Serdar Arseven

Serdar Arseven

Evlâdını ihmal etme!..

Evlâdını ihmal etme!..

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan son vakitlerde özellikle “çocuk ve gençlere” yönelik projeler üzerinde duruyor.

Belediye ve “hayırlı” sivil toplum örgütlerinin yöneticilerini bu konuya daha fazla eğilmeleri konusunda uyarıyor.

“Şer odaklarının” hedef aldığı Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (Türgev) hamlesi de, büyük tehlikeyi ortadan kaldırmaya matuf bir adım olarak dikkat çekiyor.

*

Evet...

“Bir musibet bin nasihatten iyidir.”

Son zamanlarda karşı karşıya kaldığımız tablo, “çocukları ve gençleri ihmal etmenin ne vahim sonuçlara yol açabileceğini” bütün berraklığı ile ortaya koydu.

Gezi olaylarının başlatıldığı günden bugüne kadar yaşadıklarımız, “ihmalimizin” faturası.

Sayın Erdoğan’ın, bu ihmale dikkat çekerek “Evet biz bir hata yaptık, onlara geleneklerimizi öğretmedik’ demesi son derece önemliydi.

Sayın Bülent Arınç’ın “Türkiye birkaç yüzyılda yapamadığını, göremediğini AK Parti’nin 12 yıllık hükümeti döneminde gördü. Ama aynı gelişmeyi manevi alanda, sosyal alanda yaşayıp yaşamadığımızı tekrar bir gözden geçirmemiz lazım” sözleriyle “ihmale” dikkat çekmesi de öyle...

Bugüne kadar hep “gürültüye” gitti “gençlik” meselesi.

Türkiye’nin ve AK Parti’nin başı bir türlü belâdan kurtulmadı; post modern/dost modern darbe girişimleri, muhtıralar, kapatma davaları, burnumuzun dibindeki savaşlar, terör olayları...

Şimdilerde de Cumhurbaşkanlığı meselesine odaklanmış durumdayız.

Sonrasında genel seçim havasına gireceğiz, ardından yeni hükümet, yeni bakanlar, teşrifât, şu, bu...

*

Ortada “ihmale” son derece müsait bir hava var.

Meselenin ise daha fazla ihmale gelir tarafı yok!..

Hangi kesimden olursa olsun, gençlik büyük sıkıntılar içinde.

Şu veya bu vesileyle irtibatlı olduğumuz gençlerin büyük bölümü kötü alışkanlıklardan uzak.

Mütedeyyin ailelere mensuplar ve temelleri sağlam.

Bununla birlikte, onlarda da büyük sıkıntılar görüyoruz.

Öncelikle “hedefsizlik” çekiyor dikkatimizi.

Dünyasına da ahiretine de katkısı olmayan bir işi verseniz yıllar yılı yapacak ve “Bu beni nereye götürür?” diye sorgulamayı akla getirmeyecek haldeler.

“İş hayatının” bundan sonrasına ilişkin kaba taslak da olsa plânları yok.

Çok üstelediğinizde, “Özel sektör zor abi. Şöyle bir devlete kapağı atsam da rahat etsem” diyorlar.

Otuzuna gelmeden “Kaç yaşında emekli olurum?” araştırması yapanlar çekiyor dikkatimizi...

Bezginlik, hedefsizlik, yılgınlık...

*

Öte yanda da, son derece kötü işlere yönelmiş bir gençlik var.

Kabaca “Gezi gençliği” diyebileceğimiz bu büyük kitlenin durumu içler acısı.

Bir araştırmadan çıkan sonuç:

“2003’te 500 milyon litre olan alkollü içki satışları 1 milyar 902 milyon litreye ulaştı.

Türkiye’de içki tüketimi 11 yaşa kadar düştü.

Aynı araştırmaya göre ortaöğretimde alkol kullanımı yüzde 50 düzeyinde çıkarken, üniversiteliler arasında bu oran yüzde 50’yi de aşmış durumda.  

*

Bir başka çalışmanın neticesi:

*YÜZDE 32 ALKOL, YÜZDE 9 UYUŞTURUCU

İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün davetiyle bir yabancı üniversitenin yaptığı çalışmadan:

“2010-2012 yılları arasında gerçekleştirilen ankete 32 bin lise öğrencisi katıldı. İstanbul’un 39 farklı ilçesinde yapılan çalışmada her 100 öğrenciden 45’i sigara, 32’si alkol, 9’u uyuşturucu kullandığını ifade etti.”

*

Bir de kumar bağımlılığı var, o da hızla artıyor:

Devlet Denetleme Kurulu’nun raporunda yer alan bir araştırmaya göre, son bir yılda vatandaşın yüzde 67’si talih (KUMAR) oyunlarında şans aradı.  Talih (KUMAR) oyunlarına umut bağlayanlar, bir ayda 6 saat 6 dakikasını şans (KUMAR) oyunlarına ayırıyor.

Devlet Denetleme Kurulu tarafından yapılan anket, 18 yaş altı çocukların yarısından fazlasının şans (KUMAR) oyunları oynadığını ortaya koydu.

*

Bu hafta Cuma hutbesinin konusu “Evlâtların anne ve babalara karşı görevleri”ydi.

Evet, ne yapsak haklarını ödeyemeyiz.

Bununla birlikte...

Anne ve babaların da evlatlarına karşı sorumlulukları var.

Karşımızdaki tablo, bu sorumluluğun gereğini yeterince yerine getiremediğimizi gösteriyor.

Evleri yöneten anne ve babalar ile devleti yöneten anne ve babalar...

Bu gidişe “dur” demekten başka çaremiz yok!..

İhmalin vebâli omuzlarımızda!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi