Serdar Arseven

Serdar Arseven

Ekmeleddin DEMİREL!..

Ekmeleddin DEMİREL!..

“Doğan yazarı” demiş ki;

“Prof. Dr. Emin Bilgiç’in kızı, AP’nin unutulmaz ‘Koca Reis’i Sadettin Bilgiç’in yeğeni Füsun Hanım’la tanıştık. O Füsun Hanım ki, on parmağında on marifet, güler yüzlü, tatlı dilli, mütevazı, başı örtülü değil!”

 “Başörtüsüzlüğüne” özellikle vurgu yaptığı Füsun Hanım, “çatıdaki” Ekmeleddin İhsanoğlu’nun eşi. Koca Reis Sadettin Bilgiç de, Süleyman Demirel’le mücadelesinde “Masonlara” yenilen rahmetli siyaset duayeni!..

Ana konuya geçmeden, Füsun Hanım’ın bir “gastede” çıkan laflarına değineyim.

Bir  “Bilgiç hanımefendisi”nin kendisinin ne kadar “güzel”, ne kadar “ahu gözlü” olduğunu Ekmeleddin Bey’in “iltifatları” üzerinden faş etmesi hiç yakışık almadı!..

“Eşim beni öve öve bitiremez, hele gözlerimin güzelliğini” yollu yaklaşımlar muhafazakar bünyeyi bozar!..

Gelelim ana meseleye… Tesadüf yok, inancımız bunu reddediyor.

Her oluşta mesajlar var; kâinatın her zerresine “ibret” gözüyle bakmak şart.

Mesela; Ekmeleddin Efendi’ye (Din hanesi atılmış haliyle Ekmel Efendi!)  destek veren parti sayısının 4 veya 6 olmaması, 5’te kalmasına nasıl “tesadüf” diyebilirsiniz?..

Beyaz TV’de Latif Şimşek’in programında da dile getirdim; bir zamanlar “5’li çete” vardı hani; 28 Şubat’ın meşhur beşli çetesi.

Ekmel Efendi veya kendisine destek veren 5 partinin yöneticilerinden herhangi biri “Bize ‘vesayetçi’ diyorlar. Tam da bu ortamda, 5’li çeteyi çağrıştıran görüntü vermeyelim. Şu parti sayısını ya 4’e düşürelim ya da ne yapıp edip 6’ya çıkartalım!” deseydi kurtarmışlardı.

Kurtaramamaları tesadüf değil!..

Hiçbir şey tesadüf değil…

Ekmel Efendi’nin  “Demirel destekçisi” masonlar tarafından mağlubiyete uğratılan Merhum Sadettin Bilgiç’in akrabası olması da manidar.

Ekmel Efendi’nin ismi gündeme gelir gelmez “Al sana İkinci Süleyman Demirel vakası!” dememiz de tesadüf değildi elbet.

Beyin, irtibatları hızla kuruyor.

İlk anda düşünülen de genellikle doğru oluyor.

Ekmel Efendi projesiyle Süleyman Demirel projesi arasındaki benzerliklere bakın…

O Demirel…

Bu ülke insanının “Dinsiz-Donsuzlara” (Eskiden vatandaş böyle dermiş tek parti zihniyeti için; Din’leri de Don’ları da yok!)  oy vermeyeceğini bilen odakların projesi olarak desteklenen Çoban Sülü.

İslamköy’lü Demirel.

Demirel’in (Merhume) eşi de duruma uygun; Ekmel Efendi’nin eşi Füsun Hanım için Aydın Doğan yazarının dediği gibi;

“On parmağında on marifet, güler yüzlü, tatlı dilli, mütevazı, başı örtülü değil!”

Demirel’in “güç odakları” ile ilişkileri iyidir.

“Masonlar kendisini sever…”

“Hatta”..

O “hatta”sı nasıl “yalan”lanmıştı Mason locası tarafından bilirsiniz!..

Politikaya atılmadan önce temsilciliğini yaptığı “derin” ABD firmasından kalma bir lâkabı vardı, onu da bilirsiniz!..

Süleyman Demirel, tıpkı Ekmel Efendi gibi nabza göre şerbet veren adamdır;

“Ben bu ülkeye şeriat getirmek istiyorum ama şartları biliyonuz!” demesi de vardır,

“Başörtülüler Arabistan’a gitsin!” demesi de!..

Seçimlerden önce –gerekli dozda- hacılarla hocalarla takılır; seçimlerden sonra masonlarla, localarla!..

Ekmel Efendi, “Nurcu” geçinen bir grubun desteğine bel bağlamış durumda ya…

Süleyman Demirel de, “gerçek” Nur talebelerinden destek almış, bu sayede istediği makama gelmiş, ondan sonra da “Nur talebelerine” dirsek çevirmişti.

Özellikle 28 Şubat sürecinde net bir şekilde gördük ki, Süleyman Demirel “yüzde yüz vesayet”in yanında yer aldı.

Rahmetli Erbakan Hoca’nın, Rahmetli Muhsin Başkan’ın karşısında, berbat statükonun “Bekçiliğini” yaptı!..

Şimdi bakıyoruz; Sayın Recep Tayyip Erdoğan “Statüko bekçisi” diye yüklendiğinde, “Statüko bekçiliğinden gurur duyduğunu” ortaya koyan bir Ekmel Efendi var!..

Tıpkı Demirel gibi Ekmel Efendi de ayarı kaçırdığını hissedince kıvırıyor; “Binaenaleyh özgürlükler esastır!” filan.

Ekmel Efendi, doğrusu Demirel dönemleri için iyi bir projeydi.

O günlerde, “Allah’ın izniyle!” diyen adama hasret vatandaşlardan bir bölümü “Demirel oyununa” gelmişti.

Aradan yıllar yıllar geçti.

Rahmetli Necmettin Erbakan Hocamız  “Statükoyu” hayli yordu yıllar boyunca, meşhur fıkrasında belirttiği gibi “pilini tüketti.”

Sayın Recep Tayyip Erdoğan’da müthiş liderliğiyle o zemini değerlendirerek vesayete ağır “darbe”ler indirdi.

Demem o ki, “Ekmeleddin Demirel” oyunu çok bayat bir oyun!..

Rahmetli Sadettin Bilgiç hayatta olsaydı, “Ekmel Bey”e bu “Demirel Oyunu”nda “rol almamasını” tavsiye ederdi. “Ekmel Bey” demezdi ona “Ekmeleddin Bey” derdi;

“Demirellerin dönemi çoktaaan kapandı!..

Bu aziz millet çoktaaan uyandı!..

Gel…

Sen de uyan!..

Bak ölüm var, Demirel kadar da yaşasan.

Ölüm yine ölüm!..”

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi