Ahmet Türk

Ahmet Türk

Üzgünüz, Doğu Türkistan Kapsama Alanı Dışında!

Üzgünüz, Doğu Türkistan Kapsama Alanı Dışında!

Türkiye'nin üç katı toprak genişliğine sahip olan Doğu Türkistan; bağımsız bir devlet iken Çin tarafından işgal edilen, en ufak bir hak arama talebine matuf nümayişte dahi Çin askerlerinin gerçek mermilerle insanları taradığı baskı ve zulüm yurdu… Öyle bir baskı ve zulüm yurdu ki; bırakın cinayetleri idamları, 1964’ten bu yana 50’ye yakın nükleer deneme gerçekleştirilen bu turan topraklarında, dozajları zaman zaman değişmekle beraber “sürekli ve planlı” birliğini mezalim var! Onca iğrenç ve insanlık dışı uygulamalara rağmen hala Birleşmiş Milletlerin koruyucu şemsiyesi altına giremeyen ve bu yönde yapılan tüm başvuruların geri çevrildiği Doğu Türkistan’da şu anda 40 milyon Müslüman Türk var olma savaşı veriyor!

Maalesef ülkemiz ve dünya Müslümanlarının, dünyanın belirli yerlerindeki mazlumiyet ve mağduriyet alanlarına gösterdikleri ilgi ve duyarlılıklarda birliktelik yok; çoğu ait oldukları ve hizmet ettikleri gücün işareti ve onayına endeksli hale gelmiş durumda. İsmet Özel’in dediği gibi, bir dünyaya kulak kesilmişse öbürüne sağır Haliyle "varoluş" mücadelesi veren Uygur Türklerinin maruz kaldıkları zulüm karşısında ümmetin bu denli bir sessizliğe bürünmesi gerçekten çok üzücü…

Algı mühendislerinin kontrolü altındaki enformasyon ve medya araçlarının önlerine koyduğu her şeyi afiyetle ve ayırt etmeden yemeye hazır milyonlarca vatandaşımızın, Doğu Türkistan adlı bir yerdeki bizimle aynı dili konuşan milyonlarca soydaşımızın varlığından ve yaşadıkları eziyetlerden haberli olduğunu hiç zannetmiyorum. Haliyle Devletlerin kayıtsız kaldığına milleler de kayıtsız kalıyor! Ya da milletler bilinçaltında kayıtsız kalmayacak şuura sahip lakin devleti yönetenlerin duruşu ve tavırları nedeniyle bu potansiyel asla kinetiğe dönüşmüyor.

Artık her türlü ilişkilerde dengeler gözetiliyor ve hassasiyetler dengeler adına belirleniyor… Amerika’ya bakıyorsunuz yükselen güç Çin’e karşı tedbir almak zorunda hissediyor kendini, Çin’deki Türkistan muhalefetini açıktan desteklemeye cüret edemiyor. Onun yerine rakibi Hindistan’ı güçlü tutmaya çalışıyor. Hindistan’ın düşmanı Pakistan’a bakıyorsunuz zorunlu olarak o’da sırtını Çin’e dayamış durumda ve Uygur Türklerine karşı İslami bir dayanışma içine giremiyor. Son üç yıldır Batı ile kavgalı olduğu için haliyle aynı zamanda doğuya da tavır alma lüksüne sahip olamayan Türkiye; mevcut ticaret hacmi ve askeri teknoloji ithalatı ve dahi Çin’in Türkiye'nin toprak bütünlüğünü savunan ve pkk'ya hiç bir şekilde destek vermeyen politikalarına karşılık Çin’i kızdırmak bir yana dursun, Çin’in kaşlarını çatmasına bile sebep olacak bir hareketten kaçınıyor! Üstüne üstlük ‘devletin duruşu, onu hangi zihniyetin yönettiğine bağlıdır’ ilkesi mucibince “Türk” alerjisi olan suyun başını tutan bir kısım kozmopolit yöneticilerimizin “çizgisi”ni de göz önünde bulundurursak, Türkiye Uygur Türkleri hakkında “doğal” bir çaresizlik içerisinde!

