“Çürük”sen, kolayı var!..
Adalet Bakanlığı, Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun askerlikten yırtmak için “çürük raporu” aldığı yönündeki iddialara ilişkin incelemesini tamamladı.
Bu işe, orası değil de Milli Savunma Bakanlığı bakarmış...
“TOP” şimdi orada!..
•
“En Atatürkçü”, “En laik” , “En askerci” takılan bu zat, gerçekten de askerlik yapamayacak kadar “feci” durumlarda mıydı?..
Doğrusu; bizim buralarda “anchormenlik” yaparken “askerliği” gelen...
Ve tam da “uzatma” imkanının tükendiği noktada, tam da (bugünün) bir Ergenekon sanığının görev yapmakta olduğu hastanenin civarlarında “kaza” geçiren...
Ve bundan dolayı da “vatani hizmet görmesini engelleyecek çap ve markada” bir ameliyat geçirmesi iktiza eden “eski dost-yeni dönme”mizin durumunu ele alamamışken...
YARSAV Başkanı gibi, gelmişi geçmişi belli bir zatın peşine düşecek değiliz!..
Lâkin;
“Askerlik” meselesinin bu topraklar için ne denli önemli ve de hayati olduğunu çok iyi bilen ve de bu bilinçle vatani görevini milimi milimine ifa etmiş bulunan bir Kısa Dönem Eski Onbaşı olarak, bu tür tartışmaların canımı sıktığını ifade etmeliyim...
Bu konuya ilişkin son yazımda da ifade ettiğim gibi;
YARSAV Başkanı’nın gerçekten de askerlik yapamayacak kadar fena durumlarda olduğuna kesin olarak “inanmak” işimize gelir!..
Ziyadesiyle de sevindirir!..
Zira...
Dedik ya; askerlik mevzuu fevkalade önemlidir!..
Efendim;
Türkiye’nin önde gelen Gastroenteroloji uzmanlarından Emekli Tabip Albay Prof. Dr. Ahmet Alper’den aldığımız bilgileri geçtiğimiz günlerde dikkatinize sunmuştuk.
Ömer Bey’de var olduğu söylenen “karın zarı iltihabı” gerçekten de berbat bir hastalıkmış...
Bu hastalık, bir kez yakalananın peşini asla bırakmazmış...
Sadece askerlik vazifesinin değil;
Savcılık, hakimlik gibi hassas görevlerin ifâsını da fevkalade zorlaştırırmış.
Aşırı gaz, bağırsaklarda aşırı gürültü, sürekli kabızlık, hatta bağırsak düğümlenmesi!..
Berbat bir durum!
Sayın YARSAV Başkanı; “Askerlik yapmamasını” temin eden 1984 yılındaki ameliyattan sonraki 4 yılda hukuk fakültesini bitirmiş.
Büyük başarı.
Sürekli olarak ve de “yatarak” tedavi görmesini gerektiren hastalığına rağmen, dört yılda fakülte bitiren Ömer Bey’i bu başarısından dolayı alkışlayalım...
Ve...
Kendisinin, “çürük raporu” almasını yadırgamayalım.
•
Tekrara girmek istemiyorum;
Belgeleri inceleyen Prof. Alper, “çürük olduğu için askerlikten muaf tutulan” Ömer Bey’in,
-“Ameliyat geçirdiği” 1984 ile “Çürük raporu aldığı” 1988 yılı arasında hangi şikâyetlerle hangi hastanelere başvurduğuna,
-Nerelerde yatılı olarak tedavi edildiğine,
-Ek ameliyatlar geçirip geçirmediğine dair bilgilerin “Askeri Hastane” raporunda yer almamasına, “çok önemli bir eksiklik olarak” işaret ediyor.
İKİ SORU:
1-Bu dört yıllık sürede, çeşitli tedavilerden geçtiyse bunlar niçin raporda yer almadı?..
2-Yok geçmediyse, hastalığı düzeldiyse, niye askere alınmadı?..
•
Prof. Alper’in, Ömer Bey’le herhangi bir alıp veremediği yok...
O bir “bilim adamı” olarak ve de “Bu tür rapor işleriyle yıllarca uğraşmış bir Emekli Tabip Albay” olarak “eksikliklere” dikkat çekiyor...
“Ben olsaydım, bu kadar eksik bilgilere dayalı bir raporu hazırlamazdım” demeyi de ihmal etmiyor!..
Peki...
Böylesine “eksiklerle dolu” bir rapor hakkında Adalet Bakanlığı’nın topu attığı Milli Savunma Bakanlığı ne yapacak?..
Orası belirsiz!..
Yani...
Aklıma takılan şu:
Milli Savunma Bakanlığı, zaten tartışmanın kaynağı olan “eski raporlar”dan mı hareket edecek?
Yoksa...
Bunu hiç de gerektirmeyen daha “sağlıklı” yola mı başvuracak?..
•
O yol, çok basit:
Prof.Dr. Ahmet Alper’in ve diğer uzmanların verdiği bilgiye göre; YARSAV Başkanı’nın gelmişi, geçmişi modern tıbbın imkanları sayesinde ortaya konulabiliyor.
Öyle “tartışılan” raporlara filan itibar etmeye gerek yok.
“Bir laparaskopi yapılır. Ömer Bey’in hastalığının bugünkü seviyesi ortaya çıkar, ve diğer bilgilerle birlikte geçmişteki durumu ve bilhassa da çürük raporunun alındığı 1988 yılındaki durumu tam olarak ortaya konulur.”
Bu herkes için en iyisi...
Kamuoyu vicdanı rahatlamış, Vatani görevine başlayacağı günü iple çeken delikanlılarımızın kafalarındaki soru işaretleri tamamen ortadan kaldırılmış, YARSAV Başkanı da hakkındaki iddialardan kurtulmuş olur!..
“Son duruma” ilişkin “yepyeni” bir “rapora” ulaşma imkanı elimizdeyken, niçin “geçmişe” takılıp kalalım?..
Bakın, benim oyum kendisine...
Böyle bir “tetkik”ten “Bu halde nasıl askerlik yapsın?” dedirtecek bir sonuçla çıkmasını, ümit, tahmin ve temenni ediyorum!..