Serdar Arseven

Serdar Arseven

ABD’li de Ortadoğulu da gelmek istiyor, sen yeter ki git!..

ABD’li de Ortadoğulu da gelmek istiyor, sen yeter ki git!..

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun öncülük ettiği heyetle ABD’deyiz.

Sayın Babacan ve Sayın Hisarcıklıoğlu ile sohbetimizin ayrıntılarını haber sayfalarımızda bulacaksınız.

“Türkiye Yatırım Haftası II” etkinlikleri.
Los Angeles, San Francisco, Seattle ve Chicago kentlerini kapsayan programın öncelikli amacı ABD’li dev yatırımcıları Türkiye’ye çekebilmek.
Doğrusu, bunun için çok müsait bir ortam var.

Sayın Babacan ve Sayın Hisarcıklıoğlu’nun bazı odaların başkanlarıyla birlikte gerçekleştirdikleri temaslarda sürekli olarak bir noktaya vurgu yapılıyor:
“Ortadoğu’daki ve Avrupa’nın birçok ülkesindeki belirsizliklerin sürdüğü, Çin’in de rekor büyüme rakamlarına ulaşmasının artık mümkün görülmediği bu ortamda, Türkiye öne çıkıyor.”

Türkiye’yi yakından takip eden ABD iş dünyasının önde gelen temsilcileri bir noktanın altını ısrarla çizmekte:
“Ülkede siyasi istikrar var. Seçim süreçlerindeki çalkantılar bu istikrarı bozamayacak!..

Herkesin satın aldığı gerçek; Türkiye’deki siyasi çalkantılar ne kadar büyük olursa olsun, ülke yoluna “Bu kadro” ile devam edecek!..

Buradaki çalışmalarımız sırasında önümüze bazı önemli rakamlar geldi.
Mesela; ABD’nin en kalabalık eyaleti olan Kaliforniya’nın en fazla ticari ilişki kurduğu ülkeler arasında Türkiye yok.

Tayland, İsviçre, Filipinler, Tayvan gibi ülkelerin yer aldığı listede Türkiye’yi göremedik.
Eyalet deyip geçmeyin; 2011 rakamları ile 1 Trilyon 96 milyar dolarlık ekonomik büyüklükten bahsediyoruz.

Buralarda ilgi gören ürünlere baktık; ham petrol dışında, dijital otomatik bilgi işlem makineleri, renkli televizyonlar için yayın alma cihazları, kauçuk ayakkabı, elektronik entegre devreler, bilgi işlem depolama üniteleri vesaire…
Talep edilen yüksek katma değerli ürünler; Türkiye daha çok katmadeğeri düşük malların üretimini yaptığından fazla varlık gösteremiyor.
Kısa bir süre önce Dünya Ekonomik Forumu 2013-2014 Küresel Rekabet Raporu yayınlanmıştı.

İlginçtir; İsviçre gibi “küçük” bir ülke listenin zirvesinde ve Türkiye ancak 44. sırada yer alabiliyor.

Almanya ve ABD gibi devlerin zirveye oynadığı listenin baş taraflarında Finlandiya ve Singapur dikkat çekiyor.

Listede Güney Kore 25. Çin ise 29. sırada.
Türkiye pazar büyüklüğünde 16. sırada yer alırken, iş gücü piyasasındaki etkinlik bakımından ancak 130. sırada yer bulabiliyoruz.

Mesele, katma değeri yüksek ürünlere yönelmekte.
Bu dönemde çok önemli AR-GE teşvikleri var.
Siyasi istikrar yerinde, çalkantıların bu istikrarı bozmayacağına dair kanaatler de kuvvetli.

İş dünyamız bu uygun ortamdan faydalanmalı.
Dünya’nın bütün şirketlerini içeren 2012 yılı Fortuna 500 listesinde sadece bir şirketimizin yer aldığını, listede ABD’nin 132, Japonya’nın 62, Fransa’nın 31, Almanya’nın 29; bizim kategorimizdeki Brezilya’nın ise 8 şirketle temsil edildiğini göz önünde bulunduracak olursak almamız gereken mesafenin uzunluğunu kavrarız.
Dünya, katmadeğeri yüksek ürünleri tercih ediyor.
Siyasi istikrar, yerli ve yabancı yatırımcılar için uygun bir ortam oluşturuyor.
Ar-Ge teşvikleri de çok cazip.

Merhum Özal’ın devleti saran güçlerin yüzde onuna hakim olamadığı dönemde büyük atılım yapan iş dünyamız biraz daha gayretli olmalı.
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun öncülük ettiği çalışmalar bu bakımdan son derece önemli.

Nerede 28 Şubat’ın berbat “Miras” bırakan TOBB’u; nerede bugünkü dev, aktif yapı.
Bunca imkan varken, Türkiye’yi hak ettiği yere taşıyamamak büyük ayıp olur.
Bugünleri mumla ararız sonra!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi