Ahmet Türk

Ahmet Türk

İbrahim’in Delileri!

İbrahim’in Delileri!

Saffat Suresi’nin 100-113. ayetleri bir baba (Hz. İbrahim a.s) ile oğlu (Hz. İsmail a.s) arasında geçen ürpertici ve sarsan bir kıssayı içerir… Malumunuz, yaratılmışların en ağır imtihana tâbi tutulanları peygamberlerdir. İşte onlardan biri olan Hz. İbrahim, Rabbine olan vaadini yerine getirmek için oğlu İsmail’i kurban etmek için Mina-Müzdelife bölgelerine yakın bir yere gelir. Hz. İbrahim, oğlu Hz. İsmail’i oturtup onunla sohbete başlar. Şöyle der: “Oğulcağızım! Ben rüyamda seni kurban ediyor görüyorum. Bak bakalım, ne diyorsun bu işe. Babanla konuş bu işi. Bana teslim olacak mısın?”

Bir baba için bunu söylemek ne kadar zor ve ne kadar ağırdır. Hz. İbrahim bu emri paylaşır. Yüce Rabbin istediğini iletmekte tereddüt etmez. Oğlu Hz. İsmail ise tam bir tevekkül ve teslimiyetle şöyle cevap verir: “Babacığım! Emrolunduğunu yap. İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın. Sana direnmeyeceğim. Senin dediğini tartışmayacağım. Sana neden demeyeceğim. Sen ne ile emredildiysen onu yap. Beni sabreden olarak bulacaksın.”

Nihayet Hz. İbrahim ile Hz. İsmail emre uymak için hazırlık yaparlar. Hz. İbrahim oğlu İsmail’i alnı üstü yatırır. Kurban edecektir.  Lakin gücün, kudretin, mal ve mülkün, sözün, kalemin, iktidarın, hükm’ün velhasıl her şeyin sahibi olan Allah; tıpkı geçmişte Hz. İbrahim’in atıldığı ateşe “yakma” emrini buyurduğu gibi, bu sefer Halil’in elindeki bıçağa “kesme” emrini buyurur ve bıçak kesmez!  

Cenab-ı Allah bu kıssasıyla, Hz. İbrahim “kararlılığını ve fedakârlığını”, Hz. İsmail’in ise “teslimiyetini” sınar, över ve örnek verir… 

Bugün bu teslimiyet ve fedakârlık Türklerin savaş terminolojisine ‘İbrahim’in Delileri’ tabiriyle girmiştir. Hani Şeyh Edebali, Osman Bey’e nasihatinin sonunda kullandığı “Haklı olduğunda kavgadan korkma! Bilesin ki, atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler!” sözü var ya… İşte oradaki “deli” tabiri, gözü kara, sert, güçlü, adaletli ve teslim olan yiğitler için kullanılır… 

‘İbrahim’in Delileri’ gerçek kahramanlardır. İsimleri bilinmez. Sadece dostlarının ve mücadele ettiği düşmanı içinden şahit olanların anlatımlarıyla dile düşerler ve ‘İbrahim’in Delileri’ pâyesi’nde anılırlar!

Dünden bugüne aklınıza gelen üstün fedakarlık sergilenen tüm muharebe ve mücadele alanlardaki muvaffakiyetlerin gerçek sahipleri ‘İbrahim’in Delileri’dir..! Şu anda ülkemizin bir bölümünde adı konulmamış bir savaş açan eşkıyaya karşı mücadele eden Mehmetçiğimizin ve polis özel harekâtçılarımızın içerisinde öyle ‘İbrahim’in Delileri’ var ve bunlarla alakalı öyle yaşanmışlıklar anlatılıyor ki, işittiğinizde hissettiğiniz duygu “kıvanç”ın çok ötesinde bir şey… 

Sık anlatılır; bir tim pusuya düştüğü zaman durmaksızın bixi atışı altında kalır. Bixi Rus yapımı bir makineli tüfektir. Dakika da 650 mermi atar. Azami mesafesi 4 km. tesirli mesafesi ise 1 km.dir.  Pusuya düşen tim in bu silahtan kurtulması için bir çare vardır. Bu eğitimlerde öğretilmez, konuşulmaz ama bilinir. 

Pusuya düşmüş Tim de bir tane (İbrahim’in Delisi) saklanılan yerden çıkıp Bixi’ye doğru koşmaya başlar. Tim’in kazanması gereken süre 3 ile 13 saniye arasındadır. Bixi tüfeğinden gelen mermiler bu koşucuyu bir bıçağın kestiği gibi keser! 3 ila 13 saniye arasında. Koşucu bu zamanı kazanması gerektiğini bilir. Nişancı mecburen koşucuya odaklanır. İşte o an timin ihtiyacı olan zaman parçası çalışmaya başlamıştır. Koşucu %99 ihtimalle şehit olur! Ama timi kurtarır. 

Şair bu durumu “İbrahim’in Delileri nişan oldu bağrına / Mehmetçikler şehit düştü bu vatanın uğruna” dizileriyle özetler!

Hülasa,

Şu anda, ‘İbrahim’in Delileri’ Çözüm Süreci adı verilen ‘MİT-Öcalan Müzakere Süreci’ boyunca, yani son üç senede, kaybettiklerimizi büyük bir fedakârlık, kararlılık ve teslimiyetle geri almaya çalışıyor!

Yüzün üstünde anında müdahale edilip bertaraf edilmesi gereken vukuata rağmen “resmi” ve “meşrû” operasyona çıkma talepleri Çözüm Süreci zevale uğramasın diye reddedilen, sorumlu oldukları makamları icrâ makamı olduğunu unutup, vatandaş gibi şikâyet etme ve bahane üretme makamı haline getiren ülke yöneticilerinin “eşkıya meğerse bombalı tuzaklar kurmuş ve silah depolamış” şeklinde itiraf ettiği Çözüm Süreci zamanlarında kışlalarında “mecburi ikamete” zorlanan “İbrahim’in Delileri” şu anda sahaya inmiş durumdadır! 

Allah’ım sen onlara merhametin ve şefkatinle muamele et. Allah’ım sen “İbrahim’in Delileri”ni koru.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Ahmet Türk Arşivi