M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

Bilgide Hafızanın Rolü

Bilgide Hafızanın Rolü

Aklın en önemli fonksiyonlarından biridir hafıza, bunda şüphe yok.

Hafızasını kaybeden insan, hayattan kopar.

Toplumlar da öyle.

Hafızasını kaybeden millet ve devletler, tarihini unutur.

Geçmişiyle irtibatını kesince de, geleceğini inşa etmede sıkıntı yaşarlar.

***

Dini bilgi ve yaşantıda da hafızanın önemi büyüktür.

Yazılı belgeler kadar, hafızalarda yaşayan bilgiler de kültürümüzü oluşturmuştur.

Nitekim, Kur’an ve Sünnet’in bize intikalinde de hafızanın rolü inkar edilemez.

Ashab-ı Kiram, Kur’an-ı Kerim ayetlerinin yazıldığını bildiği halde, her biri ayetleri hafızalarına da kaydediyorlardı.

O kadar ki, daha Rasülullah (a.s) hayatta iken pek çok hafız yetişmişti.

O’nun vefatından hemen sonra yapılan Yemame savaşında şehid düşenler arasına 70 hafızın bulunması, hafız sayısının çokluğunu gösterir.

Bu hafızların, sadece Kur’an metnini ezberlediklerini düşünmeyelim.

Bunlar, aynı zamanda mananın da hafızı idiler.

Yani ezberlediklerini anlıyorlar, anladıklarını yaşıyorlardı.

Aslolan da bu değil mi?

***

Hadislerin de hafızları olduğunu belirtmeden geçmeyelim.

Binlerce, onbinlerce hadis-i şerifi ezberleyenler çıkmıştır.

Bu hadisler, sadece metniyle değil senetleriyle birlikte hafızalara kaydedilmiştir.

Hakkı teslim etmek gerekirse, Araplar kuvvetli bir hafızaya maliktirler.

İslamiyet’ten önceki devirlere ait güzel şiirlerin bozulmadan canlı bir şekilde muhafazası bu sayede mümkün olabilmiştir.

Ve o şiirler, Arapça kelimelerin anlamlarını bilmede ve bulmada bugün bile dilcilerin çok işine yaramaktadır.

Çünkü, Kur’an-ı Kerim’de geçen bazı muğlak ve müşkil kelimeler, ancak bu sayede çözümlenebilmektedir.

Zira, bu mısralar Arap gramerinin temelini oluştururlar.

Sonuçta, Kur’an da Arapçadır.

***

Arapların hafızalarının güçlü olması, onları şiir ezberlemede bir adım öne çıkarmıştır.

Öyle ki, sıradan bir Arap, yüzlerce, binlerce mısraı ezbere okuyabiliyordu.

Hatta bu okuyucular, bu mısraları kendilerine nakledenlerin isimlerini (senetlerini) de hıfzederlerdi.

Mesela, bunlardan Asmai, daha çocukken on iki bin mısra ezberlediğini söyler.

Şabi’nin ezberinde o kadar çok mısra vardı ki, “bir okumaya başlasam aralıksız bir ay okumaya devam ederim” demiştir.

Sahabe arasında da, İslam öncesi bu şiirlerden binlerce mısraı ezbere bilenler vardı.

Mesela Hz. Aişe annemizin bunlar arsında olduğunu biliyor muydunuz?

***

Hz.Aişe (r.anha)nın bu özelliği, Rasulüllah’tan bize aktardığı hadis rivayetlerinde de karşımıza çıkar.

Kuru bir ezbercilikten öte, annelerimiz arasında onun çok zeki oluşu, akletmesi, fehmetmesi, idrak edip kavrama yeteneği, rivayet ettiği hadislerde de kendini gösterir.

Bununla ilgili birkaç örneği de gelecek yazımıza bırakalım.



twitter.com/parlakturk
facebook.com/vaktulemin



Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
M. Emin Parlaktürk Arşivi