Dinsizliği ve dün düşmanlığıyla ün salmış bir milletvekili geçtiğimiz günlerde Peygamberimize (a.s.m) ve ailesine kendisi kadar iğrenç sözlerle saldırmıştı. Üzerinden çok geçmeden sanatçılığı kendinden menkul bir hatun birkaç gün önce kurban kesenlerle IŞİD’i bir tutarak sözde kurban kesenlere, özde ise İslam’a ve inananlara hakaret etti.

Memlekete bu mürtedlerden çok var. Dönem dönem sosyal medya, internet, gazete vb. mecralar üzerinden dine küfür edip küfre girdiklerini ilan ederler.  İnananlar bir şekilde tepkisini gösterir ama yapılanlar yapanların yanına kar kalır.

Yurtdışında da durum böyledir. Bilhassa bazı Yahudi şahıs ve kurumların öncülük ettiği bir İslamofobi ( İslam düşmanlığı) var.  Mesela birkaç gün önce Atlanta’da bir haham  verdiği sözde vaazda, tüm Müslümanların öldürülmesi gerektiğini söyledi.  Bir haber spikeri Obama’ya çağrıda bulunarak İslam’a savaş açmasını istedi.  Bill Maher isimli bir komedyen televizyon programında hem İslam’a hakaret etti, hem de ettirdi. Neyse ki aktör Ben Affleck hakperest davranıp onların söylemlerine karşı çıkarak İslam’a olan kinlerini kustuklarına pişman etti.

Pamela Geller isimli bir kadın var. Bu kadın Yahudi asıllı ve tek işi İslam’ın bir terör (!) dini olduğunu ispat etmek. 2012’de New York’ta yüzlerce belediye otobüsünün üzerine İslam’ı aşağılayan reklamlar astırdı. Şu günlerde yine teşebbüs etti.  New York Belediyesi reklamları yayınlamayınca mahkemeye başvurdu. Ancak  CNN,  Fox, Washington Post, New York Times gibi medya organları bu kadınla röportajlar yaparak onun sadece New York’ta değil tüm dünyaya dinimizi kötülemesini sağladılar ve sağlıyorlar.

Bunlar gibi daha bir çok örnek verebiliriz. Tüm bu misallerin sonucunda varacağımız ilk sonuç şu; İslam düşmanlığını çoğunlukla Yahudiler ateşliyorlar.  Hristiyanların da İslamofobik çalışmaları var ama bu konuda Yahudilerin ellerine su dökemezler.  Bunun bir önyargı olduğu düşünülmesin.  Ne zaman İslam’a hakaret eden bir söz veya aktivite olsa, faillerini araştırdığımızda hep Yahudi kökenli olduğunu görüyoruz.

İkinci sonuç ise; Müslümanların kendi dinlerini korumak için üzerlerine düşeni yapmadıklarıdır. Müslümanlara yapıştırılan “terörist” yaftalarının bir sorumlusu da Müslümanlardır.

Bazı Yahudi örgütleri var. Bunların işi İsrail, Yahudilik veya soykırım aleyhine konuşanları/yazanları bulup deşifre etmek, üzerine gitmek ve gerektiğinde zarar vermektir ( Örnek www.antisemitism.org.il ). Avrupa’nın bir çok ülkesinde anti-semitizm (Yahudi düşmanlığı) yasaları vardır. Söz konusu ülkelerde Yahudi soykırımının olmadığını söylerseniz yirmi yıla kadar hapisle cezalandırılma ihtimaliniz vardır.  Yahudiler aleyhine yayın yaptığınızda gazetenizi bile kapatırlar ( Yeni Akit gazetesi bu yüzden Almanya’da basılamıyor).

Öte yandan, Müslümanların yüzde 1’i kadar olan Yahudiler dinlerini tüm dünyada yasalarla korurken, İslam’ı koruyacak bir kanun yok.  Müslümanlara ve peygamberlerine yapılan tüm hakaretler fikir özgürlüğü olarak görüldü. Böyle görülmesinde kötü niyetin yanı sıra kanunlardaki boşluklar da hakaret edenlerin işini kolaylaştırıyor.

Gerek Müslüman ülkelerin gerekse de STK’ların yerelde ve Batı ülkeleri nezdinde gerekli kanunları çıkarmaları için lobi çalışmaları yapmaları gerekiyor.  ABD’de Yahudi toplumunun kurduğu ADL ve AIPAC benzeri organizasyonlar kurularak her türlü İslamofobik yayın ve aktivitelerin takip edilerek üzerine gidilmesi elzemdir.  

Aslında Müslümanlar için gayet kolay olan bu tür bir çalışmanın bazı Müslüman ülkelerin nefsine ağır geldiğini biliyoruz.  Daha geçtiğimiz günlerde Birleşik Arap Emirlikleri ABD medyasına para vererek Katar’ın teröristlere yardım ettiğine dair haberler yaptırmıştı. Terörist dedikleri de Hamas ve Müslüman Kardeşler oluyor.  Müslümanlar arasındaki itilafı artırmaya yönelik bu tür şerri teşebbüslere girişenler din kardeşine sahip çıkmıyorsa, dinine nasıl sahip çıkacak bilmiyoruz.

Ancak bu mevzuda hassas olanların sayısı da çok fazla.  En azından onların bir şeyler yapması gerekiyor. Mesela hükümetimiz ve STK’larımız bu konuda öncü olabilirler. Diğer ülkelerin yönetimleri İslamofobi ile mücadelede isteksiz kalsalar bile halkları destek vereceklerdir.
Sadece bir öncü ve onun atacağı bir adıma ihtiyacımız var.