Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Demek Ki Top Yuvarlakmış

Demek Ki Top Yuvarlakmış

Hem bu topsa her zaman başka kaleye gitmez, bizimkisine de gider.

O resmi hatırlarken cemaatçiliğin hangi dengede durduğunu hep düşünmüşümdür. 

Yıllar öncesi masanın bir tarafında İstanbul eski Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan, diğer tarafında Fethullah Gülen. Damat adayı Hakan Şükür, üst tarafı çağdaş anlamda açık olan ve de çevresine gülücükler saçan gelin adayı...

O zamanlar bu manzarayı oldukça garipsemiştim, yıllar geçince gördüm ki cemaat televizyonlarında oradan bu tarafa kurşun sıkan eski kulağı kesik Marksistler, haşa “Allah yoktur” diyecek kadar şah damarı patlamış ateistler. Ha dedim, demek ki ufkumuz bu kadar geniş, hizmet hareketi o kadar yayılmış ki kendimize talkımı veremezken bu kesime kadar uzanmamız bir yerlere geldiğimizin ifadesidir... Geldik ama nereye geldik!

Cemaat dedik tamam da, bir de karşımıza cemaatçiler çıktı.

Sürekli bu tehlikeye işaret ettiğimi okuyucularım hatırlar.

Nur geleneğinden gelen samimi Müslümanlar bir tarafa, cemaatçilik adı altında süte su katanların ihaneti elbette ki aklı fikri sağlam olan her Müslüman’ı yürekten üzüyor. 

Allah(cc) bize dağılmayın, dağılırsanız mağlup olursunuz buyururken bizim dağılmamız, bağırmamız, vuruşmamız akıl ve vicdan işimidir?..

Topu teptik, çünkü sonuçta kan uyuşmazlığı olan her kimse geldiği yere dönecektir. 

Ama Müslüman’a neler oluyor ki başının üzerinde dönen dolapların bir gün dönüp de kendi başına çökeceğini kestiremiyor. Önce birbirlerini yesinler, geriye kalanı kolay yeriz.

Sanki imanın altıncı şartı imiş gibi bir kesim dershane diye tutturdu. 

Bir kesim de “telerum telerum sana tulum yaptırmam” fıkrasına eş inadından kendi derisini delmeye başlamış. Biz bu dershane olayına hep temkinli yaklaşmadık mı?

Dedik ki, o kadar gözünüzde büyütmeyin, maarif okullarını düzeltirse dershane sömürüsü kendiliğinden sona erer. Bunu yapacağımız yerde, bir de kalktık bu dershanelere “özel okul” statüsünü tanıyınca, bir fil çok gelirken ikinci fili yıktık devletin üzerine.

Gördük ki yine de olmadı...

Çünkü İsrail şahane, dershane bahane...

İsterseniz görüntüyü biraz gerilere alalım.

Hani demiştim, bu Ergenekoncuları eski HSYK’nın atadığı hakim ve savcılar tutukladı. 

Bunu da “Başbakanın Yargısı” diyen Kılıçdaroğlu’na cevap olsun diye söylemiştim. 

Şimdi de görüyoruz ki benzer operasyonu iktidarın gözünün içine baka baka aynı ekip iktidara karşı düzenliyor. Bu şu demek olmuyor mu?

Projenin ikinci basamak ayağı. Birinci basamakta Ergenkoncuların kuyruğuna basıldı, ikinci de iktidarın kuyruğuna basılıyor ki cemaatle iktidar iyice kapışsın. 

Büyük projeye gelince; İslamî kesimle Ergenekoncuların, yani laikçilerin kapışmasını içeriyor. Bu kapışma laikçilerin zaferi ile sonuçlanacak şekilde ayarlanmıştır.

Türkiye oraya doğru kaydırılıyor...

Bu aşamada cemaat, cemaatçıların yönetiminde aldı başını gidiyor. 

Bu saatten sonra Fethullah Gülen, istese de buna mani olmaz...

Görünüş odur ki, tüm rampalar Başbakan Erdoğan’a doğru hedeflenmiştir. 

Her şey bir tarafa, Başbakan’ın ülke kalkınmasında ki hamleleri yanında siyonizme, özellikle İsrail’e karşı tavır koyması dünya yahudi lobilerini kuşkulandırıyor.

“Eyvah biz bu kişiyi istediğimiz yönde kıvıramıyoruz” şeklinde bir telaş var.

Türkiye, bu arada bölgenin en istikrarlı ve de kalkınmada hızlı giden bir ülkesi. 

Balkanlardan tutun da Afrika’ya kadar tüm Müslümanların gözü bizim üzerimizde.

Türkiye’nin bölgede kalkınması halinde bu ülkeler lokomotife takılarak sömürülmekten, ezilmekten kurtulacakları inancındalar... Olaya Osmanlı’nın yeniden dirilişi gibi bakıyorlar.

Bunu Emperyalist ülkeler de gayet iyi biliyor.

O yüzden yabancı istihbaratların kışkırtmaları eşliğinde gezi projesi tutmayınca, dershane bahane edilerek önce cemaat-iktidar, sonra da İslâm’ı kesim laik cephe kapıştırılmasına geçilecek. 

O yüzden bir süre daha istifalarla cemaat iktidar krizi sürebilir.

Gidenler varsın yoluna gitsin...

Sen kaleni sağlam koru, iman ehli aleyhinde herhangi bir davranışta bulunma, safları sıklaştır, Rabbin’e güven. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Nusret Çiçek Arşivi