Bu olaylar neden kaynaklanıyor?

Bu olaylar neden kaynaklanıyor?
Taraftar olayları sebebiyle yarıda kalan Diyarbakır-Bursa maçının ardından benzer bir olay da İstanbul'da yaşandı.

Çıkan olaylar nedeniyle maç tatil edildi. Bir olay olduktan sonra onu öc almaya dönüştürmenin yanlışlığına dikkat çeken Dicle Üniversitesi Sosyoloji Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mazhar Bağlı, olayların sorumlusunun Doğu'dan ziyade Batı'daki yanlış algının olduğunu savundu. İlk maçtaki olaylar sebebiyle Bursaspor yönetiminin özür dilememesinin hata olduğunu dile getiren Polis Akademisi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Önder Aytaç ise adalet duygusu devlet tarafından karşılanmayan bireylerin kendi adaletlerini uygulamaya kalkabileceklerini ifade etti. 

Diyarbakırspor ile ilgili son gelişmeleri Cihan Haber Ajansı muhabirine değerlendiren Dicle Üniversitesi Sosyoloji Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mazhar Bağlı, ilk olayların Bursa'da olduğunun unutulmaması gerektiğini vurguladı. Türkiye'de toplumlar arasındaki kesimler arasında psikolojik bariyerlerin oluştuğuna dikkat çeken Bağlı, kategorik değerlendirmelerin çok yaygın olduğunu söyledi.

Batı'da sporun bile önyargılı bir biçimde örgütle, PKK ile bağdaştırılarak algılandığına dikkat çeken Bağlı, "Bunun sorumlusunun Doğu'dan ziyade Batı olduğunu düşünüyorum. Batı'daki kamuoyunun olduğunu düşünüyorum. Yanlış bir durum tabii ki. Bütün insanların, burdaki vatandaşlarımızın örgütle bir organik bağı varmış gibi gösterilmesi doğru değil. Üstelik bu yaklaşım bu insanları zorunlu olarak örgütle bir bağ kurmaya da iter. Zorla bağlantı kurmaya çalışırsanız, insanlar da kendini orayla bağlantılı görmeye başlar." dedi.

Futbolla ilgili kuralları bilen birisi olmadığını kaydeden Bağlı, ama olaylar üzerinden kötü sonuçların çıkabileceğini belirtti. Bazı çevrelerin bu olayları kullanabileceğini dile getiren Bağlı, KCK operasyonunda, operasyondan daha çok kelepçelerin konuşulduğunu hatırlattı.

"Açılımı sabote etmeye yönelik, kim tarafından yapıldığı çok önemli değil, birilerinin bilerek veya bilmeyerek yapmasının da çok önemi yok. Ama böyle bir ihtimal doğrusu var." diyen Bağlı, "Onu tetikleyecek faktörler olarak görülebilir. Burada da öyle değerlendirilecektir. Bir kere adil davranmadığınız zaman, bundan sonra ortaya koyacağınız en adil karar bile insanların kafasında adilmiş gibi bir imaj uyandırması mümkün değil. Bursa maçında eğer ağır yaptırımlar uygulasalardı, belki burada ağır yaptırımların insanlarda makul karşılanması sağlanabilirdi. Burdaki insanlar kendilerine farklı bir muamele yapıldığını düşünüyorlar. Öyle inanıyorlar, sıkıntı da burdan kaynaklanıyor. Bu tür şeylere izin vermemek lazım. Yapılacak şey, maçın tekrarıdır, hükmen sayılması değildir. Doğrusu da budur." diye konuştu.


"BÖLGE HALKININ HEPSİ PKK'LI DEĞİL AMA DİYARBAKIRSPORLU"

Polis Akademisi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Önder Aytaç ise Bursa'daki maçta 15 bin kişinin hep bir ağızdan söylediği "Apo'nun p…." gibi ırkçı sloganların bile bir cezayı hak edecek eylem olarak değerlendirilmediğini hatırlattı. Bursaspor'un Federasyon tarafından kollanıldığını savunan Aytaç, o gün yaşanılanların yalnızca sıradan insanlar tarafından değil, kent ve kulüp yöneticileri tarafından da büyük tepki gördüğünü vurguladı.

Diyarbakırspor'daki bütün yanlışların doğrudan AK Parti'nin hanesine yazıldığını ileri süren Aytaç, mevcut yönetimin politik atamayla göreve geldiklerini önceden ilan ettikleri için gidişlerinin de yine politik bir kararla olması gerektiğini düşündüğünü kaydetti. Yol yakınken yanlıştan dönülebileceğini ve kulübün sivilleşmesine fırsat verilmesini isteyen Aytaç, "Adalet duygusu devlet tarafından karşılanmayan bireyler, kendi adaletlerini uygularlar mı?" diye sordu.

Futbol Müsabakaları Yönetmeliği'nin de bu sorunu çözmeye yeterli bir sosyal, siyasal ve psikolojik ve hukuksal içerikten yoksun olduğunu savunan Aytaç, futbolun bölgenin tek sosyal eğlencesi, insanların deşarj oldukları alan ve bölge insanının sisteme entegrasyonun en önemli aracı olduğunu söyledi.

Bölge halkının hepsinin PKK'lı değil ama hepsine yakınının Diyarbakırspor'lu olduğuna dikkat çeken Aytaç, "Çünkü mevcut sistemde horlandığını, dışlandığını, küçümsendiğini düşünen insanların, kendilerini ifade ettikleri yegâne araçlardan birisi de Diyarbakırspor. Onun aracılığı ile meydan okur, rekabet ederler. Takımı bu sportif güce sahip değilse de hayal kırıklığına uğrar. Hakemin, federasyonun, basının, hele de bir başka takım taraftarının haksızlığına uğradığını düşünürse de; sonuç mevcut durum olur. Tercümesi; 'bu alanda da dışlanıyorum, bununla da kendimi ifade etmeme izin yok' düşüncesi hakim olabilir." diye konuştu.

Tezgâhlar kurularak şampiyon olacak ve düşecek takımların belirlenmediği, Kürtlerin bütün doğallıklarıyla eşit ve özgür olarak yaşadıkları bir Türkiye ve Türkiye ligi özlemiyle düşse de kalsa da Diyarbakırsporlu olduğunu ifade eden Aytaç, bu konudaki suçluları ise şöyle sıraladı: "Hala özür dilemeyen Bursaspor yönetimi, tarihinde hiç görülmediği kadar taraftar tepkisi çeken Diyarbakırspor yönetimi ve diğer statlardan farklı olarak tribünlerinden 'herne pêş ve xoool' seslerinin yükseldiği tek stat olmasına tahammül edemeyen devletliler." (CİHAN)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.