Kadim Türk ülkesi Doğu Türkistan; Türkiye’nin kendine, tarihine, kültürüne, insanlığına, samimiyetine, dış politika anlayışına ve dünyayı okuyuşuna dair bir aynadır. Ortak dil ve kültür köklerine sahip bu kardeşlerimizle çeşitli sebeplerle aralarına engel koyanları hatta burun kıvırarak onları küçümseyenleri kınıyorum!

Oralara kadar gidip onlara her tülü desteği vereceğini taahhüt eden, gözyaşları içerisinde yanak yanağa resim çektirip Doğu Türkistan’ı milli bir tatmin unsuru haline getirenlerin gazını almaya çalışan, buraya geldiğinde ise orada yaşanan zulümleri "Çin'in iç meselesi sayılması gerektiği" şeklindeki resmi cümlelerle değerlendiren, “dengeler adına” vaziyet alan ve istikamet belirleyen hariciyemize de aşırı kızgınım! Hariciyemize kızmam ve ayıplamam tamamen “elinde imkân olupta neleri yapmıyor” sorusunun cevabıyla alakalı…

Aklı başında hiç kimse Türkiye’den böyle bir ortamda "bağımsız Doğu Türkistan" hayali üzerinden siyaset üretmesini istemiyor ki… Türkiye, önümüzdeki yirmi - otuz yılda dünyanın en başat gücü olma yolunda hızla ilerleyen Çin'e, öncelikli olarak Uygur Türklerine daha da sert müdahalelerde bulunmak için meşru bir zemin oluşturacak fırsatları vermeden, ivedilikle yapması gerekenleri masaya yatırıp bir istikamet edinmeli. Millet bilinciyle ele aldığı Uygur Türklerinin sorunlarına aktif bir şekilde eğilmesi için yurt içinde ve yurt dışında baskı grupları oluşturmalı… Bağımsızlık gibi imkânsız hedeflerin peşinde değil; asimilasyon politikalarının değiştirilmesi, Uygur Türklerinin temel haklarının garantiye alınması, baskı görenlerin Türkiye’ye ilticasının kolaylaştırılması gibi gerçekçi amaçlar doğrultusunda çalışılmalıdır. İnanın bunların hiç biri yapılmıyor!

Hülasa…

Dünyada iplerin çoktan koptuğu istisnai yerlerden biri olan Doğu Türkistan’da varlık mücadelesi veren milyonlarca Uygur Türkü bu ümmetin imtihanı olmuştur! Bu imtihanın sonucu şimdiden malumdur; Allah taksiratımızı affetsin!

Bırakın işgale uğradığı 1949 yılından beri katledilen 35 milyon Uygur Türkünü; daha geçtiğimiz günlerde bir stadyumda 7 bin kişinin izlediği bir duruşmada haklarında idam kararı verilen Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin ve 17 gün Atatürk Havalimanında çile çektirip zalime iade korkusu yaşattığımız 35 kardeşimizin medyaya yansıyan görüntülerindeki gözlerine iyi bakın!.. Burnumuzun dibindeki ülkeden onca mülteciye sınırlarımız içerisinde yer açıldığı bir konjonktürde, aynı gerekçelerle 100’lü 150’li gruplar halinde Türkiye’ye gelmek isteyen ama kapılardan geri çevrilen Türkistanlı ailelerin gözlerine iyi bakın! Zira boynuzsuz koçun boynuzlu koçtan hakkını alacağı yargı gününde o gözlerden helallik dileneceğiz. Umalım da onlar bize karşı bizim kadar insafsız olmasınlar!

“…Nice küçük topluluklar, Allah'ın izniyle büyük kalabalıklara üstün gelmiştir! Zira Allah, güçlüklere karşı sabırlı olanlarla beraberdir…" (
Bakara-249)
Bu mutlak gerçeğin tecellisine mazhar olmak ve insanlık tarihinin en büyük yasalarından birini gerçekleştirmek, her devrin mazlumu Gök Bayrağın altındaki bu kardeşlerimize nasip olur inşâAllah

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
8 Yorum
Ahmet Türk Arşivi