Hasan Aksay

Hasan Aksay

Mısır’daki kara günün ümmete ihtarı

Mısır’daki kara günün ümmete ihtarı

Sayın okuyucum, yazı uzun oldu. Ama bu konuya özel.

Mısır; tarihi, nüfusu ve yetişmiş insan kadrolarıyla büyük; varlık içinde yokluk çeken bir ülkedir. Yıllardır halkının iradesinden, yani çağın olmazsa olmaz siyasi gereğinden mahrum kaldı. Nihayet bahar geldi. Adil seçimlerle ve büyük bir ekseriyetle Mursi’yi devlet başkanı seçti. Halkın iradesi, sömürgeci çıkar çevrelerini ilk günden itibaren rahatsız etti. Seçimin ilk yılında, darbeyle bahar filizi koparıldı. Basit bir oyunla, 14 asırlık İslâm ülkesinde Müslüman Mursi’ye tahammül edemeyenler, darbe ile Hıristiyan Cumhurbaşkanı’yla sembol değiştirdiler.  
Adil seçim olan ülkelerde darbe ve darbe teşebbüsünün tek anlamı vardır. O da düşman, içerdeki muhterisler, kiralık tetikçiler, baltacılarla, millet çoğunluğunu tutsaklaştırıp millet iradesini ortadan kaldırmaktır. Silahlı bir işgal hareketidir. BAAS darbecilerinin Suriye, Irak ve Mısır’da başlattığı darbe hareketlerini, başlangıçta şenlikle karşılamak, neticeyi buralara kadar getirmiştir. Çünkü hata, doğurucudur. Birinin arkasından öbürü gelir.
Bütün tatbikatlar gösteriyor ki; darbeci, milletinden kopmuş, ona ters; akıl ve hikmetle hizmeti değil, kaba kuvveti esas edinen; milletini silah gücüyle, kaba kuvvetle teslim alan; çıkarcı, münafık alkışını, başarısı için yeter sayan, mazluma, çaresize dikkat etmeyen; ihtirasları uğruna milletinin düşmanıyla ittifak etmekte, yardımlaşmakta hiçbir beis görmeyen; millet imkânlarını kullanarak yandaş beslemekten ve kiralık katillerle iş yapmaktan utanmayan bir çıkarcıdır.
Her terör ve darbe hareketi, dışarıdan beslenme, desteklenme ve himaye edilmeye muhtaç ve mahkûmdur. Kendi iradesi olmayan, kiralık bir tetikçi durumundadır.  
Suriye’de, yıllardır devam ettirilen soykırım vahşeti ve Mısır’daki, hayali kurgu, isnat ve iftiralarla yürütülen bu insanlık dışı darbe, bir kere daha gösterdi ki dünya siyaseti, çıkardan başka değer tanımayan, tehlikeli bir akıma kapılmıştır. Eylemcileri gibi kendileri de maskeli yeni sömürgecilik, iki farklı koldan ilerlemektedir. Bunlar, BM’lerdeki veto imtiyazlı beş devlettir. Bu beşlinin komünistleri, Doğu Türkistan’da olduğu gibi açıktan zulmediyor, sömürüyor. Beşlinin diğer üçü, demokrasi ve birey özgürlüğü oyunuyla, sömürgeciliği tanklı, bombalı işgalcilikten çıkarıp, darbe destekçiliği ile, devlet başkanı diye, gizlice sömürge valisi tayin ediyor. Bu yeni metot, Mısır’ın darbeci başbakanı Baradey’in, “Batı’yı, darbeye ben ikna ettim. Yoksa bu makamı hayal edemez olmuştum” anlamındaki itirafı, birçok ülkenin akılsız muhterislerini teşvik edecek, sömürge valiliği talebinde patlama doğuracaktır.
Nitekim Türkiye gibi, derin tarihi tecrübesi, Anadolu insanı gibi çarıklı erkanı harpleri olan bir ülke de dahi, Gezi rezaletiyle bir kere daha iktidar ümidini kaybetmiş, ihtirası, aklına tasma takıp peşinde sürükleyen kimseler, “Mursi’den ders alın” diye saralı gibi bir cezbeye kapılmışlardır. Bu nedenle, siyasi halk hareketlerini ikiye ayırıp tanımak, fert fert hepimiz için vatan borcudur. Cephede düşmanla karşılaşmadan kazanılan zafer olur. Herkesin yararınadır:
a- Yapıcı Halk Kurtuluş Hareketleri: Bunlar, istiklal savaşçılarıdır. Bunlar, Afganistan ve Filistin gibi işgale uğrayan ve sömürgecilere karşı direnen halktır.
b- Yıkıcı Darbe Hareketleri: Örnek, henüz dumanı tüten Mısır darbesidir. Sebep ne? Fasafiso? Bizdeki Gezi olayı, Mısır’dakinin ağabeyi idi. Burada en önemli mesele, herkesin darbeye yol açan hareketlere dikkat ederek tavır koymasıdır:       
1- Darbe hareketleri, mutlaka dış bağlantılı ve destekli hareketlerdir. İstiklal hareketlerinin dışarıdan desteği yok, düşmanı çoktur. 2- Darbe öncüsü hareketler, darbe gibi yıkıcıdır. Milli hareketler yapıcıdır. Kaksızlık yapmamaya, zarar vermemeye özen gösterir. 3- Demokratik yapılı ülkelerde, darbe hareketlerini içerden destekleyen mutlaka muhteris, darbe çıkarlarını inhisarı altına almak isteyen bir parti desteği vardır. Milli hareketler, çıkarcılıktan uzak fedakârlıklardır. Yabancı desteği olmaz. İstemezler, fitneciler ve her tür çıkarcı, darbeci fitnenin yandaşıdır. İncir çekirdeğini doldurmaz hadiseyi, dünya çapında olay yaparlar. İstiklal hareketlerinin kahramanları ve duacıları vardır. Yardımcıları Allah’tır. Darbe gösterilerine, öfke ve kin hâkimdir. Milli hareketlerde sevgi ve aşk. Darbe öncüsü hareketler, parlak başlar, saman alevi gibi geçer. Milli hareketler, sessiz başlar süreklidir. Darbeci, çıkarcı ve materyalisttir. Milli olan, manevi ve fedakârlıktır.
Dikkat eden herkes, milli ve darbeci hareketler arasında daha yüzlerce fark tespit edebilir. Zira bunlar birbirine taban tabana zıt değerlerden doğan hareketlerdir.   
Fert fert hepimize düşen bu ayrımı ilk günden yaparak, var gücümüzle vatan ve milleti tahribe yönelik bu tür hayati hatalara izin vermemektir. Unutmayalım ki, Arap milliyetçiliğini tahrik ederek, İsrail’in kurulmasının hemen ardından ortaya çıkan BAAS hareketi ve arkadan BAAS darbeleri; Suriye’de, Mısır’da, Irak’ta, halka ne büyük bedeller ödetti ve ödetiyor. Siyaseti hafife almak, sokağa düşürmek ve çocuklaştırmanın bedeli çok ağırdır. Siyaset her şeyden önce iman ve ahlâk temeli üzerine oturan, hayattan üstün değerlere dayanan, bilgi, tecrübe, beceri gerektiren, milletine ve insanlığa hizmet imkânıdır. Çıkarcı, zayıf ve çocukcu heveslere mahkûm bir siyasetle ne tarih yazılır ve ne de önemli bir hamle başarılır.  
Son söz: Arap baharı hazan oldu diye, ümit kırmak istiyorlar. Bahar başladı, devam ediyor, edecek. Mursi, milletten aldığı emanete tek şerefsizlik tozu kondurmadı. Gerçek özgürlüğü şehit kanı besler. İslâm ümmeti, siyasi emanetin kıymetini bilir. 15 asırdır, Müslümanların hiçbir fetret devri, yoklukla bitmemiş, daha güçlü bir dirilişin tecrübesini oluşturmuştur. Çünkü İslâm, ümitsizliği yok etmiştir. Müslüman ümidini imanla Allah’ına bağlamış ve saye sarılmıştır.  
Ümmete birlik gerek. İyi kötü her olayın derununda ümmet olmanın gereği vurgulanıyor. Hadisat, lisan-i hâl ile, “Müslümanlar ümmet olun!” diye feryat ediyor. Tüm insanlık, ümmetin birlik ve en güzel örneklikle hizmetini bekliyor.   
Allah’ın, Müslümanlara yardımı haktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Aksay Arşivi