M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

Diyanet Televizyonu ve Radyosu'ndan Beklenen

Diyanet Televizyonu ve Radyosu'ndan Beklenen

Önceki yıllara bakınca, bugünkü tabloya şükretmemek nankörlük olur.

Şükredelim ki, Allah ziyadeleştirsin.(İbrahim,7).
Hamdolsun, TRT'nin Diyanet Televizyonu ve Radyosu, görüntülü ve sesli yayında, bugün için  önemli bir boşluğu doldurmaya çalışıyor.
"Çalışıyor" diyorum, çünkü bu alandaki boşluğu tam anlamıyla henüz doldurabilmiş değil! İnşaallah, ileriye dönük her yeni yayın döneminde bu boşluğu daha dolgun ve kaliteli programlarla doldurur ümidindeyim. 
Çünkü, zengin kadrosu ve bütçesi içinde, o potansiyel fazlasıyla var.
***
Zaman zaman izleme fırsatı bulduğum Diyanet Televizyonu'nun haftalık program akışına baktığımızda önemli bir eksiklik hemen göze çarpıyor.
İnsan, bir diyanet yayınında ilk olarak ne görmek ister?
Doyurucu bir İslam eğitimini...
Bir saatlik "Diyanete Soralım" programını bir tarafa koyarsak, diğer programların daha çok müzik, belgesel ve klasik sohbet ağırlıklı olduklarını görüyoruz. 
Televizyonculukta bu programların olması gerektiğini elbette bilenlerdenim. Belki bir kısmı zarureten de yapılıyor.  Ama bunlar yapılırken bile, daha seviyeli,  daha doyurucu, daha anlamlı ve daha özenli çalışma ürünleri sergilenebilir. 
Ancak, benim esas "boşluk" olarak gördüğüm şey şudur:
Bir Diyanet Televizyonu ve Radyosunda, mutlaka bir "tefsir" ve bir "hadis" kürsüsü bulunmalıdır.
*** 
Tefsir, Kur'an'ın anlaşılmasına yarayan önemli bir ilim dalıdır. 
Bugün içinse, insanlığın en çok ihtiyaç duyduğu şey; Kur'an'ı anlamaktır. Hele hele Kur'anla irtibatı uzun zamandır koparılmış necip milletimizin yeniden Kur'an'a döndürülüp vahyin gerçekleriyle tanıştırılması, öncelikli hedef olmalıdır.
Sünnet ise, Kur'anla birlikte asla vazgeçemeyeceğimiz bir kaynak. Çünkü biz, ancak onunla Kur'anı anlar, onunla İslam'ı yaşayabiliriz ancak!... 
Çünkü, Sünnet'in sahibi Hz.Peygamber (a.s) efendimiz, bizim için tek ve yegane örnek model sunulmuştur. Ve bu modeli bize sunan, vahyin tek sahibi Allah Azze ve Celle'dir.
Diyanet Televizyonu ve Radyosu da, işte bu ana kaynak ve örnek modelden doğrudan ve derinliğine bahseden programlar yapabilir, yapmalıdır.
Adına, "Tefsir Saati" mi denir, "Tefsir Sohbeti" mi, yoksa "Tefsir Kürsüsü" mü, bilmiyorum ama mutlaka Kur'an ayetlerini doğrudan ve derinliğine anlatan bir tefsir programı gerçekleştirmeli, benzer kalıpta yine bir "Hadis" programı yayına konmalıdır.
Dev bütçeli ve kadrolu Diyanete de, bu yakışır.   

twitter.com/parlakturk
facebook.com/vaktulemin

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
M. Emin Parlaktürk Arşivi