Recep Garip

Recep Garip

Sultanlar da Ölür (I)

Sultanlar da Ölür (I)

Allah dininin ve din gününün sahibidir. Toplumları aydınlatan, disipline eden hayra ve hakka çağıran, şerlerden ve kötülüklerden kaçınmalarını telkin eden fazilet sahibi, gönül sultanları her daim mevcuttur hamdolsun. “Adana bir gönül dostunu, manevi direğini kaybetti”. Aslında yalnızca Adana değil, Mersin, Osmaniye, Kahramanmaraş, Kayseri, Niğde, Hatay ve aslında bütünüyle bir Akdeniz havzası büyük bir değerini ebedi âleme uğurladı 6 Eylül 2015 Pazar günü. Hayırlı İşler Yaptırma ve Yaşatma Derneği Başkanlığını da yürüten 90 küsur yaşına rağmen, asla dava anlayışından ve gayretinden en küçük bir eksilmenin görülmediği Ömer Faruk Karabucak Ağabeyimizi, ebedi âlemdeki gönüller sultanı Efendimize uğurladık. Rize’den biraderim Abdulhalim Garip şöyle not düşmüş Faruk Ağabeyimiz için; “Çukurova toprakları, maddi ve manevi direklerinden birini kaybetti. Tebessümü yüzünden eksik olmayan, İmam Hatip, İlahiyat Fakültesi ve Kur’an hizmetlerinde ilerlemiş yaşına rağmen son anına kadar bu yolda olmaya, öncülük yapmaya devam etti. Ben İmam Hatip Lisesi’nde 82’li yıllarda okurken yurtlarla, öğrencilerle, insanlarla ilgilenen oydu. Yıl 2015 yine Faruk Karabucak Hoca Efendi vardı. Örnek insanlar böyleydi. Gönül dostu, yardım sever, fakir fukara dostu, hayatını Kur’an yoluna adamış bir güzel insanı, bir gönül dostunu, bir Allah dostunu kaybettik. Yüce Allah(cc), rahmeti, merhameti, şefkati ile muamele buyursun. Peygamberimiz (s.a.v), kendisine ve bizlere şefaatçi olsun inşallah. Allah rahmet eylesin, Mekânı cennet olsun. Muhiblerine, gönül dostlarına, sohbetlerine devam eden kardeşlerime ve ailelerine Yüce Rabbim sabrı cemiller ihsan eylesin. Gönül dostlarımızın başı sağ olsun.” âmin.

Konu gündemimizde sürekli kalsın diye birkaç ayeti kerimeyi nakletmekte yarar görüyorum; Enbiya suresi 3. ayet; “Her nefis ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olarak kötülük ve iyilikle deneyeceğiz. Hepiniz de sonunda bize döndürüleceksiniz.”  Duhan suresi 8. ayet; “Ondan başka hiçbir ilâh yoktur. O hem yaşatır, hem öldürür. O sizin de Rabbiniz, sizden önceki babalarınızın da Rabbidir.”  Tevbe suresi 116. ayette; “Hiç şüphesiz, göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır. O, diriltir de, öldürür de. Size O’ndan başka ne bir dost vardır, ne de bir yardımcı.” Cuma suresi 8. ayet; “De ki: “Sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, muhakkak sizi bulacaktır. Sonra görünmeyeni ve görüneni bilene döndürüleceksiniz. O size (bütün) yaptıklarınızı haber verecektir.”

Enam suresi 162. ayette; “De ki: Benim namazım, ibadetim, hayatım ve ölümüm hep âlemlerin Rabbi Allah içindir.” Araf suresi 126. ayet; “..üzerimize sabır yağdır ve canımızı müslüman olarak al.”  Hac suresi 5. ayet; “Ey insanlar! Eğer öldükten sonra dirilmekten şüphede iseniz, (bilin ki) ne olduğunuzu size açıklamak için şüphesiz biz, sizi topraktan, sonra nutfeden (spermadan) sonra bir alekadan (embriodan) sonra yapısı belli belirsiz bir et parçasından yaratmışızdır. 

Dilediğimizi belli bir süreye kadar rahimlerde tutarız. Sonra sizi bir çocuk olarak çıkartırız, sonra sizi, olgunluk çağına erişmeniz için bırakırız. Bununla beraber kiminiz öldürülür, kiminiz de önceki bilgisinden sonra, hiçbir şey bilmemek üzere, ömrünün en fena zamanına ulaştırılır. Bir de yeryüzünü görürsün ki kupkurudur; fakat biz onun üzerine su indirdiğimiz zaman, harekete geçer, kabarır ve her güzel çiftten bitkiler bitirir.” Yusuf suresi 101. ayet; “Ey Rabbim! Sen bana dünya mülkünden nasip verdin ve bana rüyaların tabirinden bir ilim öğrettin. Ey gökleri ve yeri yoktan var eden Rabbim! Benim velim sensin, benim canımı müslüman olarak al ve beni salih kulların arasına kat!”  

Rum suresi 19. ayet; “O, ölüden diri çıkarır, diriden ölü çıkarır ve toprağa ölümünden sonra hayat verir. Sizler de işte öyle çıkarılacaksınız.”

İnsan hayatı başladığından bu yana ölüm ve hayat birlikte yan yana duruyor. Gelenler bir şekilde vakti dolunca ayrılıyorlar. Hiçbir fert, hiçbir emir, hiçbir makam sahibi, hiçbir kral ve hiçbir sultan ben ayrılmıyorum diyemiyor. Gelen vakti dolana değin yaşıyor ve sonra ayrılıyor. Gidilmesi gereken yere doğru yelken açılıyor ve ebedi âleme ilerleniyor. Yukardaki bazı ayetler, bize çok net bir şekilde insan hayatının nasıl evrilip çevrildiğini, dönüştüğünü, ölümün gerçekliğini gözlerimizin önüne sermesi açısından dikkat çekicidir. Ölüm gerçeği, kaçınılmaz küçük kıyametimiz olduğu ifade ediliyor. Gerçek kıyametin saati, doluncaya değin bilen yok. İlim, irfan sahipleri de ilimsiz ve irfansız olanlar da bir şekilde hayattaki eylemlerini tamamlayıp ayrılıyorlar. Sıradan insanların izlerine rastlanılmıyor. İnsanlık için çaba harcamış, eserler üretmiş, buluşlar (icatlar) ortaya koymuş, güzel eylemlerde bulunmuş, hayırlı işler yapmış, örnek ve önder olmuş, hayırlı evlatlar yetiştirmiş, ardında anılacak eserler bırakmış şahsiyetlerin izini de silmeye kimselerin gücü yetmiyor.

Konuyu ölümden açınca bazı ayetlerden nakiller yaptık, birkaç hadisi şeriften de nakiller yapmakta yarar vardır;  Buhari ve Tirmizi’de geçen bir hadisi şerifte; “Ölüyü (mezara kadar) üç şey takip eder: Ailesi, malı ve ameli. Bunlardan ikisi geri döner, biri bâki kalır: Ailesi ve malı geri döner, ameli kendisiyle bâki kalır.”

Müslim, Ebu Davut ve Tirmizi’de şöyle bir hadisi şerif var; “Bir insan ölünce üç kişi hariç, herkesin ameli kesilir: Sadaka-i câriye (bırakan) veya istifade edilen bir ilim (bırakan) veya kendine duâ edecek sâlih evlât (bırakan).”

Ebu Davud ve Tirmizi şu hadisi naklediyor; “Ölülerinizin iyiliklerini zikredin; kötülüklerini zikretmeyin.” Tirmizi’de nakledilen bir hadisi şerifi İbn Abbas (r.a.) anlatıyor: “Rasûlullah (s.a.s.), Medine ehlinin mezarlarına uğramıştı. Mezarlara yüzünü çevirerek: “Esselâmu aleyküm (selâm üzerinize olsun) ey kabir halkı! Allah sizi de bizi de mağfiret buyursun. Sizler bizim seleflerimizsiniz. Biz de arkadan geleceğiz.” buyurdular.” Yine Tirmizi’den; “Kim çocuğunu kaybeden bir anneye tâziyede bulunursa, cennette ona bir bürde (hırka, kaftan) giydirilir.” Nesai, Tirmizi ve İbni Macenin de naklettiği bir hadisle bunu noktalayalım; “Lezzetleri yok eden ölümü çok anın.” 

Devam edecek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Recep Garip Arşivi