Serdar Arseven

Serdar Arseven

Malatyalı olmanın ne kötülüğü var?..

Malatyalı olmanın ne kötülüğü var?..

Tarihçi-Yazar Fatih Bayhan, gerçek Atatürk’ü, “resmi tarihin anlattığı” Atatürk’ün pençesinden kurtarmak için hayli zaman önce kolları sıvamıştı.

Atatürk’ün başörtülü aynı zamanda da mağdure Eşi Latife Hanımefendi’nin yakınlarıyla, bilhassa da yeğeni Sadık Öke ile birlikte yürüttüğü çalışmalarda hayli mesafe kat etti.

Bayhan’ın, “Teyzem Latife; Atatürk’le Geçen Bir Ömrün Saklı Kalmış Hikâyesi” adlı eseri sayesinde “Güçlü ve zayıf yönleriyle Atatürk”ü öğrendik…

Fatih Bayhan’ın dikkat çektiği nokta önemli:

“Atatürk ne kimilerinin öne sürdüğü gibi kusursuz ne de bazılarının sırf karalamak için iddia ettiği gibi kusurlarla dolu bir insan. Savaş meydanlarında dehasını konuşturan büyük bir devlet adamı ve aynı zamanda fareden ödü kopan bir insan. Atatürk insan; güçlü yönleri var, zayıf yönleri var. Bizler, Kemalist-Laikçi yobazların elinden bir istismar aracını alıyor, topluma gerçek ve Büyük Atatürk’ü anlatıyoruz!”

Fatih Bayhan’ın kitabında altının çizildiği üzere, karizmatik bir lider olan Atatürk’ün etrafında bir menfaat şebekesi türüyor…

Bu menfaat şebekesi, (günümüzün Kemalist-Laikçi yobazlarının yaptığı gibi) Atatürk’e yakınlıklarından istifade ederek devleti alabildiğine soyuyor.

Bugünün 28 Şubat, Ergenekon, Balyoz savunucuları, o soyguncuların evlatları…

Ve onların kullandığı birkaç şuursuz!..

*

Resmi tarih yalanlarının gözler önüne serilmesi Atatürk’ü küçültmez…

Resmi tarih yalanları da Atatürk’ü büyütmez!

Atatürk, Padişahımız Vahidüddîn Han Hazretleri tarafından “Milli Mücadele” için görevlendirilmiş bir Osmanlı Askeri’dir!..

Padişah, Atatürk’ü Anadolu’ya, kişisel servetini feda ederek gönderirken ondan “Vatanı kurtarma” sözü alıyor…

Meselenin bundan sonrası malûm!..

*

Gerçekler gün gibi ortada, lâkin Laikçi-Kemalist yobazlar, resmi tarihin anlattığı “çatık kaşlı Atatürk” imajının sarsılmaması, dolayısıyla rant tezgahlarının bozulmaması için her türlü rezilliği sergileyeceğe benzer…

Nitekim Fatih Bayhan, bugünlerde tuhaf tuhaf saldırılara muhatap olmakta…

Mesela;

Bir CHP’li yobaz çıktı ve “Fatih Bayhan, Bayındırlık Bakanlığı basın müşavirliğinden niçin atıldın, söylesene hadi söylesene!” filan diye bağırdı…

Ne çirkin bir yaklaşım;

Fatih Bayhan’ın yazdıkları ile Basın Müşavirliği meselesinin ne alâkası var?..

Kaldı ki…

İma edilmek istenen nedir?..

Fatih Bayhan “Yolsuzluk, zina, uyumsuzluk vs.” yaptı da onun için mi atıldı?..

CHP’liye soruyorsun:

“Yok öyle bir bilgi yok!” diyor.

“Peki, nedir ima ettiğin?”

“Hiç, sadece niçin atıldı merak ediyorum!..”

Hoppalaaaa!..

Merak üzerine bina mı kurulur?..

Bayındırlık Bakanı Sayın Mustafa Demir Bakanlıktan ayrılınca, yerine gelen Sayın Bakan kendi basın müşavirini getirdi…

Sayın Erdoğan Bayraktar’ın “Ekibiyle çalışma” gibi bir hakkı yok mu?..

Bir görevden hele bakan değişiminden sonra alınan daha doğrusu Fatih Bayhan gibi -nezaketen ayrılan- kişi bütün şerefini itibarını kaybetmiş mi olur?..

Adam dediğin “sülük gibi” yapışmalı mı koltuğa?..

*

Mesele ortada…

Gerçek Atatürk’ün ortaya çıkmasından dolayısıyla istismar vasıtalarının ellerinden gitmesinden endişe duyan sütü bozuk İ.T. kalıntıları panik halinde…

Hele…

Fatih Bayhan’ın Atatürk’ün aslında Selanikli değil de Malatyalı olduğunu iddia etmesinden kısa bir süre sonra, Manevi Kızı Ülkü Adatepe’nin de “Babam Atatürk Malatyalıdır!” dediği ortaya çıktı ya…

Panik binbeşyüz!.

Atatürk’ün annesi Ayşe Hanım, Babası ise Mehmet Reşat Bey.

Babası Mehmet Reşat Bey şehit olunca, halası Zübeyde Hanım’ın yanına götürüyorlar Küçük Mustafa’yı…

Zübeyde Hanım da nüfusuna kaydettiriyor…

Fatih Bayhan bir süre sonra piyasaya çıkacak olan “Mustafa’dan Kemal’e: Atatürk’ün Büyük Sırrı” adlı kitabında bu durumu şüpheye yer bırakmayacak biçimde, belgeleriyle ispat edeceğini söylüyor…

Laikçi Kemalist yobazlardaki bu panik niye;

Sanki Malatyalılık kötü bir şey!

Aynı mekanı paylaşmakta olduğu İnönü’nün hemşehrisi ise Atatürk, bunda ne kötülük var!..

Atatürk’ün aslında Malatyalı olduğunun ortaya çıkması Malatyalıları sevindirmez mi?

Bir kitap çıksın hele, bakarız!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi