Hasan Aksay

Hasan Aksay

Soma acımız, ibretimiz, imkanımız

Soma acımız, ibretimiz, imkanımız

Şehitlerimize Allah’tan rahmet; ailelerine, milletimize başsağlığı, sabr-ı cemil, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Acımızı, ibret, tedbirle imkana; iman, irade, sabır, birlik ve gayretle güce döndürmesini Allah’tan niyaz ediyorum.

Acımız büyük. Tarife gerek yok. Mevlana, her ölümde vuslat cazibesi gördü. Sözünü asırlarca dinleten bir hikmet ve makama erdi. Şehitlik, kemal yolculuğunun zirveye ulaşmasıdır. Ebedi hayatı kazanma nasibidir. Elhamdülillah, milletçe bu imana sahibiz. Akif’imiz bu gerçeği, “Ey şehit oğlu şehit İsteme benden makber; -Sana ağuşunu açmış duruyor peygamber” dizeleriyle anlatır.

Şehit ve yaralılarımız, yükseldikleri şehitlik ve gazilik makamının iklimini dünyamıza öyle hakim kıldılar ki… Dünyayı dikkate davet eden; fitneye ders olan; muazzam bir uğurlama yaşadık. Milletçe, ümmetçe, selat, selam ve dualarda milyonlar buluştu. Şehit ve gazilerimizin gölgesinde dünyamız bir insanlık iklimi yaşadı. Bu ne büyük bir nasiptir yarab!.. Yalnız Soma, bir şehir, bir ülke değil; İslam dünyası, Balkanlar, elçiliklerimiz. Bütün dünya? Ümmet tek kalp oldu. Şeytan çatladı.

Yangından çıkan Gazi kardeşimiz, gazilik makamına liyakat destanı yazdı: “Çizmem çamurlu. Çıkarın da, devlet malı kirlenmesin!”

Bu şuur ve bu ışığı alemi aydınlatan vicdanla, istihzaya kalkışmak mı? Bu, öyle bir körlüktür ki, bir kere de geceyle gündüzü, edepsizlikle edebi anlatmaktır. Gazi işçimizin şuuru, bakkala olan borcu ödenemediği için İtalya’da cenazesi haciz edilen, son Halife-i Ruy-u Zemin Vahdettin merhumun idrak ve eylem zirvesidir. Vatandan sürülürken Kur’an-ı Kerim ister. Saraydan getirilen kitabın altın kılıfını, “Beyt-ül male aittir” diye Roma’dan iade eder.

Evet! İman, ahlak, edep, şuur sahibi ümmet nesli, varlıkta da,acı ve yokluk içinde de, tarihe unutulmaz şeref sayfaları yazdılar, yazıyorlar, yazacaklar.

Bu aziz şehit ve gazilerimize görevimizi ifa için, şümullü bir kararla başlatıp yürüten Hükümetimize; Diyanet İşlerine, Elçiliklerimize; sivil, resmi bütün kurumlarımıza; fert fert millet ve ümmetimize, yüreği yanan, insani değerler yanında yer alan, fitneye karşı duran bütün insanlara binlerle teşekkür. İnsanlıkta, vicdanda birlik doğuran bu şehitler iklimi, inşallah insanlık iklimine açılan kapı olacaktır.

Fitne ve hasetçiler, iyilik iradesinin dirilişiyle, ibret olup, iyiliğe güç ve hız kazandırırlar. Münafık her zaman vardır. Baykuş gibi yıkıntı karanlığında kendini gösterir. Işıkla kaybolur, silinir. Firavunlar, Neron’lar, Stalin’ler. Hep aynı fanilik batağındadır. Gök kubbede ses ve hasret bırakan şehitler, Yunus’lar, Fatihler’dir.

Yarab! Bizi Müslüman yarattın, şükrediyoruz. Ümmetçe birlik içinde, iyilikte daim kıl.İyilerle, şehitlerle, gazilerle haşrolmak isteriz. Kötülüğe karşı bedel ödeyecek idrak ve güç ver. Bizi imansız, ahlaksız, edepsiz, sevgisiz bırakma. Ufkumuz, dünya çıkarlarıyla kapanmasın. Nimetine şükreden; sıkıntıları, sabırla, nimet ikramına vesile kılabilen kullarından olmak isteriz. Hamd, yalnız sana!

İslam’a karşı kabartılan, haset, kin, iftira barajı patladı. Ümmeti yok etmeyi hedefleyen bu zulüm seli, Suriye ve Mısır’ı da yutuyor. Tuzak kurucuların, asıl hedefi; son kale Türkiye. Rahmetinle püskürtüyoruz. Şükrediyoruz. Ama, “Müftü karısı; işçi karısı” gibi maskelerle ne fitneler kaynatılıyor. Camiyi pislemek, kadını yavrusuyla lince kalkışmakla kalmıyorlar. Utanç duvarını yıktılar. Bu pislikleri alenen savunuyorlar. Bizler de, bu gazeteleri alıp desteklemekle neler kaybettiğimizin farkına varamaz olduk. Uyanıklık ver Allah’ım!

Padişahımız Muradı Hüdavendigar’ın, Kosova’da, “Ya Rabbi! Bu tozu gubarı def et” duasıyla, dünya, yeni bir çağa yönelmişti. Ümmetin asırlarını karartan bu fitne ve zulüm iklimini, tozuyla gubarıyla def et Ya Rabbim! Hamd yalnız sana!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Aksay Arşivi