Serdar Demirel

Serdar Demirel

İran vahdet dedi!..

İran vahdet dedi!..

İran İslâm Cumhuriyeti’nin yaşayan rehberi ve Ayetullah Humeyni sonrası en muktedir kişisi Ayetullah Ali Hamaney bu yılki büyük Hac kongresine bir mesaj gönderdi. 

Bu mesajda, ‘İslam ümmetinin vahdeti’ne özel bir vurgu yaptı. Bir de Muhammedî İslam’la Amerikan İslam’ı arasındaki farka ve Filistin davasına dikkat çekti.

Muhammedî İslâm dediği şey evvelemirde Şiîlik oluyor. Gulat Nusayrî fırkasıyla ittifak edip Sünnilere karşı savaşmayı tecviz eden ve sadece İran’ın milli çıkarlarını hedefleyen bir perde oluyor. Amerikan İslâm’ını lanetlese de Irak ve Afganistan’da Büyük Şeytan’la ittifak yapmaya da izin veren bir kaldıraç oluyor. 

Hamaney Ehli Sünnet kesime hitaben vahdet çağrısı yapıyor. Bunu mesajından anlıyoruz:

“Kur’anî davete lebbeyk diyen ve Allah’ın evindeki ziyafete katılan siz saadetli insanları büyük bir şevk ve saygı ile selamlıyorum.” Bu söz bu mesajın sadece Şiî hacılara yönelik olmadığını bütün hacıları kapsadığını gösteriyor. Bu mesaj hacılar üzerinden de tüm dünya Müslümanlarına ve bahusus Sünnilere gönderiliyor. 

Hac ibadetini yerine getiren Müslümanların yüzde 90’ına yakınını, dünya Müslümanlarının da yüzde 85 civarını Ehli Sünnet Müslümanları oluşturuyor. 

Şimdi mesajın vahdet vurgusuna ve Müslümanların birliğine kurulan tuzak uyarısı bölümüne bakınız: 

“Bugün İslam dünyasının en önemli ve öncelikli konularının başında Müslümanların vahdet meselesi ve İslam ümmetinin çeşitli bölümleri arasında mesafe oluşturan düğümlerin çözümü yer almaktadır.. Sömürücü politikaların kirli elleri ta eskiden beri şom amaçlarına ulaşmak için tefrika çıkarmayı gündemlerine almıştır, ancak bugün, İslamî uyanış bereketi sayesinde Müslüman milletler emperyalist ve Siyonizmcin düşmanlığını doğru biçimde tanıdığı ve karşısında tavır sergilediği bir dönemde Müslümanların arasında tefrika çıkarma politikası şiddetlenmiştir. 

Hilekâr düşman Müslümanların arasında kardeş savaşlarının ateşini yakarak, Müslümanların direniş ve cihad dürtülerini saptırmaya ve gerçek düşmanlar olan Siyonist rejim ve emperyalistlere işgüzarlığı yapanların güvenliğini temin etmeye çalışmaktadır. Asya’nın batısında yer alan ülkelerde tekfirci ve benzeri terör örgütlerini kurmak, bu gaddar politikanın sonucudur. Bu, hepimize Müslümanların vahdet meselesini bugün milli ve uluslararası görevlerimizin başına yarleştirme bağlamında bir uyarıdır.”  

İran’ın bu türden mesajları Devrimin ilk yıllarında büyük heyecan uyandırıyordu. Ama bugün kimse bu kuru sözlere inanmıyor artık. Çünkü bu sözler İran’ın hem Ortadoğu politikasına, hem de İran’daki Ehl-i Sünnet kesime karşı uyguladığı gayri âdil siyasetine tosluyor. 

Hamaney’in bu vahdet çağrısını İran’ın Yemen’deki Husiler’le olan ilişkisi yalanlıyor. İran’ın, Hizbullah’ı Suriye’nin başına bela etmesi yalanlıyor. İran milislerinin bir mezarı koruyacağım iddiasıyla Suriye halkını katletmeye iştirak etmesi yalanlıyor. Azınlık gulat Nusayrî Esed rejimini nüfusun kahir ekseriyetini oluşturan Ehli Sünnet’e tercih edip bu katliama silah ve asker yardımı yapması yalanlıyor. 

Irak’ı mezhep ve etnik temelli bölen Maliki’yi arkalaması yalanlıyor. Çeçen direnişçilere karşı Rusya’yla yaptığı işbirliği yalanlıyor. Azerbaycan karşısında Ermenistan siyasetine verdiği destek yalanlıyor. Afganistan politikası yalanlıyor... 

Kendi içinde hakları kısıtlanan Ehli Sünnet’e yönelik siyaseti yalanlıyor. Tahran metropolünde yaşayan 800 bini aşkın Ehl-i Sünnet’in bir resmi cami yapmasına müsaade etmeyen katı tutumu yalanlıyor. Şimdilerde medyaya düşen, İran’ın rejime verdiği tam destek karşılığında Esed’in Suriye’deki tüm eğitim kurumlarında bundan sonra Şia mezhebinin okutulması için kararname hazırladığı haberleri yalanlıyor.

İhvan karşıtı duruşu yalanlıyor. Mısır’da minberden Hz. Aişe’ye lanet okuduğu için öldürülen bir Şiî cami imamını şehit ilan etmesi yalanlıyor. Sünni bölgelerinde Şiileştirme çalışmaları yapmak yalanlıyor. İran’ın çuvala sığmayan icraatları yalanlıyor. 

Merak ediyorum, İran; stratejilerini neden o büyük Hac kongresine iştirak eden Ümmet’in geniş maslahatlarına göre değil de dar milli çıkarlarına göre kurar? Şiî hilali projesi her şeyden önce vahdeti dinamitlemiyor mu?

Son söz, vahdet bir iddia değil, icraattır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Serdar Demirel Arşivi