Ali Ferşadoğlu

Ali Ferşadoğlu

Takva üzerine...

Takva üzerine...

Takva; sakınmak, derin bir saygıyla Allah’ın rızasını kazanmaya çalışmak, rahmetini, lütuf ve ihsanını kaybetmekten, kahr ve cezasından korkmaktır.
Takva, “huzur-u daimî”, yani daima Allah’ın huzurunda olduğunun şuuruyla yaşamanın formulüdür.
Kur’ân’da 258 yerde geçen takva âyetlerinden birisinin meâli şöyledir: “Şüphesiz ki Allah takvâya sarılanlarla, iyilik yapan ve iyi kullukta bulunanlarla beraberdir.” (Nahl Sûresi, 128.)
Bir hadis-i şerifte, “Arab’ın Arap olmayana üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takva iledir. İnsanın cennete girmesine sebep olan en büyük şey, kulun takvasıdır” buyurulur.
Bediüzzaman, “Bu mektup gayet ehemmiyetlidir” notuyla talebelerine gönderdiği lâhikada, “Kur’ân-ı Hakim’in nazarında, imandan sonra en ziyade esas tutulan takvâ ve amel-i salih” esaslarını nazara vererek şöyle tarif eder:
“Takvâ, menhiyattan ve günahlardan içtinab etmek ve amel-i salih, emir dairesinde hareket ve hayrat kazanmaktır.” (Kastamonu Lâhikası, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 110.)
İslâm imanında, ahlâk ve hukukunda, “def-i mefasid ve terk-i kebâir üssü’l-esas”tır. Yani, önce olumsuz, şer, kötü yok edilir, ardından müspete, hayra, olumluya geçilir.
Takvada önce haramlar terk edilir. Ardından mekruhlardan sakınmak; peşinden mubah ve helâller gelir. Buna şöyle işaret edilir:
“Bu zamanda tahribat ve menfî cereyan dehşetlendiği için, takvâ bu tahribata karşı en büyük esastır… Hem, takva içinde bir nevî amel-i salih var… Takvâ, böyle zamanlarda, binler günahın tehâcümünde bir tek içtinab, az bir amelle, yüzer günah terkinde, yüzer vacip işlenmiş oluyor. Bu ehemmiyetli nokta, niyetle, takvâ namıyla ve günahtan kaçınmak kastıyla menfî ibadetten gelen ehemmiyetli âmâl-i salihadır.” (Bediüzzaman Said Nursî, Kastamonu Lâhikası, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 110.)
Takvanın üç mertebesi olduğu nazara verilir:
1- Şirkten takva: İmanı tahkikiye çıkarıp şirkten korunmayı esas alır.
2- Masiyetten takva: Kebâiri, yani, büyük günahları işlemekten, küçüklerde de ısrardan sakınmayı gerektirir. En yaygın olarak bu anlamda kullanılan takva için, şöyle ferman edilir: “Eğer onlar Allah’a iman edip Onun emir ve yasaklarına karşı gelmekten sakınsalardı, elbette Allah tarafından verilecek bir mükâfat kendileri için daha hayırlı olurdu. Keşke bunu bilmiş olsalardı!” (Bakara Sûresi, 103.)
3- Masivadan takva: Kalbini, Hak’tan alıkoyan her şeyden uzak tutmak. Bu da zikir, şükür, fikir/tefekkür ile olur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Ferşadoğlu Arşivi