Mehmet Koçak

Mehmet Koçak

Türk – Rus ilişkileri ve Suriye üzerinde ince hesaplar

Türk – Rus ilişkileri ve Suriye üzerinde ince hesaplar

Türkiye ve Rusya, aralarındaki ve bulundukları bölgedeki sorunlar konusunda, birbirleriyle ilişkilerini zora sokamayacak şekilde temkinli hareket eden iki ülkedir. Bölgede istikrar, huzur ve barışın olması yönünde her iki ülkenin stratejik çıkarları birbiri ile örtüşse de bazı önemli konularda birbiriyle çelişenleri de vardır.

Ancak; her şeye rağmen bölgesel ve uluslararası sorunların çözümünde, bazı sorunlar olmakla birlikte Türkiye ile Rusya arasında karşılıklı politik bir sorun mevcut değildir. Bu ülkeler aynı zamanda iki önemli ekonomik partnerdir. Öyle ki Türkiye, Rusya’nın dış ticaret hacminde yedinci sırada yer alırken; Rusya, Türkiye’nin dış ticaret hacminde ikinci sıradadır.
Türkiye ve Rusya arasında her alanda önemli ilişkiler mevcuttur. Bu ilişkilerde, her iki ülkenin, tarihin derinliklerinden gelen devlet ve diplomatik geleneğinin varlığı önemli rol oynamaktadır. Tecrübe ve bilgi birikimi ve yetişkin diplomatik kadrolar sayesinde Türkiye ve Rusya ilişkileri, tarih boyu çıkmaza girmeden devam ede gelmiştir.
Son dönemde ise Türkiye Rusya ilişkilerinin daha sağlıklı ve iki ülke arasında yaşanacak bir durumun çözümü konusunda daha hızlı sonuçlar elde edilebilmesi için iki ülke arasında Ortak Stratejik Planlama Grubu (OSPG) oluşturulmuştur. Bu grup Türk – Rus ilişkilerinde yeni köprülerin kurulması ve var olan bağların zedelenmemesi için önemli roller üslenmektedir.
Ortak Stratejik Planlama Grubu kısa bir zaman önce Dışişleri Bakanımız Ahmet Davutoğlu ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un başkanlığında gerçekleşen üçüncü toplantısının ağırlıklı konusu Suriye oldu.
Bilindiği gibi Suriye konusunda Rusya ile farklı görüşler ve sonuca endeksli farklı beklentilere sahibiz. Suriye konusunda var olan farklı yaklaşımların bir toplantıda izale edilmesi beklenemez. Ayrıca Rusya ise hala Çin’in de verdiği destekle BMGK kararıyla yapılması istenen askeri müdahaleyi engellemektedir.
Rusya Dış İşleri Bakanı Sergey Lavrov,  Suriye’ye yapılacak bir müdahale veya Esed’siz bir geçiş döneminin, karşıt gelişmelere yol açacağını ileri sürüyor.  Aslında politik söylemleri bu şekilde olsa da, Rusya’nın Suriye’den vazgeçememesinin asıl sebebi Rusya’nın Akdeniz ve Ortadoğu bölgesindeki etkinliğini kaybetmek istememektedir.
Ancak Suriye’de akan kanın durması ve ülkede bir geçiş döneminin olması gerektiği konusunda aynı görüşe sahipler. Rusya bu geçiş döneminin Beşşar Esed ile yapılmasında ısrarlı ve Suriye’ye siyasi desteğinin yanında silah sevkiyatını sürdürmesine ise Türkiye itiraz etmektedir.  
Suriye konusunda Türkiye; bu ülke ile var olan 911 km. sınırı münasebetiyle herkesten daha fazla dikkatli olmaya mecbur. Bizim Suriye halkı ile beş asıra yakın beraberliğimizden oluşan ortak tarih ve kültürün yanında aynı inancı paylaşmış olmamızın da verdiği sorumluluklar var.
Rusya kendi çıkarlarını koruma adına sürdürmekte olduğu Suriye politikası Türkiye’nin değil İran’ın işine yarıyor. Bu nedenle Türkiye Suriye konusunda AB, BM ve Arap Birliği ile hareket etmektedir.  
“Güçlü Türkiye’nin” Rusya için bir tehdit olmayacağı gibi; bölgede “ortak politik faaliyetler” her iki ülkenin ortak çıkarlarına hizmet edeceği bir gerçektir.
Bu gerçekten hareketle, Suriye konusunda Rusya yanlış politikalarını yeniden gözden geçirmeli ve Türkiye’nin önünü kesmeye yönelik tavırlardan vazgeçmelidir.

SURİYE’DE GİZLİ HESAPLARIN FATURASINI SURİYE HALKI ÖDÜYOR

Aslında Suriye iç savaşı bu kadar uzun zaman sürmezdi. Bölgede varlığını bir şekilde hala sürdüren egemen güçlerin kendi aralarındaki Beşşar Esed sonrası rejimin ne olacağı ve hükümetinin kimlerden oluşacağı konularında ki pazarlıklarında bir anlaşmaya varamamaları savaşın şiddetlenerek büyümesine sebep olmaktadır.
Rusya, Çin, İran cephesine karşı ABD, Türkiye AB üyesi bazı ülkeler ve Arap Birliği ülkelerinin başını çektiği  “Suriye Halkının Dostları Grubu” arasındaki farklı yaklaşımlar hala giderilmiş değil. Bu durum savaşın daha bir süre daha devam edeceği anlamına gelmektedir.  
İşte Türkiye’nin asıl sıkıntısı bu. Hem iç siyasi dinamikler hem de dış politikamız acısından Suriye önemli bir yer almaktadır. Türk hükümeti; bölgede kalıcı barış ve huzurun sağlanabilmesi için savaşı başlatan ve kendi halkını katleden diktatör Beşşar Esed’in devrilmesiyle mümkün olacağı görüşünde ısrarını sürdürmektedir.
Ülkenin yakılıp yıkılması ve 70 binden fazla insanın katledilmesi sonrasında Rusya’nın ve İran’ın hala “Beşşar Esed ile bir geçiş süreci için taraflar masaya oturmalı” görüşünde ısrarcı olmaları Suriye’yi düşündükleri için değil, Suriye’nin geleceğine yönelik kendi çıkar hesaplarından kaynaklıdır.

Artık tüm dünya bilmektedir ki; bu saatten sonra asla bu görüş kabul bulmaz. Suriye’de savaşın sonlanabilmesi için tek çare; Baas rejiminin yıkılıp despotçu Beşşar Esed’in tutuklanıp yargılanmasıdır. Bu olmadan ne savaş biter ne de bölge huzur bulur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Mehmet Koçak Arşivi