Spor yazarları ne dedi?
Dün akşam oynanan ve Fenerbahçe'nin 3-2 galibiyetiyle sonuçlanan Şampiyonlar Ligi maçının ardından spor yazarları farklı noktalara değinerek maçı yorumladılar.
İşte spor yazarlarının görüşleri:
Tarihi zafer (Rıdvan Dilmen)
Fenerbahçe takımı hakikaten iyi takım. Sevilla'yı yenmek kolay değil. Sevilla'nın zaafları yok mu? Var tabii. Yan toplarda kötüler, savunma oyuncuları da zayıf. Ama o kadar çok oyuncuyla hücum yapıyorlar ki tedbirleri zor. Galibiyet 3-2 de olsa bir avantajdır. Fenerbahçe müthiş taraftar desteğiyle Avrupa'daki galibiyet serisine Kadıköy'de devam etti.
Bomba Sevilla’nın kucağında (Erman Toroğlu)
Mücadelede kötü olmadı. Daha da önemlisi ne olursa olsun, Fenerbahçe kendi evindeki maçı kazandı. Şimdi bomba onların elinde... Ve onlar İstanbul’daki kadar rahat oynayamayacaklar. Beyinlerini hep bir kurt kemirecek. ’Ya ters bir iş olursa’ diye. O da sarı lacivertlilerin ekmeğine yağ sürer. Tabii, faydalanabilirlerse...
Kaçan fırsatları umarım aramayız (Ziya Şengül)
İkinci yarıda Lugano ile yine sevinen olduk. Ne var ki sevincimiz kısa sürdü; Escude’nin golüne engel olamadık... Semih’in golü önemli bir avantaj sağlayacak.
Ama umarım kaçırdığımız bir çuval dolusu golü İspanya’daki rövanşta aramayız.
Viva Espanya değil, yaşa Fenerbahçe (Serdar Akbıyık)
Biliyorsunuz Fenerbahçe marşı aslında 'Viva Espana' şarkısının uyarlamasıdır. Zaragoza maçında marş çaldığında bizim taraftarımız kadar Zaragoza'lılar da coşmuştu. Bundan ders alınmış ki Sevilla maçında marşımız çalmadı. Keşke maç sonunda çalsaydı. çünkü artık o beste İspanyollar'ın değil şanlı Fenerbahçe'nin marşıdır. Viva espana değil YAŞA FENERBAHçE...
Başka dünyanın takımı (Gürcan Bilgiç)
Rövanşın avantajı görüntüde rakipte olsa da, Fenerbahçe kadrosu "Yenilmeyecek takım yok" sözünü cebine koyarak gidecek İspanya'ya... Turu geçer veya geçemez. önemli değil. Ama bundan sonra Kadıköy'e gelecek her takım iyi bilecek ki; burası başka bir dünya. Ve Fenerbahçeliler bilecek ki; bu dünyada nefes, 'sarı' olarak alınır, 'lacivert' diye verilir.
Böyle mi olacaktı! (Ahmet çakar)
Yan toplar, Fenerbahçe'nin her şeyi. Atılan ilk gol tamamıyla Kezman'ın. Kalabalık defans arasında tek başına, ama iyi yer tutup kafayla golü yapıyor. Lugano'nun golü de bir yan toptan. Ama böylesine maçlarda özellikle pas alışverişiniz hem daha etkili hem de daha çabuk olmalı. Aksi takdirde rakibi dağınık yakalama şansınız hemen hiç yok. Durum böyle olunca da, umudunuzu sadece yan ve duran toplara taşırsınız. Şimdi Fenerbahçe'yi İspanya'da kâbus gibi bir maç bekliyor. İşleri o kadar o zor ki, kelimelerle anlatabilmek mümkün değil.
F.Bahçe'nin büyük başarısı (ömer üründül)
Yine de Fenerbahçe, bütün hırsıyla ve yardımlaşmasıyla kazanmayı arzu ediyordu. Ancak aşırı fizik zorlamadan dolayı hücum gücü zayıfladı. Zico'nun son 15 dakikada Semih'i sahaya sürmesi gerekirdi. Brezilyalı teknik adam bunu, son 5 dakikada uyguladı. Semih de 5 dakikayı 1 golle değerlendirdi.
Rövanşta endişeye gerek yok (Haşmet Babaoğlu)
Bravo Fenerbahçe! Nice futbol ulemasının günlerdir “Bu Sevilla yenilmez” fetvası verdiği bir maçı hem de 3 gol birden atarak kazandığın için...
Bravo Fener! Kalende gördüğün gollerle umutsuzluğa kapılmadığın; “Ben bu maçı herşeye rağmen kazanırım” inancını ve özgüvenini terk etmediğin için...
Bu sonuç, Şampiyonlar Ligi gibi kalitesi ve atmosferi yüksek bir ortamda gerçekten kutlanacak bir başarı...
(habervaktim)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.