükselen bazılarının ne hikmetse dilleri dönmüyor, kulaklarına su kaçtı...

Hakikat karşısında susarak dilsizliğe talip oluyorlar.

Belki de içlerinden alkış tutuyorlar.

İsrail de insafsızca hem Kandil’de, hem Gazze’de vuruyor…