Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Paris’te Patlayan Ortadoğu

Paris’te Patlayan Ortadoğu

Paris patlaması hakkında yapılan birçok yorumların yanı sıra, olayı IŞİD denilen örgütün üstlenmesi kimseleri yanıltmasın.

Havaya göre adres belirleniyor...

Bu olay ikinci bir 11 Eylül hadisesidir.

İkiz Kuleleri El Kaide havaya uçurmuştu, amma ne hikmetse yüzlerce iş yeri olan tek bir Yahudi’nin burnu kanamamıştı. ABD’nin bir nevi beyni sayılan İkiz Kuleleri havaya uçuracak kadar güçlü olan EL Kaide şu anda nerelerdedir?

Miadı dolduğunda çekilince görevi IŞİD denilen örgüt üstlendi.

Emperyalist ülkeler bu tip olayları bahane ederek Müslüman ülkelerin yer altı zenginliklerine saldırıyor. Olayı IŞİD’e fatura ettiklerine göre onun kontrolü altında olan topraklara yakında saldırılar yapılacak demektir. 

Neresinden bakarsanız bakın, Paris olayı sömürü patlamasıdır. Çok yönlü bakıldığında bu konuda yapılan kınamaları pek de samimi bulmuyorum.

Bunlar hep şaşırtmacadır.

Bakıyorsunuz kanlı terörü her seferinde ABD kınıyor.

Rusya kınıyor.

İngiltere kınıyor.

İsrail kınıyor.

Almanya kınıyor.

Esed kınıyor...

Peki, bu silahları terör örgütüne veren kim?

Bilmem ne çocuğu mu veriyor?

Yoksa mal pazarından mı satılıyorlar?

Suriye veya Irak herhalde bu tip silahları üretmiyor.

Libya derseniz kendi derdine düştü...

Tam da G20 toplantısının Antalya’da yapılarak Suriye konusu konuşulacağı günün arifesinde Paris’i kana boyayan bir patlamanın elbette ki değişik nedenleri var.

Büyük devletler artık terörle konuşuyor.

Terörün vazgeçilmezliğini silah sanayiinin artık bir parçası ve de sektörü olarak görmek zorundayız. Batı sömürüyü silah ve terör sayesinde yapıyor.

İngiltere, merhum Abdülhamid sonrası Ortadoğu ülkelerinden kaptığı petrol ile makinelerini işletebildi, ağır sanayiye bu sayede kavuştu.

Emperyalistler paranın geleceği yerden insanı esirgemez.

Terör yüzünden topraklarından göç etmek zorunda kalan binlerce insanın denizlerde boğulması Batı ülkeleri nazarında günlük bir vukuat gibidir.

Onlar işgal ediyor, denizler Müslüman kanına doymuyor. 

Türkiye’nin üzerine yıktıkları 2,5 milyon mültecinin çektiği acıları adamlar senfoni çalarak, içkisini yudumlayarak zevkle izliyorlar.

Onlar için insan değil petrol önemli.

Dahası, gayeye vasıl olmak için her yol; “faydacılık” dedikleri “pragmatizm” felsefesinin gereğidir, meşrudur. Bu felsefe, sömürüde kutsanmış bir anlayıştır.

ABD, başları kılıçtan geçirilen binlerce Kızılderili kanı üzerine kurulmuştur.

Ha Ankara ha Paris... Her birisi aynı merkezden yönetiliyor.

Akabinde IŞİD’e mal ediliyor.

Şimdi de güvenlik güçlerinin arasında IŞİD militanları olduğunu iddia ederek operasyonları sulandırmak isteseler de sökmez.

Devletimiz bu ihanetin hakkından tek başına gelecek güçtedir. 

O yüzden, ebced hesabını iyice anlayalım.

Kuyrukları birbirine değen bir oyun.

Paris’te patlar, Ortadoğu’da acısı duyulur... 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi