Serdar Demirel

Serdar Demirel

Hayatı yavaşlatan kutlu ay

Hayatı yavaşlatan kutlu ay

Her ne kadar hayat fazla müsaade etmese de, ben, hayatı yavaşlatarak yaşamayı severim. Bu, detayı önemsiyen kişilerin ortak özelliği olsa gerek. Çünkü hakikatin daha çok detayda gizli olduğuna inanırım.

Yavaşlamak insana görme fırsatı sunar. Trafikte de değişmeyen kural bu değil midir? Hızla giderken sadece bakarsınız, göremezsiniz. Görmek için mutlaka yavaşlamanız gerekir. Bu sebeple trafik kuralları kazaların önüne geçmek gayesiyle insanın görmesini sağlamak için onu yavaşlatan yol işaretleriyle doludur.

Postmodern dünyanın insanı içine düşürdüğü albenili tuzak, hız ve hazdır. Ramazan ayı bu tuzağa düşerek dünyevileşmenin kirine bulanmış insana ayar vermek ve hakikatini ona hatırlatmak üzere çıkagelir.

Kuşkusuz her mü’min Ramazan’ı sever. Her mü’minin tecrübesinde bu mübarek ay farklı cömertlikleriyle tecelli eder. Ama Ramazan insan hayatına en çok da hayatı yavaşlattığı için mana katar.

Hayatın yavaşlaması kimisine pasif ve durağan, amelsiz ve heyecansız, renksiz, kokusuz ve tatsız gelebilir. Ama değil. İnsan maddeyle ilişkisinde ölçülü ve dengeli olmalı, aşırıya kaçmamalı, bunu gösterir. İnsanın en hakiki varlığı maddi varlığı değil, bedeni öldüğünde de ölmeyen manevi varlığıdır, bunu öğretir.

İslâm, tefekkürü ibâdet kabul eder. Hayatı yavaşlatan Ramazan, insanı içinde barındırdıklarıyla hakiki varlığına yönelik bir yolculuğa çıkmasına, manevi varlığına konsantre olmasına ve özünü keşfe davet eder.

Oysa postmodern insanın yapamadığı da budur. Onun hayatında eskiden kendisinin yaptığı işleri yapan robotları hakim kılmıştır. Çamaşır makinesinden bulaşık makinesine, bilgisayarlardan akıllı telefonlara kadar hayatını kolaylaştıran birçok teknik aracı emrine vermiştir.

Böylece insana sürekli tüketmek üzere boş vakit üretir. Ancak ürettiği boş vakti profan karakterine uygun olaraktan kendisini unutturacak, tefekkürden uzaklaştıracak ve vehimlerle oyalayacak bir içerikte sunar. Sanal dünya bu özelliğiyle insana doğrultulmuş bir silahtır.

Son Cuma günü, hâtib, idrak etmek üzere olduğumuz Ramazan’ın ehemmiyetine dair bir hutbe irad etti. Çok güzel şeyler söyledi ama bir cümlesi beni derinden yakaladı.

“Ramazan bir dünya görüşüdür”, dedi. Bu sözü ne kadar derinliğine vakıf olarak söyledi, onu bilemem. Ama evet, Ramazan, bizim varlık tasavvurumuzu ifade ettiği kadar dünya görüşümüzdür.

Büyük din düşünürlerini ve filozofları mercek altına aldığımızda onların hayatı yavaşlatarak yaşayan insanlar olduklarını görürüz. Filozofların hayatında mağara metaforu, peygamberlerin hayatında, itikaf ibadeti maddi hayatı yavaşlatmaya, hakikate yönelik keşif gayretini hızlandırmaya matuftur.

Bugün de birinci sınıf akademisyenlerin, fikir adamlarının siyaset ve yöneticilik gibi hızlı yaşamayı zorlayan mecralara kaydıklarında özgün fikir üretimine ara verdiklerini görürüz. Bundan sonra yaptıkları o güne kadar biriktirdiklerini tekrar tekrar tüketmek olabildiği gibi maalesef zamanla eski derinliklerini yitirdiklerini de görebiliyoruz. Bu da bir tesadüf değildir. Çünkü aşırı hız detaya ve derine bakıp görme imkânını insanın elinden alır.

Hamdolsun, Ramazan, yine bizi yavaşlatarak hakiki varlığımıza ayna tutmaya geldi. Ne mutlu bu imkânı değerlendirenlere... 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Serdar Demirel Arşivi