Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Kıra Kıra, Döke Döke Nimetten Sayıyorlar Kendilerini

Kıra Kıra, Döke Döke Nimetten Sayıyorlar Kendilerini

Ne kadar kamu aracı yakarsan, ne kadar kaldırım taşı sökersen o kadar devrimcisin...

Devrimcilik, ithal malı laiklik üzerine monte edilmiş bir ideoloji olduğundan İslam ile bütünleşen halk kitleleri ile ister istemez çatışma halindedir...

Melih Gökçek’in “Sizde vicdan olmadığı kesin ama akıl da yok. Halka zarar veriyorsunuz” şeklindeki sözüne eyvallah da kime söylüyorsun? Duvara mı? Kurda mı? Çakala mı?..

Önümüzde cumhurbaşkanlığı seçimleri var.

Birleşik muhalefet bu seçime su katmak için tırmanma şeridinde.

Görüyorsunuz ki çocuklar dağa, kurtlar ovaya.

Anlayalım artık, Ortadoğu kendi haline terkedilmiş bir coğrafya değildir.

Osmanlı’dan bu tarafa petrol ve yer altı zenginlikleri kokusuna ne kadar çoban köpeği varsa hepsi devrede... Kokuyu alan koşup geliyor, kemiği kapan saldırıyor...

Yaşadık ve gördük: Arap Baharı adı altında Müslümanların ülkelerini ne hale getirdiler.

Biz de zannettik ki bu Arap Baharı, diktatör yönetimleri alaşağı ederek ümmetin kurtuluşuna vesile olacak. Ne gezer, en başta Libya’nın petrol kuyuları gitti, Mısır’daki meşru iktidarın koltuğuna firavunlar oturdu. Irak harap, yanı başımızdaki Suriye kan ağlıyor...

Türkiye cambaz üçgeninde 12 yıldır uyguladığı bazen eksik, bazen çok doğru politikaları ile ayakta durabildi. Sözün özü: Allah (cc) korudu.

17 Aralık kompası gerçekten sadakası verilmiş bir kaza...

Orada başaramadılar, şimdi de büyük bir fırsat saydıkları Soma maden ocağındaki patlamayı değerlendiremediklerine yanıyorlar. Barajlar da kurumayınca; iş kalıyor kırıp dökmekle, Kürtlerin çocuklarını dağa kaçırmaya. Peşinden gündemi diri tutan bayrak indirme olayı.

Bu olay askeri bakımdan oldukça vahim, nedeni ise o veled elini kolunu sallayaraktan askeri sahaya girebiliyorsa demektir ki bu saha gerektiği gibi korunamıyor.

Veya işin paraleli konuşuyor.

Sahaya intihar bombacısı olarak da girebilirdi, her şey olurdu...

Vurmadığınız iyi de, yakalayıp kuyruğundan dala assaydınız bari.

Nasıl geldiyse öyle çekip gitmesi gerçekten düşündürücü.

Yetkililer hakkında gereği yapılacağına inanıyorum. Asıl üzen konu, çocuklarının dağa kaçırılmasına feryat eden annelerin yalnız bırakılması olayıdır.

Sayının çoğalmamasının nedeni, örgütün annelere baskı yaptığından hiç şüpheniz olmasın.

Yine de bu kadar kişinin günlerdir Diyarbakır Belediyesi önünde grev yapması Güneydoğu için önemli bir gelişme. Tacizler, tahrikler olsa da biliyorum ki iktidar çözüm süreci için sabır çekiyor.

Köprüyü geçinceye kadar dişini sıkan iktidarın bu tip yumuşak iniş politikası bence doğru.

Örgütün “dağa çıkın, kepenk kapatın” talimatına halk il defa katılmamış oluyor.

Anlıyoruz ki örgüt sıkıntıda...

Yolların kesilmesi, adam kaçırmalar, imam tayini, yargılamalar geçici.

Göreceksiniz cumhurbaşkanlığı seçimleri olumlu geçmesi halinde bakarsınız köyde değneksiz gezenlerin bileti kesilir, yaptıklarının hesapları sorulur, yaptığı kimsenin yanında kâr kalmaz.

Ortadoğu’da havlar gittikçe değişiyor.

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin Türkiye’yi ziyaret etmesi en azından dış güçlere karşı bir kararlıktır. Hep söyledim, İran kapısı kapatılmamalı, kapatılması ne İran’ın, ne de Türkiye’nin işine yarar. Kapalı kapılardan Pazar ekonomisi uygulayan İsrail gibileri istifade eder, biz değil.

Bu arada; aklını kullanan Barzani’nin Türkiye ile yakın ilişkiler kurması bölgede sıcak rüzgârların esmesine vesile oldu. Umarım ileride İngiliz’in çizmiş olduğu cetvel sınırlar tarihe karışarak Müslüman olan halklar kucaklaşırlar...

Başa dönersek, kırmak ve dökmek bileşik muhalefetin işi. Muhalefetle paralel hareket eden PKK’nın çocuk kaçırma olayı örgüt için bir nevi yıkım demektir.

Bıçak kemiğe dayandı derler ya onun gibi, bu acıklı senfoniyi PKK daha fazla sürdüremez.

Görüyorsunuz ki BDP ile HDP’de bu konuda en ufak bir telaş yok.

Açıklamalar kıvırtmaca, hem de Kürt halkını tatmin etmeyecek şekilde.

Halkın merak ettiği, kaçırılan çocukların akıbeti.

Bir süre sonra polis ve asker panzerlerini taşlayanların, hatta örgüte canlı kalkan olanların bu çocuklar olduklarını göreceksiniz... İşte o zaman dananın kuyruğu hepten kopacak.

Benim bildiğim Kürt halkı, çocuklarının örgüte kalkan olmasına vize vermez...

Hem o, hem de zaman örgütün aleyhine işliyor...

Türkiye iç sorunlarını bitirsin, sıra vicdansızlarla aklı olmayanlara gelecek, onların da sonunu göreceksiniz, az daha sabredin...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi